İlimizin de içinde olduğu Batı Karadeniz Bölgesi’nin ulaşım altyapısında ne diye senelerce geride kaldığına az dertlenmiyor değiliz hani, en sona mı kalmalıydık, kavramsal anlamda “batının doğusu” mu olmalıydık?…
Sakınılan göze çöp batmasın diye olabilir mi?
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda elindeki “enerji” varlığı “kuş” kadardı, Zonguldak kömür havzasını çıkar, bakiye nerdeyse bomboştu…
O da elden “kuş” misali uçmamalıydı.
Devrin çalkantılarını da göz önüne almak lazım, Birinci Paylaşım Savaşı’nda hırsını alamamış emperyalist devletler İkinci Paylaşım Savaşı ile dünya haritasını yeni baştan çizmenin derdindeydiler…
“Kuş” tedirginliğindeydi “Cumhuriyet”.
Asya ile Avrupa kıtaları arasında köprü vazifesi gören Türkiye’yi bölüşüm hesabına katmayan emperyalist olur muydu?…
“Güvercin” ürküntüsünden sıyrılıp “şahin” olmak lazımdı.
Geleceği kurtarmak…
Yerine göre geleceği budamaktan geçiyordu.
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’tı…
Ömrü cephelerde geçmiş, düşmanın ne memen olduğunu bilen, üç beş hamle ötesini hesap edebilen bir komutandı.
Ortaya bir tez koydu…
“Maden bölgesini düşman işgal ederse, ilerleyememeli”.
Zonguldak maden sahası Cumhuriyet’in gözbebeğiydi…
Düşman varamamalı, varsa da çıkamamalı.
Üzerine, hemen akabinde kurulan Karabük’ü koyun, “demir çelik sanayisi”…
Bir gözbebeği daha.
İlave edin, deniz ile dağların arasında, memleketin her dönem zinde kuvvetlerinin hüküm sürdüğü “güvenilir” Kastamonu…
Cumhuriyet’in gözünün feri.
“Son kale” mi demeli?…
Abartı olmaz sanırım.
Dünya dengelerinin yeni haller alması ile…
Ancak 1980’li yıllarla beraber Batı Karadeniz yola ize kavuşur olmaya başladı, “Filyos” ve “Ilgaz Tüneli” gibi devasa projeler başta olmak üzere, ulaşım altyapısı kendine geldi.
Üzülmeli mi sevinmeli mi karar sizin…
Ancak şu bir gerçek ki, Kastamonu ve çevresi tarihin her döneminde oynadığı başrolü, Türkiye Cumhuriyeti’nde de oynamayı sürdürdü.
Allah vergisi bir “jeopolitik” stratejik coğrafya…
Varsın eziyetini bölge halkı çekmiş olsun.
“Hattı müdafaa yok” malum…
“Sathı müdafaa var”.
Not: Ülke gündemi bir büyükşehir belediyesinin hayvan barınma merkezinde yaşanan vahşet ile çalkalanırken…
Kastamonu Belediyesi “hayvanseverlik” konusunda ders gibi bir emeğe imza atıyor kaç gündür.
Kuşlar pisliyor…
Belediye temizliyor.
“Sığırcık” kuşları olmalı, Çayboyu’nun Çengeller üstü ile Şeref Yazıhanesi arasındaki ağaçları mesken tuttular son haftalarda, kaldırım boylu boyu dışkı…
Buz patenine döndürüyorlar.
İtfaiye usanmadan her sabah orada…
Hortum ve süpürge ile temizlik mesaisinde.
Ne zehir var ne ses tabancası kuşlara yöneltilen…
Hayvansever bir yaklaşım.
Türkiye görsün…
Vicdanı.
MUSTAFA AFACAN