Zonguldak’daki FETÖ davasında tutuklu bulunan eski polis memuru Tuncay K. FETÖ ile ilk bağlantısının 1998’de Kastamonu Polis Okulu’nda öğrenciyken gerçekleştiğini söyledi. Tuncay K. ifadesinde ayrıca, “2010’da komiser yardımcılığı sınavına hazırlandığım süreçte Çaycuma’da veteriner olan ve polis memurlarına yönelik ev hocalığı yapan Ramazan A. isimli kişi, bir gün beni evine davet etti ve sınavdan bir süre önce bana üzerinde soru ve cevaplarının olduğu soru kağıtlarını verdi” dedi.
Zonguldak’ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 8’i tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya biri kadın 8 tutuklu sanıkla 6 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” suçlamalarının yöneltildiği sanıklar hakkındaki iddianame okundu.
Kimlik kontrolünün ardından sanıkların savunmaları alınmaya başlandı. Sanıklardan eski polis memuru Tuncay K. , 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açığa alındığını ve bir süre sonra tutuklandığını belirterek, 1998’de Kastamonu Polis Meslek Yüksekokuluna girdiğini ve çarşı izninde kendileriyle aynı okulda okuyan kişiyle tanıştıklarını söyledi.
İsminin “Ramazan” olduğunu öğrendiği kişiyle yakın arkadaş olduklarını, evlere sohbetlere gittiğini anlatan Tuncay K. , şunları kaydetti:
“Mezun olmamın ardından Tokat’ın Zile ilçesine atanmıştım. Burada görev yapan bir polis memuru bana ‘Sen Kastamonu’da Ramazan ile yakın arkadaşmışsın. Biz de burada bir araya geliyor, sohbet ediyor, dini bilgiler öğreniyoruz. Aramıza sen de katılabilirsin.’ dedi. Ben de dini duyguları yaşama hassasiyetiyle bunu kabul ettim ve müsait zamanlarda polis arkadaşların evlerinde sohbetlere katıldım. Burada Fethullah Gülen’in sohbet videoları da izlettiriliyordu. Tabii o zamanlar herhangi bir suç unsuru yoktu ve biz de Gülen’i bir cemaat lideri olarak görüyorduk.”
Tokat’ta 4 yıl çalıştıktan sonra Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine atandığını, burada da “Aydın Ö.” adlı polis memurunun yanına gelerek, “Sen sohbetlere katılıyormuşsun. İstersen burada da katılabilirsin.” dediğini, bunun üzerine ev sohbetlerine katıldığını belirten Tuncay K. , “Ev sohbetlerimizi Devrek ilçesinde tapu müdürü olarak görev yaptığını bildiğim Ömer A. adlı kişi veriyor ve her seferinde kimin evi müsaitse orada toplanıyorduk. Buradaki sohbetlerde de Fethullah Gülen videoları izlettiriliyordu.” ifadelerini kullandı.
Tuncay K., 17-25 Aralık sürecinden sonra devlet büyüklerinin açıklamalarıyla yanlış bir yapılanmanın içinde olduğunu fark ettiğini ve olanlara sessiz kalmayarak yapıyla ilişkilerini sonlandırdığını savundu.
“Sohbeti organize edenlere bir daha katılmayacağımı söyledim ve o tarihten itibaren de bu yapının içinde olmadım.” diyen Tuncay K. , şunları dile getirdi:
“15 Temmuz sürecinde de bu yapının gerçek yüzünü gördüm. 2009’da komiser yardımcılığı sınavına girmiş ve 55 puan alarak başarısız olmuştum. 2010’da komiser yardımcılığı sınavına hazırlandığım süreçte Çaycuma’da veteriner olan ve polis memurlarına yönelik ev hocalığı yapan Ramazan A. isimli kişi, bir gün beni evine davet etti ve sınavdan bir süre önce bana üzerinde soru ve cevaplarının olduğu soru kağıtlarını verdi. Bana ‘Sınava bunlarla hazırlan, faydası olur.’ dedi. Ben de daha önceki yıllarda çıkmış sorular olduğunu düşünerek aldım. Sınava girdiğimde sorulan soruların o kişinin bana verdiği sorularla birebir aynı olduğunu gördüm. Soruların daha önce verilmiş olmasıyla vicdan azabı yaşadım ve ‘Böyle bir yapı soruları çalabilir mi?’ diye düşünmeye başladım. Tarafıma sınavı kazandığıma yönelik yazı gelmiş ve kursa katılmam gerektiği belirtilmişti ancak ben bu durumu kabullenemedim, geçerli bir mazeret sunarak kursa katılmadım ve komiser yardımcısı da olmadım. Soruların nereden geldiğini de o kişiye hiç sormadım.”
Tuncay K. , öğrencilik yıllarında örgüte bağlı hiçbir yurt ve okula gitmediğini, akıllı telefonu olmaması sebebiyle herhangi bir haberleşme programı kullanmadığını anlatarak, hakkındaki suçlamaları reddederek tahliyesini talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla sürüyor.