- “Bir kentte kale düşerse kent düşer, çarşı düşerse hayat biter, mahalle biterse muhabbet ve dayanışma sona erer” diyen ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, iki gün süren Tarihi Kentler Birliği Kastamonu Bölge Toplantısı’nda, Kastamonu’yla ilgili değerlendirmede bulunurken, kendisine “okumuş adam” dedirtecek bir nezaketle ve “hiç değilse bundan sonra” çağrışımı yaptıracak biçimde şu mesajı verdi:
- “Geleneksel kültürün yaşadığı mahallelerimizi, dokularımızı, konaklarımızı ve çarşılarımızı koruyalım. Kalemizi koruyalım. Bu büyük kültür mirası olan kentte görülmesinde sakınca olabilecek şeyleri yapmayın. Kastamonulular lütfen yüksek ve büyük binalar yapmayın. Bu siluete gölge düşürecek ve bu dokuyu zedeleyecek ve kapatacak şeylerin mümkünse tarihi kentlerin uzağında yapılması lazım”
Tarihi Kentler Birliği Kastamonu Bölge Toplantısı, Kastamonu Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı.
Dedeman Otel’de ilk akşam Kastamonu tanıtım filminin gösterimi ve konuşmalarla başlayan toplantının ikinci gününde panel ve sunumlar gerçekleştirildi.
Toplantının ilk günü açılış yemeğinde konuşan Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Sezer Cihan, Kastamonu’nun geçmişten günümüze medeniyetlerin beşiği olduğunu vebu zenginliğin birçok kültürel derinlik bıraktığını belirtti ve “Bize emanet edilen kültürler üzerinden yapacak olduğumuz somut olan ya da olmayan projelerle bunları geleceğe taşımak. Kastamonu, esasında Tarihi Kentler Birliği kuruluşunda başrol oynamış bir şehrimizdir. 2000’li yıllar içerisinde İçişleri Bakanımız yapmış olduğu bir Kastamonu toplantısı akabinde 1 ay sonra burada Tarihi Kentler Birliği kuruluş kararı alınıyor. Tarihi Kentler Birliği Temmuz ayında 50 üye ile kuruluyor. 50 belediye ile kurulmuş olan birliğimiz bugün 466 üye belediyemize ulaşıyor. Pandemiden ötürü biraz durulma sürecine geçtik. Tarihi Kentler Birliğinin pandemi sürecinden sonra alanda ve İstanbul dışında yaptığımız ilk toplantımız Kastamonu oldu. Birliğin kuruluşunda nasıl başrol oynadıysa Kastamonu, pandemiden sonrada çalışmaların yeniden başlamasında da başrol oynamış oldu” dedi.
ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğluda, Kastamonu’nun doğal güzelliklere sahip olduğunu ifade ederek, “Kastamonu her gelişimizle bizleri heyecanlandıran çok güzel bir ilimiz. Çünkü Türkiye’nin en güzel dağları burada. O dağlardan kopup gelerek Karadeniz’e buluşan en güzel bereketli akarsular burada. Onların suladıkları bu topraklarda Türkiye’nin en güzel ormanları Kastamonu’da. Doğanın bu kadar cömert davrandığı bu güzel ilimizde insanlarda boş durmamış, doğa ile işbirliği verimli olursa orada uygarlık izi kalır. İşte bu bereketle zenginleşen Kastamonu, sivil mimarinin en güzel örneklerinin burada vermişler. Burada muhteşem ahşap konaklar, evler, muhteşem bir doku, anıtsal eserler, ulusal mimarlık tanımının en büyük mimarının en güzel eserlerini burada vermiş Mimar Vedat Tek. Burada yaşayanlar onlara verilen bu emanetleri biraz daha ileriye taşıyarak zenginleştirmişler, burayı kimlikli ve hemşerilerinin bilinçli, doğasever, kültür ve mirasına sahip çıkan kenetlenmiş bir Kastamonu hemşericilik bilincini burada yaygınlaştırmışlar. ÇEKÜL’ün yıllar önce ortaya çıkış sloganı şöyledir. Doğa ve kültür ile varız. Kastamonu’da, doğa ve kültür deyince akla ilk gelen ilimiz. Bu nedenle Kastamonu’yu çok seviyoruz ve Kastamonu’da çok sayıda proje yaptık. Her biri iz bıraktı. Sayın Valimiz Enir Yeter zamanında başlayan bu ivme, zamanla göreve gelen belediye başkanlarımız ve valilerimiz ile daha da ileriye taşındı” şeklinde konuştu.
Açılış programında konuşan Vali Avni Çakır ve Belediye Başkanı Galip Vidinlioğluda, konuklara Kastamonu ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdiler.
İKİNCİ GÜN
Tarihi Kentler Birliği Bölge Toplantısı’nın Cumartesi günü gerçekleştirilen ikinci bölümünde moderatörlüğü üstlenenÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu açılış konuşması yaptı. Ardından, Kastamonu’da yürütülen koruma çalışmaları hakkında Belediye Başkanı Opr. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, Pandemi’nin Kültürel Miras ve Koruma Üzerine Etkileri konusunda Çekül Vakfı Anadolu Araştırmaları Koordinatörü Ahmet Onur Altun, Kastamonu’da Koruma Çalışmalarının Başlangıcı ve Sürekliliği konusunda da Çekül Vakfı Kastamonu İl Temsilcisi Nuray Yücel konuşma ve sunumlarını gerçekleştirdi.
İkinci gün toplantısına konuşmacılardan başka eski Kastamonu Valisi Enis Yeter, STK başkan ve yöneticileri, Samsun ve Ordu Büyükşehir, Çankırı, Amasra, Kargı, Osmancık, Bayat, Vezirköprü, Turhal, Erbaa, Niksar, Havza, Boğazkale, Gümüşhacıköy, Göynük, Mudurnu, Merzifon, Eflani belediyeleri ile Kastamonu’nun ilçe belediye Başkanları ve temsilciler, İGM ve BM Üyeleri ile davetliler katıldı.
Mithat Kırayoğlu
Toplantıda konuşan Tarihi Kentler Birliği Moderatörü ve ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, Kastamonu’nun siluetini bozacak yüksek ve büyük binalardan kaçınılmasını isteyerek şöyle dedi:
“Daha önce sadece merkezi yönetimin ilgili kurumlarıyla tarih korumaya çalışıldı. Fakat Tarihi Kentler Birliği kurulduktan sonra sivilleşmiş ve belediyelerin büyük olanaklarından ve önemli kitlesel projeleriyle ülke çapında bir kalkınma, koruma ve yaşatma seferberliği başlatıldı. Bunu bu yüzden çok önemsiyoruz. Koruma, kamunun tek başına yapabileceği, yerel yönetimin kıt kaynaklarıyla başarabileceği bir şey değil. Buna gönüllü olarak sivil toplumun katılması ve özel sektörde sivil yatırımcıların teşvik edilmesiyle kentin imarında rol almalarının sağlanması gerekmektedir. Bu bizim kamu yararına sivil ve özel sektör işbirliği olarak tanımladığımız projenin ana hatlarıdır bunlar. Bu projenin de burada uygulanması için çok emek verdik. Bazılarında başarılı olabildi ama önemli olan bunun üzerinde durmak ve bu bütünlüğü sağlamak.”
“Bir kentte kale düşerse kent düşer, çarşı düşerse hayat biter, mahalle biterse muhabbet ve dayanışma sona erer” diyen Kırayoğlu, “İşte Kastamonu’da şimdiye kadar hep bunları yapmaya çalıştık. Geleneksel kültürün yaşadığı mahallelerimizi, dokularımızı, konaklarımızı ve çarşılarımızı koruyalım. Kalemizi koruyalım. Gerçekten muhteşem bir kale. Kastamonu’ya çok yakışıyor. Kimlikli bir kentin başının tacıdır aslında kale. Siluette en güzel yerdir kale. Ama bir başka mahareti daha vardır kalenin. Kaleye çıktığınızda bütün kenti görürsünüz. Kastamonu’ya saat kulesinden baktığınızda ve kaleden baktığınızda her tarafını görürsünüz. O yüzden bu büyük kültür mirası olan kentte görülmesinde sakınca olabilecek şeyleri yapmayın. Yani her kentin başına böyle bir iş gelmiştir. Ben Bursa’da yaşıyorum. Osmanlı’nın başkenti, dünya kentidir. Şimdi kaleden baktığımızda eskisi gibi görülmüyorsunuz, utanıyorsunuz, çünkü çok kötü şeyler yapıldı. O kentin tarihi, kimliği ve silueti son dönemin kuşaklarının yaptığı çirkin ve ölçeksiz yüksek yapılarla gölgelendi. Kastamonu’da da böyle bir tehlike olabilir ama lütfen Kastamonulular yüksek ve büyük binalar yapmayın. Bu siluete gölge düşürecek ve bu dokuyu zedeleyecek ve kapatacak şeylerin mümkünse tarihi kentlerin uzağında yapılması lazım. Çağdaşlaşma, gelişme, insanlığın ihtiyaçları, bunlara karşı değiliz tabii ki de ama asırlardır birikmiş ta Paflagonya’dan bugüne buradaki kültür mirasının değeri hiçbir şey ile kıyaslanmayacak kadar kıymetlidir ve bu sizin eserinizdir, sizin malınızdır. Bunu çok önemsiyoruz. Böyle bir tehlike gördüğüm için söylemiyorum ama o kadar olumsuzluklar yaşadık ki birçok kentte, burada Kastamonulu hemşerilerimizin bu hassasiyeti sürdüreceklerine inanıyorum. Bugünlere kadar gösterdikleri çabalar için herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diye konuştu.
Galip Vidinlioğlu
Uzun zamandır Tarihi Kentler Birliği toplantısını yapmayı planladıklarını ve pandemiden ötürü ertelediklerini söyleyen Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, gerçekleştirdiği sunumda şunları söyledi:
“Bugün itibariyle bölge toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantının verimli geçtiğini söyleyebilirim yol haritamızın belli olması anlamında bizim için faydalı oldu. Hem Tarihi Kentler Birliğimiz hem de ÇEKÜL Vakfımız bizlere her türlü desteği veriyorlar. Son 10-15 yılda tarihi konaklara ve tarihi dokulara karşı çok daha hassas olmaya başladık. Bu hassasiyet pandemi süreciyle birlikte bir kat daha arttı. Çünkü toprağın ne kadar kıymetli olduğunu görmüş olduk. İnsanlar dışarıya çıkıp nefes alabilecekleri birazcık yeşillik arıyorlar, birazcık ağaç gölgesi arıyorlar. Toprağa ellerini sürmek istiyorlar. Çıplak ayaklarıyla toprağa basmak istiyorlar. Pandemi süreci bunların hepsini bizlere ziyadesiyle öğretti. Bir konağa girdiğinizde ferahladığınızı hissediyorsunuz. Nefes alan bir binada sizde nefes aldığınızı hissediyorsunuz. Eski binaların özelliklerinde kışları nispeten biraz daha ılık olur, yazları da serin olur. Binaların yapılış şekilleri böyledir. Ecdadında ne kadar keyif sahibi olduğunu görmüş oluyoruz. Bütün tarihi değerlere topyekun bakmamız lazım. Kastamonu özelinde de böyle bir belediye olarak toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı memnuniyet duyduk. Bizim belediye olarak yol haritamızda önceliğimiz Kastamonu merkezde sayıları çok fazla olan konaklarımız, tabii ki şehrin geneline de baktığımızda eski bir sancak beyliği olması hasebiyle çok sayıda var olan yemeklerimiz. Bunların ortaya çıkmasını, birde gastronomi anlamında şehrin yol almasını arzuluyoruz.”
Kastamonu’nun, Tarihi Kentler Birliği açısından önemli bir şehir olduğuna dikkat çeken Başkan Vidinlioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna öncülük eden bir şehir. Kastamonu sadece merkeziyle değil ilçeleriyle de Tarihi Kentler Birliği’nin bir parçasıdır. Biz eski bir sancak beyliğinin yerleşkesinde olduğumuz için Cumhuriyet kurulduğunda ilk 10 vilayet içerisinde iken bugün çok şükür kültürel ve ekonomik seviye olarak neredeyse 50’li rakamlara gelmiş durumdayız. Tabii ki zamanla çok ciddi şekilde göç vermişiz. Bu göçün neticesinde de şehir yeterince büyüyememiş. Bu büyüyememenin iyi tarafları da var kötü tarafları da var. İyi tarafı fazla göç verdiğimiz için şehirlerimizi de ilçelerimizi de çok fazla bozamamışız. Buralar bakir kalmış. Özellikle toprağın ne kadar önemli olduğunu idrak ettiğimiz şu dönemde iki katlı evini yıkıp ta 8 katlı apartman yaptıranların pişman olduklarını birlikte görüyoruz. Bu yüzden bu tarz toplantılar bizler için önemli. Önceden planlanmış bir toplantı olduğu için kışın başlangıcına denk geldi. Kastamonu’nun o kadar çok gezilecek ve görülecek yeri var ki, inşallah bahar ayında tekrar böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük mutluluk duyarız. Fakat böyle akşam başlayıp ertesi gün biten toplantı şeklinde değil de Kastamonu’ya en az 3-4 gün ayırıp şehrin tarihi ve kültürel yerlerini de dolaşmak lazım. Buraya gelen misafirlerimizin kafasında birazcık daha Kastamonu netleşmiş olsun. Öyle zannediyorum ki Kastamonu önümüzdeki günlerde turizmde de adını çok sık söz ettiren kent olacaktır. Çünkü tarihi ile doğasıyla Ilgaz’ıyla, Karadeniz’i ile Şeyh Şaban-ı Veli’siyle, kanyonlar bölgesiyle turizmin bütün bileşenleri için her kim ne arıyorsa ona cevap verebilecek niteliktedir. Herkesi Kastamonu’yu görmeye bekliyoruz.”
Nuray Yücel
ÇEKÜL Vakfı Kastamonu Temsilcisi Yüksek Mimar Nuray Yücel, Tarihi Kentler Birliği Kastamonu Toplantısında “Kastamonu’da koruma çalışmalarının başlangıcı ve sürekliliği” hakkında bilgilendirmede bulundu.
Kastamonu’nunTarihiKentlerBirliği’ndeki öneminin büyük olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
“Yüzyıllar boyunca bölgenin idari anlamda ön planda olduğu kadar kimlikli kentleşmesiyle de önder olan Kastamonu, anıtsal yapı örnekleri, hanları hamamları, meydanları, kalesi, çarşıları ve sivil mimari örnekleriyle tarihi süreçteki kimliğine dair son şeklini almıştır. Kastamonu; Candaroğlu Beyliği döneminde İsmail Bey Külliyesi ile bilimi, Kurşunlu Han ile ticareti, Kasaba köyü Mahmutbey Camisi ile sanatı, Yılanlı Darüşşifası ile sağlığı kentsel bir öge olarak bünyesine almıştır. 16’ıncı ve 17’inci yüzyıllarda imar faaliyetleri ile Kastamonu hemen hemen bu günkü görünümünü kazanmıştır. Yüzyıllar boyunca bölgenin idari anlamda olduğu kadar kimlikli kentleşmesiyle de bir önder olan Kastamonu, anıtsal yapı örnekleriyle tarihi süreçteki son şekline ulaşmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde idari taksimat bakımından, geçmişten gelen bir yönetim merkezi olma özelliğini sürdüren Kastamonu, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yapılan yeni idari değişikliklerle 12 ilçesiyle birlikte il olma özelliğini korumuştur. Kastamonu‘nun; yüzyılların birikimiyle kazandığı Kent Kimliğini, bu dönemde Mimar Vedat ve Mimar Kemalettin gibi ustalarımızın ilimize attığı imzalarla birlikte, gelenekselliğin temellerinde, dönemin çağdaş bir aynası olduğunu görmekteyiz. Çevresindeki 19 uncu yüzyıl anıtsal kamu yapılarıyla birlikte, geçmişe ait bir panorama oluşturan Hükümet Konağı 1902 yılında Ulusal Mimari Akımın kurucusu Mimar Vedat Tek tarafından yapılmıştır. Yapı 120 senedir işlevini değiştirmeden günümüzde de Kastamonu’nun yaşayan sembollerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Kent karakterlerinin ayrılmaz bir parçası olan meydanlarında yeniden oluştuğu bu dönemde, insana kentsel saygının en iyi yansıdığı örneklerden birisi olan Cumhuriyet Meydanı da bu dönemde oluşturulmuştur. Günümüzde de hala korunarak meydan işlevini sürdürmektedir. Umarım bu şekilde işlevine devam eder.”
Sadecekentmerkezindeyeralan 550’ye yakıntaşınmaz kültür varlığından 400’e yakınının 150 yıllık sivil mimarlık örneklerinden oluştuğunu belirten Yücel, şöyle devam etti:
“Kent merkezinden sonra konak yoğunluğu sıralaması da İnebolu ve Taşköprü ilçeleri gelmektedir. Sivil mimaride göze çarpan en önemli özelliği, içinde bulunulan yörenin coğrafyasına uygun olarak, yapı tekniği ve tasarımlarında oldukça zengin bir çeşitlilik sunmaktadır. Yapılar inşa edilirken çevreye saygı ön planda tutulmuş, komşunun güneşi manzarası ve benzeri hakları engellenmeyecek konum ve şekilde tarımlar yapılmıştır. Kastamonu’da yaşayan insanlar da, tarihi süreçte oluşan bu kimliği, sanatı, zanaatı, mutfağını, dilini kültür olarak yüzyıllar boyunca yaşamış ve günümüze taşımıştır. Bu noktada Kastamonu, kimlikli kent kültürünü sadece mimari olarak taşımamış, hayatın tüm kesitlerinde yaşayarak günümüze taşımıştır. Az da olsa kısaca değindiğim bütün bu noktalar, ÇEKÜL tarafından dikkate alınarak, ilimizde kimlikli tarihsel karakteri tümüyle koruma ve geleceğe taşıma görüşünü benimsetmek için, kentte yaşayanlarla birlikte tanıtım adına etkinlikler yapmaya başlayarak koruma çalışmalarının başlangıcını yapmıştır. Çünkü ilimizin taşıdığı kimlik, yakın dönemlerde tahribata uğramaya başladı. Bu noktada kültürel birikimlerimizi çağdaş kentliliğe taşıyamama tehlikesiyle karşı karşıya kalınmıştır. Kastamonu’nun tarihsel süreçte yüklendiği misyonunu bilen, Profesör Metin Sözen önderliğinde; Bilim, Sanat, Edebiyat insanları, Medya ve Akademisyen gruplarının Kastamonu gezileri ve tanıtımları, dönemin Valisi, Belediye Başkanı ve birkaç gönüllünün çabaları ile çalışmalar başlatılmıştı. Kent Tarihi Müzesi ile müzecilik kavramı yeniden gün yüzüne çıkartılmış ve kente dair bütün veriler tek çatı altında toplanmaya çalışılmıştır. Müze aynı zamanda Kent Tarihi Dokümantasyon Merkezi işlevini de üstlenmiş, eldeki verileri büyük bir dikkatle dijital veri tabanına aktararak günümüz kullanımına sunulmuştur. ÇEKÜL önderliğinde Kastamonu tanıtım turları yapılmış, Kamu-Yerel-Özel işbirliği ile etkinlikler düzenlenmiştir. Halkı içine alan bu etkinlikler toplumda koruma kültürünün tabana yayılmasını ve toplumun bilinç düzeyinin artırılmasını amaçlamış ve başarıya ulaşmıştı. Örnekler sıralarsak, Uçurtma Şenlikleri, Dünya Günü etkinlikleri, Kentler Çocuklarındır eğitimleri gibi daha birçok etkinlik sıralanabilir. 1998 yılında ÇEKÜL tarafından başlatılan 7 Bölge 7 Kent projesi ile tarih bilinci ve tarihi yapıların ayağa kaldırılması ile ilgili çalışmalara ağırlık verildi.
“Kentin sahip olduğu kültürel dokuyu ayağa kaldırmak ve kenti açık hava müzesi haline getirme çabaları, pek çok konağın restorasyonunu sağlarken, kentin kültürel kimliğinin simgeleri olan yapıların bir araya toplandığı Doğa ve Kültür Köyü kurulması çalışmalarına yön verilmişti. Açık hava müzesi olacak bu alanda; hanlar, sivil mimari örnekleri, değirmen, ahşap cami ve Kastamonu’nun ilçelerine ait mimari özelliklerine sahip yapılar bulunmakla birlikte çeşitli açık hava etkinlikleri için alanlar oluşturulması planlanmıştı. Yine bu dönemde birçok konak restore edilerek eğitim ve turizm amaçlı olarak kullanılmaya başlamıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen restorasyon proje ve uygulama yardımları yerel halkın içinde yaşadığı değerlerin farkındalığını hissederek yaşayarak korumasını sağlamıştır. Yerel Yönetimler ve Kamu Kurumları sokak sağlıklaştırma çalışmaları ile birlikte, bu süreçte kültürel envanterlerin hazırlanması çalışmalarını da yürütmüşlerdir. Daha önceki dönemlerde başlatılan çaba ve kat edilen yol düşünüldüğünde, son dönemlerde de yerel yöneticilerin artık kentlere farklı bir gözle bakması, hizmet anlayışının imar ve alt yapı çalışmalarının ötesine taşıyan kültür mirası ve kent kimliğinin yaşatılmasını da gündeme alarak sorumluluk bilinciyle devam etmesi gerekmektedir. Hiçbir alışveriş merkezi tarihi çarşı ve hanlarla bir tutulamaz. Çünkü tarihi çarşı kentin en merkezi en değerli yeridir. Restore edilmiş Kurşunlu Han ve restore edilmeyi bekleyen Aşir Efendi Hanı gibi diğer gözden düşen tarihi çarşılarımıza yeni bir anlayış ile yaklaşmamız gerekiyor. Çarpık kentleşmenin arasında kaybolmaya başlayan, yaşamak için çaba harcayan, eski kent dokularının yıkılmaya yüz tutmuş yapıların sessiz çığlıklarını artık duymak gerekiyor. Artık kültür varlıklarının korunması konusunda kamunun yerel yönetimlerin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin katılımıyla çalışma ortamlarının oluşturulması ve Kastamonu halkına bu bilincin aktarılmasıyla süreklilik sağlanacaktır. Bu birlik olduğunda Kastamonu’da olan kültürel değerler yüzyıllar boyunca yaşamını sürdürerek, bizden sonraki nesille aktarılmış olacak.
Sözlerimi sonlandırırken Kastamonu’yu korumanın insanlığın ortak değeri olan Kültürel Mirası ve insana dair kökleri korumakla bir olduğunu söylemek istiyorum.
Ayrıca şunu da eklemek isterim. Kastamonu ‘da korumacılık çabaları, ilk gününden itibaren bu işlere gönül verenlerin emekleri ile bu günlere gelmiştir.
Bu arada şunu da eklemek isterim. Koruma bilincinin konuşulduğu bu ortamda, organizasyon için seçilen alan-mekan ne derece doğrudur. Bunu da bir anekdotla anlatırsam “Yazar Guy De MaupassantEyfel kulesinin yapımını, şeklini, Paris siluetine verdiği zararı kaleme alan bir yazarın, kulenin kafesinde kahve içtiğini görenler ‘hem karşısın hem de buradasın’ dendiğinde verdiği cevap çok anlamlıdır. Derki, ‘Ben sadece burada o çirkinliği görmüyorum, o yüzden burayı tercih ediyorum.
Yapılan bu organizasyonda ‘misafirlerimizi yatırdık-yaşatamadık, doyurduk-tattıramadık’ diyerek tamamlamak istiyorum.”
Panelde pandemi sürecinde kültürel miras ve korumada süreklilik, Kastamonu’da başlayan koruma hareketinin Türkiye’ye yansımaları ve diğer konular hakkında söz alan Kastamonu eski Valisi Enis Yeter, Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Sezer Cihan, davetlilerden Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkanı Mehmet Akif Işık, Kastamonu Üniverisitesi Öğretim Üyesi Aydoğan Aydoğdu, Havza Belediye Meclis Üyesi Ahmet Rafet Ergin, Çekül Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Şehir Plancısı Namık Kemal Dölenekende birer konuşma yaptı.
Avni Çakır
Kastamonu Valisi Avni Çakır, Kastamonu’nun 2 binden fazla doğal ve kültürel mirası bünyesinde barındıran bir il olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bunu da 19 ilçesiyle oldukça geniş bir coğrafyada barındıran bir il. Bu noktada Türkiye’de bu konudaki farkındalığın en önce oluştuğu illerden bir tanesi olması da bizim en büyük avantajımız olmuş. Enis Valimizin de yoğun bir şekilde içerisinde olduğu bu süreçte yine Vakıflar Bölge Müdürlüğünün de ilimizde olması çok büyük bir avantaj. Bunun yanı sıra Tarihi Kentler Birliği ve Çekül Vakfının da kıymetli çalışmalarıyla ilimizdeki doğal ve kültürel mirasın çok büyük bir kısmı ayağa kaldırılmış. Daha ayağa kaldırılmayı bekleyen bölümünde olduğu şüphesiz. Bu tür çalışmalar yaparken sadece bir binayı imar etmeniz bir anlam ifade etmiyor. Bulunduğu alanla, cadde sokakla beraber ortaya çıkarmazsanız yani her alanda bir sağlıklaştırma yapmazsanız çok fazla anlam ifade etmiyor. Bu tabii ciddi bir bütçe gerektiren bir yatırım. Esas bizim bence üzerinde odaklanmamız gereken konulardan bir tanesi de yapılacak çalışmaların finansmanı konusu. Bu konuda ÇEKÜL’e hem Tarihi Kentler Birliği’ne çok büyük işler düşüyor.”
Kastamonu’nun hem tarihi hem doğayı ikisini de bünyesinde yoğun bir şekilde bulundurduğunu söyleyen Vali Çakır, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Bizde Valilik olarak özellikle kırsaldaki doğal güzelliklerimizin tarihi dokumuzla doğal dokunun bütünleşmesi noktasında gerekli altyapı çalışmalarını büyük bir ciddiyetle ve büyük bir özenle yerine getiriyoruz. Bu konuda işimiz zor. Çünkü Kastamonu olarak biz 10 bin kilometrelik bir yol ağına sahibiz 1054 köyümüz 4 bine yakın birimimiz yerimiz var. Bunun farkındayız ,ama bu konuda geçmişte yapılan güzel çalışmaları devam ettirme iradesi bizde de var, bizde her yıl bunun üzerini koyuyoruz. Kastamonu sadece kent merkezinin olduğu yerle Kastamonu olmamış; 19 ilçesindeki barındırdığı güzelliklerle Kastamonu olmuş. Bu tür alanlardaki tarihi kültürel dokuların ortaya çıkması noktasında bizlerinde günümüzde yoğun çalışması var.”
Tarihi Kentler Birliği Bölge Toplantısı, diğer katılımcıların görüş ve düşüncelerinin bildirmesiyle sona erdi. Toplantının ardından katılımcılara şehrin tarihi ve kültürel yerleri gezdirildi.