Reklam dünyasının gelişimini bilmeyenler eskiye takılıp kaldılar. İş çevreleri hala eski anlayışa göre reklam yapmanın peşindeler.
Oysa, günümüzde iletişim olanakları ne denli gelişmişse; reklam yapmanın da çeşitliliği böylece arttı.
Eskiden reklam için çoğunlukla gazete ve dergiler tercih edilirdi.
Ardından radyo…
Ama devreye giren televizyonların görsel yönü; reklama hem boyut getirdi, hem de olan ilgiyi artırdı.
Gazeteler/dergiler hala eski yöntemde/anlayışta kaldı. Diğerlerine göre farklılığı TV’de, radyoda olduğu gibi görülüp/duyulup geçilmiyor.
Gazete reklamlarının -gazete el altında/okunduğu sürece- kalıcılığı var. Bundan olacak Batı’da çoğu gazeteler reklamlar daha çok kişiye ulaşsın diye metrolara bırakılıyor, gelen-geçen bedava alıyor.
Gazete, TV ve radyo televizyonlarının hitap ettiği ortama şimdilerde çok farklı bir alan yaratıldı: Sanal ortam…
Sanal ortamda reklam için yaratılan alan; tüketici için radyo/televizyon izleme, gazete alıp okuma gibi zaman kaybı ve maddi bir konu yaratmıyor.
Boş zamanlarda tablet ve gelişmiş telefon cihazlarıyla reklamlar hemen önünüze geliyor.
Bu ticari dünyanın reklam görüntüsü…
***
Bir de, siyaseten belli yerlere gelip, buralara ısınanların -buralardan kopmamak için- reklam yapma derdi var ülkemizde.
Örneğin belediyeler…
Kurumsal anlamda verilen her hizmetin karşılığı olan “takdir”i ya da alkışı almayı kim istemez. İşte yerel yönetimler böyle yerler.
Cadde, sokak düzenlemesi yaparsınız…
Kanalizasyonu düzenler, sorunları çözersiniz…
Kente sağlıklı içme suyu getirirsiniz…
Bunlar yerel yönetimi üstlenenlerin asli görevi değil mi?
Ama bunları başarıp alkış beklemek…
İşte yanlış burada…
Ne demiş Atalar; “İyilik/hizmet yap, halk bilmezse Halik bilir” öğretisi yetmez; kimileri illa da alkış bekler.
Hatta böyle bir alkışı/takdiri almak için kendilerinin reklamını yapacak gazete/dergi çıkarmayı yeğlerler. Ülkemizde bu alanda pek çok başarısız ve kent sakinlerini küçümseyen örnek gazeteler/dergiler var.
Kimi yerel yönetimlerin bir tür tatminsizlik, doyumsuzluk örneği…
***
Ülkemizde, çıkardıkları/yayımladıkları gazete ve dergilerle kendini/hizmetlerini reklam etmeyen yerel yönetimler de varmış, yeni öğrendim.
Dilerim sayıları çoğalsın.
Şimdiye değin gördüklerimde, yerel yönetimin cilaladığı konuları hazırladıkları gazetelere/dergilere konu yapan “görevli gazeteciler”; ayrıca her haberde yöneticilerin fotoğraflarına bol-bol yer vererek reklam yaptıklarını sanıyorlar.
Bir kere hiç okunmuyor, üstelik öfke de çekiyor bu tür yayıncılık örnekleri.
Nedeni de; o kentte yaşayanlar herşeyi gördüğü halde bu insanları kör ve sağır rolünde gören bir reklamcılık/yayıncılık anlayışı…
Buna karşın kentin sosyal, kültürel, sanatsal, spor, gençlik, kadın ve çocuk dünyalarındaki gelişmeleri, olayları haber yapıp sunan yeni bir gazetecilik anlayışıyla dergiler/gazete düzenleyen gazeteci arkadaşlarımız da var.
Dilerim sayıları artsın.
Ege Bölgesinde, Ayvalık’ta Belediyenin 48 aydan buyana yayımladığı “Ayda Bir AYVALIK” dergisini görünce içime ılık bir heyecan aktı. Duygularım, anılarım, düşüncem gençleşti. Ah, bende Ayvalık’ta olup sözünü ettiğim bu güzel dergiye katkı verseydim, diye düşündüm.
İşte bir yerel yönetimin, Ayvalık’ın gerçek anlamda “kendini reklam etmek için değil, Ayvalık’ta kent insanının; kültür/sanat/eğitim/spor/sosyal yaşam vb. alanlarından haber veren ‘Ayda Bir AYVALIK” dergisi… Bir kültür/sanat dergisi…
İşte yerel yönetimde “çağdaş reklam” bu…
Teşekkürler güzel Edremit’imin Belediye Başkanı sayın Rahmi Gençer… Düzenlediği “Ayda Bir AYVALIK” dergisiyle “çalışma alanında örnek olan gazeteci” meslektaşım sevgili Bülent Şentay… Sizi ve ekip arkadaşlarınızı kutluyor, yürekten alkışlıyorum.