Eylül ayı, serin havaların, sonbahar yağmurlarının habercisidir. Güz kendini gösterirken, masmavi gökyüzü puslu bir griliğe döner. Ormanlar sarı, kızıl renklere bürünürken, kimi ağaçlar da yapraklarından tümüyle arınır. Ardından gelen ekim, kasım, aralık aylarıyla, bir bakarsın ki yıl bitmiş.
Zaman, bazen coşkun bir nehir gibi, çoğu kez de sakin sessiz bir şekilde; hepimizi her şeyimizle birlikte sürükleyerek, akıp geçiyor. Ortalığın pervasızca betona boğulduğu bu yüzyılda; sımsıcak yatay mahalleler yerine, kimliksiz dikey apartmanlar inşa ediliyor. Mahallelerin ve ev içi yaşantılarının geçirdiği köklü değişimler; komşuluğu da yok ediyor. Geçmişin görgüsüyle şekillenen estetiğin, evlerin yanı sıra içinde yaşayanlarda da eksildiğini görmek üzüyor. Oysa ki; Güzel insanların güzel şehirleri, güzel şehirlerin de daha güzel insanları doğurduğu söylenir.
Bir televizyon programında, Home (Yuva) adlı tiyatro eseriyle ilgili bir söyleşiyi izlemiştim. Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği, ödüllerle taçlanan tiyatro eseri sahnede iki dilde oynanırken, oyuncularından Bora Akkaş ve Erol Ozan Ayhan yapılan söyleşide söyle diyorlardı:
“Bazı insanlar her gittikleri yeri memleketleri yapabilme becerisine sahiptir. Bunu yapabilenin sayısı çok azdır. Galiba bu, kalpte bitiyor ve bu kişiler yuvalarını kalplerinde taşıyorlar.”
Yuvasını kalbinde taşıyan kişilerden biri olarak; bu cümlelerle, Ege kıyılarının ruhu, duruşu olan, gülen yüzlü beldesi aklıma düşüyor. Dört kuşağı bağrına basan Mavişehir’de edebiyatın, müziğin, sporun aydınlık yüzü bizlere eşlik ediyor.
Yaşam çizgisini yansıtmakta çok önemli rehber rolü üstlenen yazar Mahmut Makal, Dr. Mehmet Özer, Fabrika Kızı şarkısı ile farklı bir yeri olan Alpay, Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Türkan Bora, Oğuz Bora, Karikatür Sanatçısı Nuri Kurtcebe Mavişehirli sanatçılarımız. Ankara Devlet Tiyatrolarında uzun yıllar hizmet vermiş Sunay Artuk, Tülay Artuk, Faik Artuk ile müzisyen Sarp Sanin ve Burhan Damcıoğlu yine Mavişehir’imizde komşu ve arkadaş olmakla gurur duyduğumuz sanatçılarımız.
“Sen Ben O Yok, Biz Varız” isimli ilk plağı ile birlikte belleklerde yer eden Burhan Damcıoğlu, Doğa Kulübü’nün çağrısını geri çevirmiyor. Birçok dilde şarkı söyleyen, sahne performanslarıyla büyük beğeni alan sanatçı, Mavişehir Çamlık Park’ta, her yaştan izleyicisine bir müzik şöleni sunuyor.O Ses Türkiye Yarışması’daki performansıyla dikkat çeken Emre Şallı da yine ilgi ile izleniyor.
Mavişehir Doğa Kulübü çocuk gözlerinde saklı sevinçlerle coşarken aynı zamanda el becerisi atölyeleri, çevre koruma çalışmaları, hastalıklı ağaç ve çiçekleri kurtarmaya yönelik doğa hastanesi ile farklılık yaratıyorlar.
Doğa Kulübünü hayata geçiren eğitimci Feza Karaoğlan “Bu muhteşem doğa içinde yaşayan bizler artık bir araya gelip, bu güzel çevreyi korumak ve buraya kendi efsanemizi eklemenin zamanıdır diye düşündük ve ilk Mavişehirliler Doğa Kulübü’nü başlattık” sözleriyle bugünün çocukları, yarının gençleriyle birlikte yoluna devam ediyor.
Milli bayramlardaki coşku, dini bayramlarda çocuklar, torunlar, kardeşler, yeğenlerle şenlenen evlerle Mavişehir soluk alıp veriyor, yaşıyor.
“Gençlere, çocuklara önem vermek lazım. Çocuklar için oyun parkları, eğlenceli, eğitici alanlar şart. Gençler için kültür sanat etkinlikleri, sinema ve tiyatro olmalı. Mavişehir’de kütüphane açmak da bir diğer idealim” diyenMavişehir Sitesi Başkanı Dilaver Altay, 1971 yılında buraya geldiğini ifade ediyor.
Kuruluşundan bu yana Mavişehirli olan Altay, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nden Şube Müdürü iken emekli olmuş. Mavişehir Sitesi Başkanı Dilaver Altay, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“1300 hane ile Mavişehir, Türkiye’nin ilk 10 sırasına giren bir site olma özelliğini taşıyor. Haftanın her günü açık olan pazarı,restoranları, kafeleri, çay bahçeleriyle Mavişehir,yörenin eğlence merkezi konumunda. 17 – 18 site bu alanlarda bizden yararlanıyor. Ayrıca Didim, Altınkum, Akbük ve çeşitli bölgelerinden de yoğun ilgi görüyoruz. Bu bize gurur veriyor. Misafirlerin denizin hemen kıyısında ya da yemyeşil parkalarımızda oturup, dinleneceği alanlarımız da mevcut.Ancak zaman zaman ilk malikleri adeta arıyorum. İkinci ve üçüncü kez el değiştiren evler de var. Bazen zor durumda kalıyorum.
Havası özel, insanları güzel Mavişehir’imizde, yaşamın daha nezih, daha sosyal bir şekilde yürümesi içinMavişehir ruhunu kaybetmemek gerekiyor.Dimder(Didim Müzik Derneği) Türk Sanat Müziği Korosu Şefi Seher Giray Hanımefendi, saz ekibi ve korosuyla her yıl burada konser veriyor. Didim Belediyesi’nin katkıları ve Mavişehir Yönetim Kurulu birlikteliğiyle gerçekleştirilen geleneksel Zafer Konserleri çok büyük ilgi görüyor. Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, çok değerli bir başkan. Zafer konserinde olduğu gibi türkü, şiir gecelerimizde ve her zaman yanımızda.”
Eylül sonbahar kokarken, yaz gidişini kulağımıza fısıldıyor. Önümüze serilmiş bir yol gibi ufka uzanan Mavişehir’in yosun kokulu denizi, üzerinde sonsuzluğa koşmaya davet ediyor. Sularda kaybolmasıyla, tam da onu yitirdiğimizi düşündüğümüz anda Güneş; kızıla boyadığı deniz ve gökyüzüyle kendini bir kez daha hatırlatıyor.
Kimimizin çocukluğundan, kimimizin ilk gençliğinden bu yanaMavişehir; kocaman bir aile. Dostların sımsıcak ilgilerinin sarmaladığı, sabahları günaydın seslerinin birbirine karıştığı, 40 yılı aşkın tanış olduğumuz yer. Bizim tatil sitemiz değil, yuvamız.
Burası, her gittikleri yeri memleketleri yapabilme becerisine sahip insanların beldesi belki de… Bu kalpte bitiyor ve Mavişehirliler olarak çoğunluğumuz, yuvalarımızı kalplerimizde taşıyoruz…