Yollar bir ülkenin kan damarlarına benzer. Ana yollardan köylere varıncaya kadar ne kadar düzgün ise hayat o derece kolaylaşır. Ekonomi gelişir, sosyal ve kültürel yaşam bundan etkilenir.
Bizim yol konusunu iki grupta incelemek gerekiyor. Önce şehrimizi Ankara ve İstanbul’a bağlayan yollar, diğeri de ilçe yolları. Ankara yolu, Kırık barajından dolayı yeniden yapılıyor, ne zaman biteceği belli değil.Karabük yolunun Araç’a kadar olan kısmında standart düşük.Virajlarına alıştık ama beton asfalt neden yapılmıyor? Bu yol özellikle turizm açısından önemli. Safranbolu’ya gelen binlerce turistin acaba ne kadarı Kastamonu’ya geliyor? Yol faktörü ne derece etkili? Bu konularda bir araştırma yapıldı mı bilmiyorum.
İlçe yollarının durumu iyi değil. Tosya yolu yıllardır şikâyet konusu. Mevcut yol çok virajlı ve tehlikeli. Zaman yitirilmeden standardı yüksek bir yola hemen başlanmalı. Tosya en önemli ilçemiz, merkezle olan ekonomik ilişkileri fazla. Basından izlediğim kadarıyla bir projeden söz ediliyor. Proje sözüyle insanları avutmayalım. Proje denen şey kâğıt üstündeki çizim demek. Bugün çizer, yarın atarsınız.Konuşmak yerine işe başlamak gerekir.
İnebolu’ya 30 yıldan beri sıkça gidip geliyorum. Seydiler’e kadar çift yol yapıldı, ilerisieski yol. Arta kalan 40 km yol ne zaman bitecek?Yeni tüneller var,yapımı zaman ve paraya bağlı. Düzgün bir yolla İnebolu’yu Ankara’ya bağlamak gerekiyor.
Taşköprü yolu şimdilik ihtiyacı karşılıyor. Ancak standardı düşük.Sinop ve Boyabat’ın İstanbul ile bağlantısı bu yoldan sağlanıyor. Üstelik her gün yüzlerce tarım araçları gelip gidiyor.
Abana, Bozkurt, Çatalzeytin ve Türkeli yolu Devrekâni’den sonra eskisi gibi.Kış şartlarını da düşünerek özellikle Yaralıgöz, Esentepe, Isırganlık kısımlarında ciddi anlamda iyileştirme yapılmalı.Azdavay, Şenpazar, Cide yolları da ıslaha muhtaç.Nitelikli yollar, ilçelerin turizm potansiyelini önemli ölçüde etkileyecektir. Bugün Devrekâni ve Seydiler’in dışında, ilçelere giden düzgün yolumuz yok.Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü kurulalı her halde elli yıl oldu ama 50 kilometrelik Araç yolunun durumu da meydanda.
Daday yoluna özellikle değinmek istiyorum. Daday bizim banliyömüz, her gün yüzlerce kişi bu yolu kullanıyor. Daday’da oturup merkeze gelip giden insanlar var. Ayrıca Daday’ın turizm potansiyeli çok yüksek. Arkasını Ballıdağ gibi bir doğa harikasına yaslamış. Önemli turizm tesisleri kurulmuş. Ne var ki yıllardan beri Daday yolu bir kangren. Birçok kaza oldu, insanlar öldü, yazık değil mi? Daday yolu mutlaka geliş- gidiş şeklinde yapılmalıdır. Bu da yetmez; yol, Eflani’ye doğru devam etmelidir.
Batı Karadeniz Bölgesi kendi kaderine terk edilmiş. Kastamonu ile birlikte Sinop, Bartın, Zonguldak ve kısmen Karabük’ü yakından ilgilendiren Karadeniz Otoyolu neden Sinop’ta bırakıldı? Bu konuyu gündeme getiren yok. Bazı yerlerde tünelaçmak veya denizi doldurulmak suretiyle sahili izleyen bir otoyol mutlaka yapılmalı, iç kısımlarla bağlantılar kurulmalı. Otoyol tüm Batı Karadeniz bölgesine hayat verecek, özellikle turizm canlanacaktır. İstanbul ile Batum’u birleştirecek yol, ülkemiz için bir prestijyolu olacaktır.
Batı Karadeniz Bölgesi göç vermeğe devam ediyor. Köyler önemli ölçüde boşalmış. İlçe nüfuslarında azalmalar görülüyor. İnsanı doğduğu yerde doyurmak gerekir. Boşalan köylere bir daha dönüş mümkün olmaz. Bu gidişle, önemli bir bölümü İlimiz sınırları içinde kalan Batı Karadeniz Bölgesi 21. Yüz yılın sonuna varmadan tümüyle milli park olur.
Yerel basında bazen demiryolu gündeme geliyor. Yakın zamanda bunun mümkünolabileceğini sanmıyorum. Hele Ankara’ya hızlı trenle gitmek gibi sözler işitiyorum ki, şimdilik hayal diyelim.
Demiryolu konusunu daha önce yazdım. 1926 yılında uzmanlar gelmiş, etütler yapılmış. Devrez- Karadere hattında eğim yüksek bulunmuş. Aynı şekilde Ilgaz üzerinden geçiş de eğime takılmış. Ilgazları aşmak demiryolu için çok zor. O zaman deniyor ki, lokomotif deveye benzer; inişi de, çıkışı da sevmez.
Bu iki noktadan geçiş mümkün olmayınca Karabük-Araç-Kastamonu hattı üzerinde durulmuş. Karabük Demir Çelik Fabrikasının kömür ihtiyacı dolayısıyla hattın Söğütözü’ne kadar uzatılması düşünülmüş. Şehrin ileri gelenleri hattın Kastamonu-Seydiler üzerinden Söğütözü’ne bağlanmasını önermişler. Bu takdirde yol 90 km uzayacağı için uygun bulunmamış. Bu arada İsmet İnönü’nün bir önerisi olmuş. İstanbul-Bolu-Gerede- Karabük-Kastamonu-Boyabat- Vezirköprü üzerinden Havza’ya bir demiryolu düşünülmüş. Bu takdirde hat nasıl olsa Kastamonu’dan geçecek denilmiş ve iş soğutulmuş. Sonraki yıllarda hat açılmamış. Kastamonu, coğrafyanın azizliğine uğrayan bir şehir. “Ilgaz, sen Anadolu’nun yüce bir dağısın”, diyoruz ama Ilgazlar bizi Ankara’dan koparmış.
Cumhuriyet tarihi boyunca ulaşım konusunda iki önemli yatırım oldu. Bunlardan birincisi havaalanının açılmasıdır. Turizmin gelişmesi için önemli bir yatırımdır. Sanırım noksanlıklar tam giderilmedi. Sisli havalarda uçaklar rahat inebiliyor mu bilmiyorum.
İkinci husus, Ilgaz tüneli.1960’lı yıllardan itibaren tünel konusu gündemden düşmedi. Konuşuldu, yazılıp çizildi ama somut bir adım atılmadı. Tünelin devreye girmesi ulaşımı rahatlattı. Özellikle ağır taşıtlar kış aylarında büyük sıkıntı çekiyordu. Daha önce de yazdım; tünel yapımında, o zamanki Ulaştırma Bakanı sayın Binali Yıldırım’ın hakkını teslim edelim. Bakanlık makamında başka biriolsaydıdaha uzun yıllar beklerdik.
Ekonomi ve turizmin gelişmesi için yatırım önemli ama her şeyden önce ulaşım daha önemli.
MUSTAFA ESKİ