“Konuşarak anlatamayız her istediğimizi
Bazen susmak yeter duymak isteyene
Unutmak, konuşmak ve yazmak bir ihtiyaç
Ama susmak ve dinlemek en güzel cevap
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabilir
Derin denizleri hırçın bir rüzgar” diyor şair Önder Karaçay.
Gazetecilik zordur. Bazen susarak dinlemek, kimi zaman konuşarak röportaj, çoğu zaman da koşturarak haber yapmak gerekir. Bu meslek, yirmi dört saat sürer. Çünkü olaylar hiç uyumaz, hayat durmaz.
Herkesin tanıklık edemediği olayların bazen tam içinde olursunuz. Belki de gazeteciliği büyülü kılan ve bu mesleği tutkuyla yapmamızın nedeni de budur.
Sabah soğuğunda sobanın ısıttığı odalarda, kahvaltı sonu demli çaylar içilirken gazetelerin okunması, uzak anıların fotoğraflarında kaldı. Günümüzde eskisi gibi gazete okunmuyor, her eve gazete girmiyorsa da internet sayfalarıyla okurlarımıza ulaşılabilmesi ayrı bir avantaj sağlıyor.
Gazetecilerin, yazarların bir başka önemli görevi de geleceğe kalıcı belgeler bırakmak olunca kitaplarımla bunu gerçekleştirmeye çalıştım.
Zaman genişledikçe, annelerin kapı önü sohpetlerine, bahçeli evlerin yerine dikilen apartmanların betonu set çekti.
Ahşap evlerden, yüksek tavanlardan, eskiden çoğu evin salonunda yer alan kütüphanelerden sızan güzellikleri, içlerine sinmiş kültürleriyle birlikte aktarmaya çabaladım.
Gündemi sorgulayanlar kadar güzellikleri, değerleri ortaya çıkaran köşe yazıları da önemli. Kenti, bölgeyi tanıtıp, katkı sağlamak amacıyla hazırladığım köşe yazılarım ve gündemi yakalayan haberlerimin ulusal basında da yer almasından mutluluk duydum.
Gazetecilerin bilinçli seçimiyle taşıdığı sorumluluk, anlamlı bir hayat sunar. Kendini yenilemeyi tutku haline getirmek, severek coşkuyla mesleğini yapmak çok keyifli.
Doldurmanın uzun zaman aldığı bir yükü boşaltmak da yıllar yıllar boyunca devam ediyor.
Gazetecilerin dilimizi doğru kullanması ve zengin kelime haznesine sahip olması gerekir. Bu nedenle de mesleği yaparken bilgilerimizi hep tazeleyerek, belleğimizi yenilenen bir hareket içinde tutarız.
Hepimiz biliriz ki bu fiziksel ve zihinsel hareket yelpazesi gazetecilik mesleğini icra edenlerin ruhuna da iyi gelir.
1993 yılından bu yana tam 30 yıl emek verdiğim gazetecilikte; Bolu Gündem Gazetesi’nin sahibi Fatih Melih Maradit ve ardindan Kastamonu Gazetesi’nde Cemil Özel ve Melih Özel ile çalışmaktan onur duydum.
Çoğunlukla kendi hayatlarını öteleyip, gazetelerinin önceliğini tercih eden gazete sahipleri ve doğruların peşinden giden, içindeki insan sevgisiyle, sessiz çoğunluğun sesi olmayı başarabilen gazeteci arkadaşlarımla birlikte çok değerli anılar biriktirdim.
Yaşadığım ve sorunlarını, eksiklerini, güzelliklerini aktardığım her kentte küçük esnafından sanayicisine, sanatçısından zanaatkarına, memurundan bürokratına kadar çok güzel dostlar edindim.
Kısa süre ara verip, yeniden merhaba dediğim gazetelerimizin hepsi de iyi ki varlar…
Şairin dediği gibi bazen sığ suları hafif rüzgarlarla, bazen de derin denizleri hırçın bir rüzgar olup coşturabildiysek ne mutlu.
Basın rüzgarımızın hep esmesi dileğiyle…
Sustum bir süre; Kastamonu Gazetemizin basınımıza yarım asırlık çok değerli katkısına saygıyla…
Sustum bir süre, sakince; izleyerek, dinleyerek, okuyarak…
Sustum bir süre, rengarenk; Yeni kitabımı yayına hazırlayarak…
Sustum bir süre, çıt çıkarmadan; Kendimi dinleyerek…
Sustum bir süre, kıvançla; Gazeteci arkadaşlarımın, kardeşlerimin ve meslek büyüklerimin birlikte yola devam edelim sözleriyle…
Sustum bir süre, dolu dolu;
Ve yeniden yazmaya başlayarak, coşkuyla merhaba…
MİNE AKÇAKOCA ÖZGÜR