Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen, partilerinin ekonomi, sanayi, teknoloji, tarım, eğitim, sağlık alanlarındaki tüm sorunlarla ilgili çözüm önerilerinin olduğunu söylerken, “Ancak Zafer Partisi’nin önceliği beka tehdidi olarak gördüğü Suriyeli sığınmacıların ülkelerine Türkiye’nin dostları olarak dönmesini sağlamaktır. Milletimiz yetki verdiğinde tüm sığınmacıları 1 yıl içinde ülkelerine göndereceğimize söz veriyoruz” dedi.
Özcan Büyükşen’in yazılı açıklaması şöyle:
“Ülkemiz çok zor ve tehlikeli bir dönem yaşamaktadır. Bir yandan Türk ekonomisi serbest piyasa adı altında Neo liberal ideolojiye hizmetle batağa saplanmışken, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” politikasını terk eden, içeride uyguladığı kavga ve ayrıştırıcı dil ile seçmenini konsolide edip koltuk koruma derdine düşenler, dış siyasette de BOP’ un eş başkanlığına soyunarak iktidar olup, komşumuz ulus devletlerin ABD tarafından küçük parçalara ayrılıp sömürülmesine hizmet etmişlerdir. Geldiğimiz noktada Suriye’ de çıkartılan iç savaş sonucu Suriye’nin kuzeyinden getirilen 5,3 milyon sığınmacı ülkemize monte edilmiştir. Bunları “geri göndereceğiz” vaadiyle alanlar bugün göndermeyeceklerini açıkça söylemektedir. Uyguladıkları açık kapı politikasıyla içimize sokulan kaçak ve kayıtlı sığınmacı sayısı bugün 8 milyonu geçmiş durumda ve bu rakam ülke nüfusumuzun %10′ u oranındadır. Ülkemiz “Örtülü Bir İstila” ile karşı karşıyadır. Üstelik 900 bin sığınmacıya vatandaşlık verilmiş ve hala da verilmeye devam edilmektedir. Mardin’le Mersin arasındaki hat da 3 milyon kümelenen Suriyeli sığınmacılar burada çıkartılacak olan bir iç karışıklığın ana malzemesi olarak kullanılmaya hazır bekletilmektedir. Irak’ın kuzeydoğusunda sınırımızın hemen dibinde kurulan Irak Kürdistan Özerk yönetimi, ardından Suriye’nin kuzeydoğusundan bombalanıp, Türkiye’ ye gönderilen halkın boşalttığı alana yerleşen PKK ve PYD kontrolündeki yapılanmayla, İran ve Türkiye’ den kopartılacak parçalarla oluşturmak istedikleri Birleşik Kürdistan projesinin hem askeri hem de sosyo-kültürel alt yapı çalışmaları hızla devam etmektedir. Misak-ı Milli sınırlarımız böylesine vahim bir tehdit altındayken bu konulara çözüm üretmesi ve halkın refah ve mutluluğunu sağlaması gereken siyaset kurumu günlük çekişmelerle toplum üzerinde algı üreterek günü kurtarma yarışına indirgenmiştir. Zafer Partisi’nin ekonomi, sanayi, teknoloji, tarım, eğitim, sağlık ve milletimizin şu anda nereye kadar kötüleşeceği endişesinde olduğu tüm sorunlarla ilgili çözüm önerileri vardır. Her iki ittifakın tekelinde olan ana akım medyanın ambargosuna rağmen bulabildiği tüm mecralarda bu projelerini milletimizle paylaşmaktadır. Ancak Zafer Partisi’nin önceliği beka tehdidi olarak gördüğü Suriyeli sığınmacıların ülkelerine Türkiye’nin dostları olarak dönmesini sağlamaktır. Milletimiz yetki verdiğinde tüm sığınmacıları1 yıl içinde ülkelerine göndereceğine söz vermektedir. Gönüllü gönülsüz gidiş, entegrasyon ya da vatandaş yapmak Zafer Partisinin asla kullanmayacağı yollardır. Bize göre bu yollara girenler Hürriyet ve İtilaf zihniyetinin devamıdır.Biz ise İttihat-Terakki, Kuva-yı Milliye ve tam olarak Atatürk ruhundan geliyoruz. Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçisiyiz dediğimiz ve 1924 Anayasasının ruhu olan Ulus Devlet yapısına ve Türk Milleti kimliğine sahip çıktığımız için bize “Irkçı ve Orta Çağ Zihniyetli” diyenlerin imzaladıkları, karanlık mahfillerce hazırlanan 6+1’lik mutabakat metninde, Kurtuluş Savaşı sürerken yapılan,yerel yönetimlere muhtariyet(ÖZERKLİK) veren, saltanat ve hilafet devam ederken kabul edilen 1921 Anayasasına nasıl güzellemeler yaptıklarını, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yapılan ve Ulus Devletin temellerini atan, Türk Milleti tanımını Anayasasının öznesi haline getiren 1924 anayasası ve sonraki anayasaları dar kalıplı bulanların HDP ve diğer terör işbirlikçileriyle aynı noktada nasıl buluştuklarını gördük, okuduk. Bize orta çağ zihniyetli diyenlerin Türk Milliyetçilerinin omuzlarına binerek geldikleri makamlara oturunca ilk önce O milliyetçileri silkelediklerini de unutmuyoruz, tıpkı bir zamanlar gömlek değiştirdik diyerek kurdukları partilerinden,önce ulusalcıları sonra liberalleri silkeleyen ve günümüzde Siyasal İslam yüzlerini net olarak gördüklerimiz gibi. Kendine “Hürriyetçi” deyip,federasyon isteyen ayrılıkçılarla, Dersim lobicileriyle, Türk Milliyetçiliği bölücülüktür diyenlerle can ciğer olanların ne Atatürk’ü ne de Cumhuriyeti anlayamayacakları açıktır. Emperyalistlere diz çöküp, ideallerine sahip çıkmada dik duramayanların Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmada ve yeniden yeşertmede ne kadar dirayetli olacağını da milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Ancak; Ilımlı İslam senaristlerinden figüranlık alanlara da Türklüğümüzü,Türkçülüğümüzü yargılatmayacağız. Çanakkale’de, Anafartalar’da şehit düşenler, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara’da kurtuluş için boğuşanlar, Sevr’i Lozan’da yırtanlar ne kadar ırkçıysa biz de o kadar ırkçıyız! Ülkemizin örtülü istilasına, kaynaklarının sömürülmesine ve milletimizin çaresiz bırakılmasına sessiz kalmayacağız! Şehit dedelerinin Kahraman ruhunu taşıyan değerli Kastamonulu hemşerilerim; önümüzdeki ilk seçim 29 Ekim 2023′ de 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimiz için bir varlık meselesidir. Değerlendirmelerinizi yaparken ve kararınızı verirken evlatlarınızın nasıl bir ülkede yaşamasını istediğinizi düşünüp hareket etmek, bir parti taraftarlığından öte Cumhuriyetimizin ilelebet yaşaması ve Vatanın bütünlüğüne sahip çıkılması kararlılığı ile siyaseti dizayn etmek sizlerin iradesindedir. Bu iradeyi en doğru biçimde kullanacağınıza inancımızla sizleri,günümüzün BANDIRMA VAPURU olarak gördüğümüz ZAFER PARTİSİ ’nin SAMSUN yolcuları olmaya davet ediyorum.”