Kurtuluş Savaşı’nın en net tarifidir, Nazım Hikmet’in dizelerinde geçer, “Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel rahat günlere inanıyordu”…
İnanan yürek bir değildi, binlerceydi.
Anadolu’nun dört bir tarafından yürekler…
Memleketi “güzel ve rahat” kılmak için ömürlerinden vazgeçtiler.
İşleri, eşleri, çocukları yok muydu?…
Kimi taptaze bahar dalı, kimi çınar yaşındaydı.
Ne yediler, ne giydiler, nerede uyudular?…
Bir yudum yorgunluk kahvesi içtiler mi?
“Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden…” bir sevdanın peşine düştüler…
Yorulmadılar, usanmadılar, vazgeçmediler.
Ucunda yokluk, esaret, ölüm de vardı…
Tüm rütbelerini kendi elleri ile söktüler, “geçtiler” o ana kadar biriktirdiklerinden, memleket yoluna baş koydular.
Fotoğrafta, Kastamonu İstiklal Mahkemesi heyetinin fotoğrafını görüyorsunuz, başkanlığını Mustafa Necati’nin yaptığı 2. İstiklal Mahkemesi dönemi, abide gibi duruyorlar…
“İstiklal abidesi.”
Gözlerinde korkunun eseri yok…
Oturanlar da ayaktakiler de “dimdik”.
Çünkü…
Duruşma yaptıkları salonun duvarında “Mücadelesinde yalnız Allah’tan korkar” yazısı asılı.
İşgalciymiş, işbirlikçiymiş, envai düşmanmış…
“Vız gelir, tırıs gider.”
Yazının altında “Türk Bayrağı”…
Kapıda “Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Mahkemesi” levhası.
“Kalpaklı” adamların, başı “yaşmaklı” kadınların yazdıkları destandır Kurtuluş Savaşı…
Bir harfinin izahı dahi ansiklopedidir.
Ne mutlu ki bu destanın içinde Kastamonu tüm heybetiyle yükseliyor…
Bugün siyah beyaz fotoğraflarına bakmak bile gönülleri coşturmaya yetip de artıyor.
Tekrar edeyim…
O kalpaklı adamların ve yaşmaklı kadınların hiçbir ölmedi, hepsi yaşıyor.
Not:
Gördüğünüz fotoğrafın sahibi kıymetli hemşerimiz “Abdullah Özengici”…
Gözü gibi muhafaza ettiği fotoğrafı Kastamonu Kent Tarihi Müzesi’ne bağışlayacak yüce gönüllü insan.
Mahkeme heyeti fotoğrafında sol yan üstte “Ata yaka gömlekli, kravatlı, ayakta duran” kişi Abdullah Özengici’nin büyükbabası “Mehmet Emin Şefik Özengici”…
1 Temmuz 1877 doğumlu Mehmet Emin Şefik Özengici, adliyede başkatiplik görevinin ardından noterlik yaptı ve emekli oldu, 15 Ekim 1959’da ebedi dünyaya göçtü.
Kabri Gümüşlüce’de…
Rahmet olsun.
MUSTAFA AFACAN