Her olayın bir hikâyesi vardır mutlaka. Bugün Kastamonu kadınlarının gurur günü. Yüz yıl önce yazılan bir destanı yeniden yaşıyoruz.
Her şeyin üzerine kül serilmişti, 1993 yılına gelinceye değin.Kastamonu gazetesinde yazdığımızköşe yazısı ile başladı son çeyreğin yolculuğu. 10 Aralık 1919’da yapılan mitingi, konuşmaları, çekilen telgrafları anlatmıştık o yazıda. Kadın hareketi olması, üç binden fazla kişinin katılmasıdikkat çekmişti.
Bir yıl sonraki yetmiş beşinci yılda neler yapabileceğimizi düşündüm. Önce saygın bilim insanlarının katılacağı bir panel aklımdan geçti. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek KurumuBaşkanı Prof. Dr. Reşat Genç hocamıza bir mektup yazdım; zarfın içinegazeteyi koydum. Yetmiş beşinci yılda,Kastamonu’da bir panel yapılmasını önerdim.
Reşat Bey benim mektubumu ve gazeteyi Atatürk Araştırma Merkezi’nin yedi kişiden oluşan Yürütme Kurulu’nda gündeme getirmiş.O zaman kurulda iki kadın akademisyen; Prof. Dr. Emel Doğramacı ve Prof. Dr. Gülnihal Bozkurt vardı. Başta Emel Doğramacı olmak üzere kurul üyeleri gazetedeki habere çok ilgi göstermişler ama belgeyi de sorgulamışlar.Bunun üzerine Reşat Bey beni aradı, kurulda geçen konuşmaları anlattı. Ocak ayı ortalarında bir toplantı yapılacağını, konuyla ilgili belgeleride getirmemi istedi.
Gerekenleri yaptım; mitingle ilgili bilgilerin bulunduğu Kastamonu Vilayet Gazetesi’ni yeni yazıya çevirdim, fotokopileriyle birlikte yedi adet dosya hazırladım, toplantıya katıldım. Her üyeye birer dosya sundum, sözlü olarak da bilgi verdim, soruları cevapladım. Belgeler görülünce kuruldaki hava değişti. Özellikle Emel Doğramacı, Kastamonu kadınlarıyla ilgili çok övücü sözler söyledi; böyle bir hareket panelle geçiştirilemez, sempozyum yapalımdedi. Konu biraz tartışılınca, bu kez uluslar arası sempozyum fikri ortaya atıldı ve kabul gördü.
Bu tür toplantıların nasıl yapıldığını bildiğim için biraz kaygılandım.Sanki ben, vilayeti temsilen toplantıya katılmışım gibi bir hava oluştu kurulda.Bu tür faaliyetlerinorganizesi bir yana, parasal boyutlarıda olur. Konuşulanlarçok güzeldi ama ya bu fikir Kastamonu’da kabul görmezse ne yapacaktık?
Döndüğümde kadın derneklerinin başkanlarıyla görüştüm,konunun önemini anlattım. Kendilerini ne kadar takdir etsem azdır; Ferhan Çelen, Ayten Kızıltan, Naile Küçükşabanoğlu konuyu hemen sahiplendiler, üyeleriyle paylaştılar. Ankara’daki Şubat ve Mart toplantılarına birlikte katıldık. Arkadaşlarımız çok heyecanlıydı; hareket, yetmiş beş yıl sonra küllerinden doğuyordu adeta.
Burada 47 kişilik bir komite kuruldu.( ZiverGözüaçık, Ali Büyükşen, Nejla Eren,İffet Tiftik, Güner Celiloğlu, Şirin Ocaklı; Allah rahmet eylesin, bugün aramızda yoklar). Resmî görevli altı erkek dışında hepsi kadınlardan oluştu. Valiliğimiz, Belediyemiz tam destek sağladı.
23 Nisan 1994’tekidördüncü toplantıyı Ilgaz’da, Köy Hizmetleri tesislerinde yaptık. ReşatBey’in başkanlığında,Yürütme Kurulu üyeleri resmî bir minibüsle gelmişti, il sınırında çiçeklerle karşıladık. Müthiş bir sevgi ve heyecan yaşandı orada. Akşam toplandık, hazırlıkları gözden geçirdik. Ertesi gün toplu halde İnebolu’ya gittik, İstiklâl Yolu’nun ruhunu yeniden yaşadık. Belediye başkanı rahmetli Kadir Karatay güzel bir öğle yemeği ikramında bulundu. Akşam yine Ilgaz’a avdet ettik. Konuklar ertesi gün Ankara’ya döndü; bir daha toplanmadık, herkes kendi hazırlığını yaptı.
10 Aralık yaklaşırken neredeyse tamamı kadınlardan oluşan60 kişilik bir davet heyeti Ankara’ya gittik. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Tansu Çiller, Başbakan yardımcıları Murat Karayalçın ve Önay Alpago’yu davet ettik.Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel seyahatten yeni dönmüştü; tam hareket edeceğimiz sırada, milletvekilimiz Nurhan Tekinelrandevu almış. Akşamın karanlığında hemenÇankaya Köşkü’nün yolunu tuttuk. Allah rahmet eylesin, Süleyman Bey bizi baba gibi karşıladı, uzun masanın etrafına oturduk.Kastamonu kadınlarını çok övdü, gönül alıcı güzel sözler söyledi. Giriş çıkış derken vakit uzadı,gece yarısı Kastamonu’ya döndük.
Miting günü geldi çattı. Komite üyesi kadınlar, güzel bir organize ile konukları misafirhane ve benzeri kurumlara yerleştirdi, hiç sıkıntı olmadı.Ankara’da, bu organizasyondaki başarıdan uzun süre söz edildi.
10 Aralık günü, Nasrullah Meydanı tarihî günlerinden birini yaşadı. Yüzlerce kadın dışarıdan geldi. Gecikmeli de olsa Başbakan Tansu Çiller mitinge katıldı, güzel bir konuşma yaptı. Meydanda Önay Alpago, Birsen Çokgürses, Lâtife Ergün ve Naile Küçükşabanoğlu’nun konuştuklarını hatırlıyorum.
TRT naklen yayın aracını göndermişti, miting her yönüyle bütün dünyaya aktarıldı. Ancak yayın aracı, Ankara’ya dönerkenİndağı’nda devrildi, hatırı sayılır bir hasar meydana geldi. İstanbul’da bir köşe yazarı, TRT Genel Müdürü Tayfun Akgüner’i eleştiren bir yazı yazmıştı. Komite üyesi kadınlar, SSK Hastanesinde toplandı,yazarı protesto eden bir telgraf metni hazırladılar. Bir suretini saklıyorum.
10 Aralık günü BEYMEN,şimdiye kadar burada görmediğimiz mükemmel bir defile yaptı. ÜçTIR’la gelen kıyafetler, 32 manken tarafından teşhir edildi, aralarında pek meşhurları da vardı. TRT’nin seçkin sanatçıları çok beğenilen bir konser verdi spor salonunda.
Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde uluslar arası sempozyum yapıldı.Ben de İlk Kadın Mitingi konulu tebliğimi sundum. Bildiriler dâhil, törenlerdeki tüm konuşmalar kitap halinde yayımlandı.
1995’deki anma toplantısı Ankara’da geçekleşti. Geniş bir heyet halinde Anıtkabir ziyaret edildi. Atatürk Araştırma Merkezi’nin düzenlediği panel ilgiyle izlendi. Akşam yemeğini Dedeman Oteli’nde yedik, gece döndük.
İlk iki toplantıyı bir kenara koyarsak,her yıl panel ve konferanslar yapılarak günümüze kadar geldik.Bu yılki programdasöyleşi, konser, tiyatro, sergi ve panel gibi değişik etkinlikler var. Panelistler; biri hariç bilim kadınlarından seçilmiş.(Birsel Küçüksipahi, Ayten Sezer Arığ, Fatma Ahsen Turan, F. Rezzan Ünalp ve Didem Demirkent).
Biliyorsunuz, Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi(DMKİ) İstanbul’da bazı çalışmalar başlattı. ”Kastamonu’dan Dünyaya Açılan Kadın Ufku” güzel bir slogan. Film yapılmış, beste hazırlanmış. Kadın hareketinesanat boyutu da eklenmiş.14 Aralık akşamı Cemal Reşit Rey konser salonunda gala yapılacak. Film ve beste sanatseverlerle buluşacak.
Yine DMKİ ve Tarih Vakfı işbirliği ile 18 Aralık günü bir panel olacak. Sevgi Uçan Çubukçu, Elif Mahir Metinsoy ve ben konuşmacıyız. Ayrıca Tarih Vakfı dergisinin Aralık sayısında, Osmanlı’dan Cumhuriyete Kastamonu Kadınları konulu bir makale yazdım. Bu çalışmaları düzenleyenZeynep Esen hanımı gönülden kutluyorum.SâkineEruz hanıma ayrıca teşekkür ediyorum.
Kerim Kabalcı’nın yönettiği Milli Mücadele’nin Cesur ve Kayıp Kadınlarıadlı tiyatrooyunu yarın akşam gösterilecek. Eser İstanbul’da çok beğenildi. Sevgili Kerim, bizim Eğitim Yüksekokulu’ndan mezun öğrencimiz, gururumuz.
İstanbul’da, KAS-DER üyesi kadınlar, İlknur Bektaş ve Nilüfer Narlı ile söyleşi ve konser programı hazırlamışlar, güzel bir etkinlik.
Geçmişi günümüze bağlamaya çalıştım,yılladır emeği geçen herkesi kutluyorum. Nenelerimizinruhu şâd, mekânları Cennet olsun.
MUSTAFA ESKİ