Son zamanlarda çevremizde birçok birey yüksek ateş, halsizlik, öksürük, boğaz ağrısı gibi şikayetler yaşıyor. Özellikle çocuklarda daha sık rastlanan ve hastanelerde yatarak tedavi görmek durumunda kalınan bir tablo ortaya çıkıyor. Günlük yaşamda temas edilen yüzeylerin ortak kullanımı bu şikayetlerin oluşmasında risk faktörü haline geliyor. Bu nedenle okul, iş yeri gibi kalabalık ortamlarda bulunan bireyler özellikle risk altında oluyor.
Belirtiler 2-3 günlük kuluçka döneminden sonra birden bire başlıyor ve sıklıkla yüksek ateş, yorgunluk-halsizlik, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve kas ağrıları ile seyrediyor.
Basit yöntemlerle bu hastalıktan korunmak ya da hastalık sürecini hafifletmek mümkündür. Bu yöntemlerden biri de beslenmedir.
- Bol su için: Bu süreçte bol su tüketimi vücuttan zararlı maddelerin atılımını kolaylaştıracaktır.
- Kefir tüketin: İçerdiği yararlı bakteriler sayesinde vücut direncini artırıp hastalıklara karşı koruyucudur.
- Soğan ve sarımsağı yemeklerinizden eksik etmeyin: Başlı başına doğal antioksidan kaynağı olan bu iki besin, bağışıklı güçlendirerek hastalıklara karşı korur. Yemeklerinize mutlaka ekleyin.
- Her gün sebze-meyve tüketin: Günde toplam 4-5 porsiyon sebze-meyve tükettiğinizden emin olun. Gün içinde 1 portakal, 1 kivi, bir kase salata, bir porsiyon sebze yemeği tüketmek ihtiyacınız olan sebze ve meyveyi karşılayacaktır.
- Zencefili önemseyin: İçerdiği kurkumin bileşeni ile bağışıklığı destekliyor. Demlediğiniz bitki çayının içine taze zencefil atabilirsiniz. Salata, kefir ya da yoğurdunuza toz zencefil ekleyebilirsiniz.
- C vitaminsiz olmaz: Bağışıklığı güçlendirmede önemli olan bu antioksidan vitamin; kuşburnu, kırmızı-yeşil biber, yeşil yapraklı sebzeler, kivi ve turunçgillerde yüksek miktarda bulunuyor. Ayrıca tüm sebze ve meyveler C vitamini içeriyor.
- Balık tüketin: İçerdiği omega-3 sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor. Haftada 2 kez balık tüketmeye çalışın.
- E vitaminini beslenmenize ekleyin: Enfeksiyonla savaşan güçlü bir antioksidan olan E vitamini; fındık, badem, yer fıstığı ve ay çekirdeğinde yüksek miktarda bulunuyor. Bunlara ek olarak sert kabuklu meyveler, kurubaklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler de E vitamini içeriyor.
- Probiyotik tüketimini ihmal etmeyin: Vücudu zararlı bakterilere karşı koruyan ve enfeksiyonu önleyen dost bakterilerdir. Bu sayede bağışıklığı güçlendirir. Ev yapımı yoğurt, ev yapımı kefir, lahana ve salatalık turşusu, şalgam, tarhana ve kombu çayı probiyotikten zengin besinlerdir.
- Besinleri hazırlama yönteminize dikkat edin: Sebze ve meyveler çiğ tüketildiklerinde vitamin ve mineral alımı daha yüksek oluyor. Bu nedenle her öğünde bol limonlu ve yeşillikli bir salata, ara öğünlerinizde ise çiğ ve kabuklu meyvelerin tüketimine özen gösterin. C vitamini, metalle teması halinde etkisini yitirir. Bu nedenle meyveleri bıçak ya da sıkacak yardımıyla tüketmek yerine olabildiğince kesmeden ve suyunu sıkmadan tüketin. Sebzeleri dikkatli ayıklayın ve bol suda yıkayın. Mümkünse sirkeli suda bekletin ve daha sonra doğrayın. Sebzeleri pişirecekseniz az suda ya da kendi buharında pişirin.
Bunlara ek olarak hastaysanız mutlaka maske takın, diğer bireylere bulaşmasına engel olun ve çevrenizdekilerle yakın temastan kaçının.
Kapı kolu, telefon gibi yüzeylere temas ettiyseniz ellerinizi yüzünüze dokundurmadan önce mutlaka sabun ile yıkayın.
Yatak istirahatine ve odanızın sık sık havalandırılmasına özen gösterin. Sağlıklı günler dilerim.
Dyt. LADEN HEKİMOĞLU