Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Zafer Ergül, pandemi belası karşısında 65 yaş üstü vatandaşlarımıza “zatürre” ve “grip” aşılarını yaptırmalarını önerdi…
Aşı nerede?
Aşıyı kim kaybetmiş de 65 yaş üstü vatandaşlarımız “bulacak”?…
“Karaborsa” bile yok.
(Grip aşısının kullanım dönemi önümüzdeki ay başlıyor…
Zatürre aşısındaki güncel duruma göz atalım.)
65 yaş üstü “kronik” hastalığı olan vatandaşlar…
Hastaneye gidecek, kronik hastalığını belgeleyecek, zatürre aşısını yazdıracak, sağlık ocağına gidecek, burada hastalık önceliğinde sıralamaya girerse ve halihazırda aşı varsa vurduracak, sağlık ocağında aşı yoksa eczaneye gidecek, eczanede varsa ilacı alıp sağlık ocağına dönecek, aşı olacak.
Ki mevcutta eczanelerde zatürre aşısı “yok”, sağlık ocaklarındaki stok durumunu müdürlük açıklarsa kamuoyu öğrenir…
Kastamonu’da değil, Türkiye’de zatürre aşısı yok.
Zatürre aşısına “az” sayıda ulaşan var…
Eş dost sayesinde.
65 üstü “kronik” hastalığı olmayan vatandaşlar…
Eczaneden “ücreti” (350 papel) mukabili edinecek.
Eczanede zatürre aşısı olmadığı için…
Milyon papel verse de “eli boş”.
Zatürre aşısı piyasada yokken yahut edinmek için ya “kronik” hastalık ya da “bütçe” lazımken…
“Profesör başkehim” ne anlatıyor?
Ya eczaneden haberi yok ya vatandaşın cebinden?..
Başka izahı var mı?
Benim önerim ise “maske, mesafe, temizlik”…
En azından piyasa sorunu yok ve “bedava”.
- ••
Atatürk’e Kastamonu’yu “kötüleyenler”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “23-31 Ağustos” tarihleri arasında Kastamonu’ya gerçekleştirdiği ziyarette halka yaptığı konuşmaları hatırlamayı sürdürelim…
Atatürk’e Kastamonu’yu öyle bir “kötülemişler” ki öncesinde akla ziyan.
Daday’daki konuşmasında altını çizdiği bu durumu Kastamonu nutkunda da yineliyor Atatürk:
“Efendiler!
Meşhudatımın en kıymetli kısmı bu güzel mıntıkanın samimi halkının çok münevver ve çok geniş ve yüksek bir zihniyet sahibi olmalarıdır.
İtiraf etmeliyim ki bu seyahatimden evvelki malümatım, meşhudatımın hasıl ettiği kanaatlerden çok başka idi.
Muhterem mebuslarınız Ali Rıza Bey, Mehmet Fuat Bey gibi zevat bulunmasaydılar, sizi mümkün olduğu kadar olduğunuzun aksine tanımak için çalışanlar ezhanı teşvişte kim bilir ne kadar ileri gitmeğe muvaffak olacaklardı.
Asarı fi’liyesini memnuniyetle görmekte olduğum ali telakkiyatınız bittabi bir anda, bir günde tekevvün edemezdi. Böyle bir iddia serdetmek aynı cehalet olur.
Şüphe yok, bu havalinin muhterem halkı esasen medeni tekamülün silsilei tabiyesi üzerinde ilerlemekte idi. Ve ilerlemektedir. Bugün ben o tekamülün tabii tecelliyatınınmesud bir şahidi bulunuyorum.
Bu hakikatın aksini ifade ve izah ederek teceddüt hatvelerimizi felce uğratmaya yeltenen sebükmağza, hükümlerini verirken kendi yarım yamalak ilimlerine, çürük mantıklarına, nakafi akıllarına istinat etmiş olduklarına sanip oluyorum.
Bu zavallı hodbinler böyle yapacaklarına halkın hissi selimine müracaat etselerdi, ondan feyiz ilham alsalardı, kendilerine bugün şayanı hande hacil bir vaziyette bırakan bu kadar müstekreh hatalara düşmezlerdi. Fakat hissi selimin ; akıl, mantık ve marifetin fevkinden haizi ehemmiyet olduğunu takdir etmek yalancı alimlerin işine gelmez.”
Kimler kötüledi Kastamonu’yu?..
Dertleri neydi?
MUSTAFA AFACAN