Son yıllardaki en yoğun katılımın yaşandığı 29 Ekim törenine yer yetersizliği gölge düşürdü. Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran halkın geçit töreni ve gösterileri izlemekte büyük güçlük çekmesi, milli bayramların kutlanma yerinin stadyum olduğunu net biçimde gösterdi.
Törende konuşan Vali Yaşar Karadeniz, “Çağdaş ülkeler arasında daha üst basamaklara çıkmak; daha çok üretmekle, daha çok bilimle, daha çok sanatla olur. Birbirinin hak ve hukukunu gözeten toplumlar medeni olur. Huzur içinde, birbirine sevgi ve saygı gösteren müreffeh toplumlarda insanlar kendilerini daha mutlu hissederler. Biz bunu başardıkça, o zaman bizlere bu vatanı emanet eden atalarımıza olan vefa borcumuzu ödemiş olacağız. Ve ben inanıyorum ki, Kastamonu tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi; medeniyet mücadelesinde de ön sıralardaki yerini korumaya devam edecektir” dedi.
Cumhuriyet’in kuruluşunun 95. yıldönümü tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de dün törenlerle kutlandı.
Geçtiğimiz yıllara kıyasla yoğun katılımın dikkat çektiği kutlamaların adresi Cumhuriyet Meydanı oldu. Kastamonulular Türk bayraklarıyla tören alanına gelerek Cumhuriyet’e sahip çıktıklarını bir kez daha gösterdi.
Törenlerde yine 5.Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı’nın gösteri timi ortaya koyduğu gösteri ile büyük alkış aldı.
Tören, Vali Yaşar Karadeniz, Garnizon Komutanı Personel Albay Gamze Aydoğdu ile Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın törene katılanların ve halkın bayramını kutlaması ile başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramı mesajı okundu. Hemen ardından Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz günün anlam ve önemini içeren konuşmasını yaptı.
Program, şiirlerin okunması, halkoyunları gösterileri, spor gösterileri, 5.Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı gösteri timinin gösterisi ve tören geçişi ile devam etti.
Vali Yaşar Karadeniz, törendeki konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün Cumhuriyetimiz 95 yaşında… Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılan ve kalbi Cumhuriyet’le birlikte çarpan herkese şükranlarımı sunuyorum. Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun. Bugün, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının vermiş olduğu kutlu ve büyük mücadelenin sonunda elde ettikleri zaferin; bu zaferin kazanılmasında çok büyük fedakarlık ve kahramanlık göstererek önemli bir katkı sunan Türk Milletine armağan olarak Cumhuriyet ile taçlandırılmasını kutluyoruz. Bildiğiniz gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra muasır medeniyet seviyesine çıkılmasını milletimize hedef olarak göstermişti… Bu hedefe ulaşmanın birinci aşaması, Cumhuriyet’in ilanıydı. İşte 29 Ekim 1923, bir milletin top yekün kendilerine gösterilen hedefe doğru çıktığı yolculuğun başlangıcı idi. Gelişmiş ülkelerin arasına girmek için ikinci aşaması, ekonomik kalkınmanın sağlanmasıyla mümkün olacaktı. Nitekim iktisat kongreleri toplanarak ve kısa sürede ekonomik atılımlara başlanarak, ekonomik alanda da milletimiz önemli mesafeler almıştır. Bunun yanında; bilim de, kültür ve sanatta, sosyal yaşam da ve daha birçok alanda yapılan reformların hepsi ülkemizin ve milletimizin gelişmiş uluslar arasında yer almasını amaçlamıştır. Aslında yapılmak istenen şey; ülkemizin her yönden güçlenerek, birlik ve bütünlük içinde bağımsızlığımızın ve Cumhuriyetimizin ilelebet yaşatılmasıdır. İşte o dönemde yapılan büyük çalışmalar ve fedakarlıklar sayesinde, bugün yine tarih sahnesinde güçlü bir şekilde yer almaktayız. Ancak; atalarımıza layık olabilmek için birçok sorumluluğumuz olduğunu da unutmamalıyız. Birinci sorumluluğumuz ve ödevimizin, bağımsızlığımızı ve cumhuriyetimizi korumak, geliştirmek, onu daha ileri bir düzeyde gelecek nesillere emanet etmektir. Bunu gerçekleştirmenin yolu da yine Atatürk’ün gösterdiği ‘çağdaş ülkeler seviyesine’ ulaşmak hedefinde yatmaktadır. Bugün ülkemiz ekonomik büyüklük olarak Dünya’da 17. sırada bulunmaktadır. Ancak hedefimiz, Dünya’nın en güçlü 10 ekonomisi arasına girmek olmalıdır. Bunun için bilimsel araştırmalara ve inovasyona daha fazla önem vermeliyiz. Ayrıca ekonomik büyüklüğün gelişmişlik kriteri olarak önemli olduğunu; ancak tek başına yeterli olamayacağının da farkındayız. Gelişmişlik kriterlerinin her bir unsurunda, özellikle bilim de, kültür ve sanatta da ilk ülkeler arasında yer almalıyız. Başka bir deyişle; ekonomik üretimimizin yanı sıra daha çok bilgi üretmeliyiz, daha çok sanat eseri üretmeliyiz. Eğitim de, sağlıkta ve daha birçok hizmet alanında çıtamızı hergün, bir öncekinden biraz daha yukarı koymalıyız. Ve bütün bu hedeflerimize ulaşmak için kamu da olsun, sivil sektör de olsun hepimiz üzerimize düşeni yapmak için gece gündüz çalışmalıyız, çaba göstermeliyiz. Ufku geniş, vizyonlu yaklaşımı öne çıkararak; ben duygusunu, hepimizin büyük bir takımın parçası olduğumuz duygusuna getirmeliyiz. Belki de en önemlisi insanın tüm çalışmalarımızın odağında yer alması gerektiğini hiç unutmamalıyız.
Buradan yola çıkarak; insanı odak noktası yaparsak, önce ülkemizde yaşamanın önündeki tüm engelleri kaldırmak için yek vücut olmamız gerektiğinin farkında olmalıyız. Burada da önümüz e ilk olarak terörle mücadele çıkmakta… Her türlü terör örgütünü ortadan kaldırmak, yok etmek için mücadele azmimizi en üst düzeyde tutmalıyız. Ülkemizde yaşam hakkının önündeki en büyük ikinci engel ise; trafik kazalarıdır. Trafik kazalarında her yıl binlerce insan hayatını kaybetmekte veya sakat kalmaktadır. Kazaları önlemeye başarmış ülkelerin yaptığı tek şey, trafik kurallarına uymaktır. Herkes kurallara uymayı alışkanlık haline getirirse kazalar olmaz, herkes emniyet kemerini takarsa her yıl 3 bin insanımızı kazalarda kaybetmeyiz. Aynı hassasiyeti iş kazalarında ve hayatın birçok alanında da göstermeliyiz. Toplumsal kurallara ne kadar riayet edersek; başkasının hakkına, hukukuna saygı gösterirsek herkes toplumda insan olarak ne kadar değerli olduğunu farkına varabilir. Özetle: çağdaş ülkeler arasında daha üst basamaklara çıkmak; daha çok üretmekle, daha çok bilimle, daha çok sanatla olur. Birbirinin hak ve hukukunu gözeten toplumlar medeni olur. Huzur içinde, birbirine sevgi ve saygı gösteren müreffeh toplumlarda insanlar kendilerini daha mutlu hissederler. Biz bunu başardıkça, o zaman bizlere bu vatanı emanet eden atalarımıza olan vefa borcumuzu ödemiş olacağız. Ve ben inanıyorum ki, Kastamonu tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi; medeniyet mücadelesinde de ön sıralardaki yerini korumaya devam edecektir. Bu duygularla başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize bu güzel vatanı emanet eden, terörle mücadelede yer alan ve bugün hayatta olmayan tüm gazilerimizi, seve seve canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Hepinizin Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerle kutluyor, hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum.”
Program kapsamında ‘Cumhuriyet’ adlı şiiri Abdülhakhamit İlkokulu’nun Irak uyruklu öğrencisi Lucain Gader Sabah Al Maslavi, ‘Atatürk ve Cumhuriyet’ adlı şiiri de 10 Aralık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Öznur Sakallı okudu. “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” adlı şiir ise Atabey İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ali Erdem Demirkılıç tarafından okundu. Kastamonu Üniversitesi Halkoyunları ekibinin gösterisi, 23 Ağustos Ortaokulu Halkoyunları ekibinin gösterisi ile Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün spor gösterileri programa ayrı bir renk kattı.
Programı Vali Yaşar Karadeniz, Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik ve Hasan Baltacı, Garnizon Komutanı Personel Albay Gamze Aydoğdu, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve diğer protokol mensupları izledi. Program, tören geçişi ile son buldu.