CHP Merkez İlçe Danışma Kurulu Toplantısı
- CHP Merkez İlçe Danışma Kurulu toplantısında Parti Meclisi üyelerinden Zeynel Emre Kastamonu’nun kalkınma sorunu, Hasan Baltacı ekonomi üzerinden genel iktidarı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak ise Belediye ve teşkilatlar üzerinden yerel iktidarı eleştiri yağmuruna tuttu.
- Baltacı, Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut duruma 2017’den itibaren tek adam yönetimine geçilmesiyle düştüğünü söyledi, “Türkiye’yi daha da kötü ve karanlık günler bekliyor olabilir. Olabilir diyorum, eğer biz müdahale etmezsek… Onun için her fırsatta şunu tekrarlıyorum: Erken seçim, hemen seçim!” dedi.
- Emre, Kastamonu’nun kalkınmadan gerekli payı almadığını belirttiği konuşmasında, “Böylesine bir şehir ancak bu kadar az gelişebilirdi” derken, İl Başkanı Erbilgin, eleştiri oklarını Belediye’ye ve Başkan Vidinlioğlu’na çevirdi, büyütülmeye çalışıldığını söylediği etkinliğin bütçesine işaret etti, Karabacak ise Güzel’e cevap verdi.
CHP Merkez İlçe Danışma Kurulu toplantısı, Parti Meclis Üyesi İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Parti Meclis Üyesi Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve partililerin katılımıyla yapıldı.
Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi salonundaki toplantının açılış konuşmasını yapan Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, “Türkiye’nin ahvali neyse, Kastamonu’nun da ahvali odur. Benden sonrası tufan diyerek Cumhuriyetin kazanımlarını satıp savmaktan çekinmeyenler, bu ülkenin geleceğini karartırken onların Kastamonu’daki piyonları da gözlerini büyüyen rant hırsıyla şehrimizin geleceğini ipotek altına almaktan geri durmuyor” dedi.
Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını ve Kastamonuluların hukukunu korumaya devam edeceklerini söyleyen İlke Karabacak, “Her gün vatandaşın üstüne zam üstüne zam bindirirken, şehrin kaynaklarını kapalı kapılar ardında kurdukları ihalelerde talan ediyorlar” şeklinde konuştu.
Konuşmasında AK Parti Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel’i de eleştiren İlke Karabacak, “Kastamonu tarihinden, kurtuluş mücadelesindeki yerinden zerre haberi olmayan Akif Güzel, millilik ve yerlilik siyaseti ile meclisin kapısını aralamayı ümit etmektedir. Şehitlere ‘kelle’ diyen, şehit annesine dava açan, şehit babasına haciz gönderen, şehit aileleri için toplanan para ile makam aracı alan, 8 şehit verdiğimiz günde köprü açan, 36 şehit verdiğimiz gecede fıkra anlatıp kahkaha atan, bu ülkenin topraklarını parsel parsel, fabrikalarını haraç mezat satan anlayışın temsilcilerinin bu ülkenin kurucu partisine ve kadrolarına millilik dersi vermesi hükümsüzdür. Milli ve yerli olmak; şeker fabrikalarını satıp Rusya’dan şeker ithal etmekse… Hasat dönemi öncesi pirinçte, sarımsakta ithalat vergisini sıfırlayıp Taşköprülü, Tosyalı çiftçinin emeğini pul etmekse… Bu ülkenin vatandaşlığını 250 bin dolara satışa çıkarmaksa… Akif Güzel, sahip oldukları bu yerlilik ve millilik eserleriyle övünebilir ” ifadelerini kullandı.
“ KASTAMONU’YU BİLE
BİRLEŞTİREMEDİ”
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin de konuşmasında Kastamonu Belediyesi’nin Türk Dünyası Günleri bütçesini ve Başkan Vidinlioğlu’nu eleştirdi.
Erbilgin, şöyle konuştu:
“Biz bu saatlerde burada toplanırken şehrimizde Türk Dünyası Günleri’nin üçüncü günü. Türk Dünyası Günleri Kültür Sanat Etkinlikleri ve Sosyal Faaliyet Organizasyonları adı altında üç firmanın müracaatı, bir firmanın çekilmesi, bir firmanın da ihaleyi düzenleyen belediyece dışta bırakılması neticesinde tek firmaya 7 milyon 145 bin lira bedelle ihale edildi. Biliyorsunuz bu şehirde ihalelerde hiç kimseye sormuyorlar. Gözlerini karartıp sizlerin cebinden toplanan paralarla çok rahat ihaleler yapıyorlar. Türk Dünyası Günleri vesilesiyle şehrimize dışardan gelen misafirlerimizin hepsine hoş geldiniz sefa geldiniz diyorum. Ancak bu Türk Dünyası’nı Sayın Belediye Başkanı Vidinlioğlu o kadar büyütmeye çalıştı ki Cumhurbaşkanı’na davetiye gitti, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’na davetiye gitti. En azından bize öyle anlatıldı. Ama protokol töreninde sadece ve sadece Sayın Valiyle beraber, MHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Sadir Durmaz’ı gördük. Öyle ki Türk Dünyası planlamasını MHP’nin İl Başkanı hiç duyurmadı. Bir zahmet ancak dün Sadir Durmaz’ı karşıladık diye kamuoyuyla paylaştı. Bolu Göynük’teki festivali duyurmak için kendisini parçalayan Milliyetçi Hareket Partisi yirminci sıra yedek MYK Üyesi, o da dün bir zahmet Türk Dünyası etkinlikleri var dedi. Sayın Vidinlioğlu’na buradan söyleyeyim: Bir anket yaptırdım, arkadaşlarımın hiçbirisinin haberi yok, arkadaşların seni sevmiyor. Parti yöneticilerin de arkanda değil. Parti teşkilatın, il başkanın arkanda değil; sana sahip çıkmıyor.
Yine sayın Vidinlioğlu, Türk Dünyası vesilesiyle Türk Dünyası’nı birleştirme iddiasıyla ortaya çıktı, Kastamonu’yu bile birleştiremedi. Bırakın Kastamonu’yu, dünkü konserlerde 20 ilçenin Ülkü Ocakları aracılığıyla meydanlarda toplanıldı. Sadece popülaritesi, toplumda bilinirliği olan sanatçılarımızla meydanda konserler düzenledi. Henüz Türk Dünyası devam ediyor, sabahtan flamalar toplandı. Caddedeki flamalar Türk Dünyası Günleri bitmeden toplandı. Tüm bu faaliyetlere Kastamonu Belediyesi’nin bütçesinden tam 7 milyon 145 bin lira para verildi. Kastamonu bunu hak ediyor mu? Hak etmiyor. Kastamonu daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Kastamonu büyümeyi ve gelişmeyi hak ediyor. Biz milletimize bunun teminatını veriyoruz. Kastamonu’yu büyütecek ve geliştirecek olan bu salondaki kadrolardır. Kastamonu’daki birlik ve mücadeleyi her mahallesinden her birimden sağlayacak olan bu salondaki kadrolardır. Türkiye’deki birliği huzuru barışı, bu ülkenin ürettiği milli serveti adil bir biçimde bu ülkeye pay edecek olan, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde, bu salondaki kadrolardır. Bu salondaki arkadaşlarımın tam da bu sorumluluğun bilinciyle yarına hazırlanması gerekiyor.”
“HER SOKAKTA
ÖRGÜTLENMEMİZ
GEREKİYOR”
Kastamonu’da üye sayılarının ikiye katlandığını söyleyen Hikmet Erbilgin, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Herkesin bir işin ucundan tutması gerekiyor. Her mahallede, her sokakta örgütlenmemiz gerekiyor. Kastamonu’da partinin üye sayısı ikiye katlandı. Üyesi olmayan köy sayısı tamamlanmak üzere. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız ilçemizde kuruluyor, yaygınlaşıyor. Mahallelerde birbirimizle iletişim kurma düne göre daha kuvvetli. 2018 yılında bizler sandığa gidip kendi Cumhurbaşkanımızı, Milletvekilimizi seçelim dediğimizde Kastamonu’da 102 bin 847 seçmen varmış. Bu seçmenlerin 88 bin 818’i sandığa gitmiş iradesini sandığa yansıtmış. O iradeden Kastamonu Merkez için 16 bin 273’ü bu ülkeyi Cumhuriyet Halk Partisi ve onun kadroları yönetmeli demiş. Bu 16 bin sayısını 32 binlere çıkarmakla mükellefiz. Arttırmak ve büyütmekle mükellefiz. Büyük bir aile, danışma, kararlılık ve yönetme iradesiyle yapılır. Bu ülkeyi yönetmek istiyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bütün Kastamonu’da oy toplamı, Büyük Birlik Partisi’ni de ilave ettiğimizde her yüz seçmenin yetmiş üçü. Bu tabloyu tersine çevirmek, milletin gönlüne girmek, milletle el ele vermek bizim işimiz, bu salondakilerin işi. Alçakgönüllülük, vefa, dayanışma gibi bu milletin bağrında olan değerleri yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyor” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ
DAHA KARANLIK
GÜNLER BEKLİYOR”
CHP Parti Meclis Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, toplantıdaki konuşmasında ağırlığı ekonomik verilere verdi ve şunları söyledi:
“Bu hafta açıklanan rakamlara göre Türkiye de büyüyormuş. Türkiye ekonomisi TÜİK’in verdiği rakamlara göre yüzde 7 büyümüş. Olabilir. Türkiye çalışkan, üretken bir ülke. Türkiye ekonomisi dedikleri gibi yüzde 7 büyümüş olabilir. Ama başka rakamlarda Türkiye yüzde 7 büyümüş olmasına rağmen 2020 yılında emekçilerin, işçilerin emeğiyle geçinenlerin, ücretli çalışanların büyümeden aldığı pay yüzde 39’ken 2022 yılında yine emeğiyle geçinenlerin büyümeden aldığı pay yüzde 31’e düşmüş. Bir şeyler büyümüş. Baktığımız zaman sermaye büyümüş, milyarderlerin servetleri büyümüş, yandaşlar büyümüş ama işsizlik de büyümüş. Açlık, yoksulluk, yolsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık büyümüş.
Karşımızda kriz olarak tarif edilen, aslında tam bir çöküş yaşadığımız bir ülke var. Buraya nasıl geldiğimizle ilgili birçok şey söylenebilir. Esasında vurgulanması gereken şeyin şu olduğunu düşünüyorum: Türkiye hızla buraya ne zaman geldi, 2017’de yapılan evet-hayır seçimlerinden sonra geldi. 2017 yılında bu ülkenin geleceğini, kaderini tek bir kişiye teslim eden, OHAL koşullarında yapılan o referandumdan sonra Türkiye hızla bu koşullara geldi. Rakamlar ortada. Bu ülkede kimin işe gireceğine tek bir kişi karar verirse, kimin hakim savcı olacağına tek bir kişi karar verirse, faizin ne kadar olacağına tek bir kişi karar verirse, hangi ülkeyle ilişki kuracağımıza tek bir kişi karar verirse, ezcümle her şeye tek bir kişi karar verirse kriz de çöküş de kaçınılmaz olur.
600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunu çöküşe götüren faiz oranı yüzde 6’ydı. Bu iktidarın dışardan bulduğu borç paranın faiz oranı yüzde 8.62. Yani Türkiye’yi daha da kötü ve karanlık günler bekliyor olabilir. Olabilir diyorum, eğer biz müdahale etmezsek… Onun için her fırsatta şunu tekrarlıyorum: Erken seçim, hemen seçim!
Seçim erken de olsa zamanında da olsa şunu unutmamak lazım: Önümüzde en fazla 12 ay gibi zaman var. Partimiz hazırlıklarını hızla tamamlamaya devam ediyor. Bu bakımdan tüm kadrolarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Biz hazır olursak, önümüzdeki seçimi kazanacağımızı ve Türkiye’yi içine girmiş olduğu bu karanlık tünelden çıkaracağımıza adım gibi eminim.”
“HEPİMİZE KAYBEDECEKSİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kime kaybedeceğini bilmediğini söyleyen Hasan Baltacı, “Bizim gördüğümüzü, bildiğimizi; sarayda oturan, bu ülkenin kaderine tek başına karar verme arzusunda olan Erdoğan da biliyor. Erdoğan da Türkiye’nin hızla çöküşe gittiğini görüyor ve biliyor. Önümüzdeki seçimi kaybedeceğini de biliyor, adı gibi emin. Ama bilmediği bir şey var: Erdoğan hangimize kaybedeceğini bilmiyor. Ben bu kürsüden Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bilmediğini ifade etmek istiyorum: Sayın Erdoğan, sen birimize değil hepimize kaybedeceksin. Sen hakaret ettiğin Gezi direnişinin bu ülkenin en dirençli kadınlarına kaybedeceksin. Sen bu ülkenin mülakatlarda elediğin çocuklarına kaybedeceksin. Eşitlik, adalet, hürriyet, özgürlük, dostluk, barış, kardeşlik isteyen bu ülkenin vicdanlı insanlarına kaybedeceksin. Birimize değil hepimize kaybedeceksin. Biz kazandığımızda birimiz değil 84 milyon kazanacak, hepimiz kazanacağız. Bunu bilerek çalışmalarınıza devam ettiğinizi biliyorum. Erdoğan şunu görüyor, bakıyor ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı, parlamentosu çalışıyor, il başkanları, ilçe başkanları, mahalle başkanları, öbek başkanları çalışıyor. Kaçınılmaz sonu geldiğini biliyor. Yapabileceğinin bir tek şey olduğunu görüyor: Ben nasıl yaparım da bu Millet İttifakı’nı dağıtırım, nasıl yaparım da 6’lı masanın ayaklarından birini kırarım diye düşünüyor. Bu salon gösteriyor ki ne Millet İttifakı dağılacak ne de bu 6’lı masa paramparça olacak. Aksine büyüyerek, güçlenerek yoluna devam edecek. Bu salonda kararlılık, umut, heyecan, güven, inanç var. İyi ki varsınız.”
“BÖYLESİNE BİR ŞEHİR
ANCAK BU KADAR
AZ GELİŞEBİLİRDİ”
CHP Parti Meclis Üyesi ve İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ise konuşmasında şunları söyledi:
“Değerli Milletvekili arkadaşım, Hasan kardeşimiz ve il başkanımız burada çok değerli işler yapıyor. Örgütte de bir birliktelik olduğunu görüyorum. Bu birliktelikte bize bir milletvekili yetmez, en az 2 milletvekiliyle yani Hasan kardeşimizin yanına birini alarak Ankara’ya gelmesini temenni ediyorum. Kastamonulular yıllardan beri en fazla oyu AKP’ye vermişler. Son dönemde belediyeyi Milliyetçi Hareket Partisi’ne vermişler. Ama böylesine doğa harikası bir şehir ancak bu kadar az gelişebilirdi. Buranın bir turizm cenneti olması ve Türkiye’nin en güçlü ekonomilerinden bir olması lazım. Buranın işsizlikle uğraşmayı bir kenara bırakın ülkenin en müreffeh insanlarının yaşadığı bölgelerden bir tanesi olması lazım. Eğer bunlar gerçekleşmemişse Kastamonuluların düşünmesi lazım.
Ben şehirde gezdim. ‘Belediyeden memnunum’ diyen bir vatan evladı görmedim. Öyleyse niye seçiyorsunuz arkadaşlar? Bunu Kastamonuluların sorgulaması lazım. Siyasi partiler ülkeye hizmet etmek için kurulur. O siyasi partilerin yöneticileri de çıkar projelerini anlatır. Söyledikleri projelerin hiçbirini gerçekleştirmeyen bir iktidarın vatandaşı suçlaması, hakaret etmesi, muhalefeti düşmanlaştırmaya, şeytanlaştırmaya çalışması esasında o halka hakaret midir? Değil midir? Bizler futbol takımı falan değiliz, sizlere hizmet etmek için yola çıkmış insanlarız. Bizi diğer partilerle kıyaslayın kim daha doğru yoldaysa mührü götürün ona teslim edin. Kastamonu için bu şehrin rantını pudra şekeri yapıp burnundan çekenlere siz neden oy vereceksiniz? İbreti alem için burada AK Parti’nin de ortağının da yüzde 10’un altına düşmesi lazım. Buradan bir ders almaları gerekmez mi? Dolayısıyla herkese elimizi uzatacağız. Bize oy versin, vermesin. Cumhuriyet Halk Partisi her kesimle diyalog içerisinde olabilen yegâne partidir. Bize oy vermese de bu düzenin değişmesini isteyenlerinde en büyük dayanağı olduğunu biliyoruz. Bütün yük omuzlarımızda. Kastamonu ile ilgili iki hayalim var. Umuyorum buraya bir daha geldiğimizde iktidar partisi milletvekili olarak geliriz. İkincisi umarım bu şehrin belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilir.”
Danışma kurulu toplantısında partiye yeni katılan üyelere rozetleri de yine milletvekilleri ve partinin ana kademe yöneticileri tarafından takıldı. (Haber Servisi)