Çay tam demini aldığında, elinde sıcak poğaçalarla kapıdan giren bir arkadaşın, bir dost sıcaklığının özlendiği günlerden geçiyoruz. İçten bir merhaba derken, tokalaşmanın yasak olduğu, gülümsemelerin maskelerin ardına tutsak edildiği zamanları yaşıyoruz. Neyse ki gözleri görmek mümkün, bakışlar maskesiz ve özgür.
Aşı bulundu, diye haberler izliyoruz. Faz faz takip ediyoruz tüm gelişmeleri. Ancak bir heyecan, bir sevinç, bir kabına sığamama durumu yok. Kuşkular kalplerde, söylentiler sosyal medyada dolaşıyor.Yaşamak böyle bir şey. Asırlardır, salgın hastalıklar, doğal afetler, savaşlarla uğraşmış insanoğlu. Bunlara direnebilmek, hayatta her koşulda dik durabilmeyi başarırken, çıkış aramak ve çare üretmek önemli.
Pandemi, ekonomik sıkıntılar, eğitim sorunları, işsizlik zorluyor hepimizi. Bilimle, akılla, sağ duyuyla bunlar da aşılacak mutlaka. Kovid 19 ile birlikte maske, mesafe ve temizlik üçlemesi yaşantımızın baş köşesine yerleşti. Temizlik hijyeni getirir. Günümüzde sağlığı koruma uygulamalarının tümüne hijyen denmektedir. Sağlıklı anlamına gelen Hygies, mitolojide tıbbın babası olarak bilinen Eskülap’ın kızı Hygiea’dan gelmektedir. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak adımlar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü hijyen olarak tanımlanıyor.
2011 yılında ilk kez Türkiye’de kutlanmaya başlayan Dünya Hijyen Günü, hijyenin insan hayatındaki önemine dikkat çekiyor. Bu yıl Dünya, geçen zorlu süreç nedeniyle, bu önemi iliklerine kadar hissediyor. Başta kişinin kendi sağlığı olmak üzere, başkalarının da sağlığını korumanın en önemli aracı hijyendir. Sadece beden temizliği değil, kullanılan her ortamı temiz tutmak da temiz olmanın gereğidir. Evimizi bol bol havalandırmalı, güneş ışığının günde birkaç saat evimize girmesini sağlamalıyız.
Mikroplardan arınmış bir hayatın en temel unsurunun el yıkamak olduğu tekrar tekrar söylenmektedir. Doğru el yıkamada, hem doğru malzemelerin kullanılması hem de yıkarken izlediğimiz adımlar önem taşıyor. Ayrıcaellerimizi kurulamak da kişisel hijyen sağlanması ve bakterilerin bulaşmasını önlemek için büyük önem taşıyor.
El hijyeni uygulansa dahi kirli ve mikroplu yüzeylere dokunulduğunda ellerin yeniden kirlenme riski var. Kapı kolu, asansör düğmelerimusluk başlıkları, elektrik anahtarları, sıralar ve tezgâh üstleri gibi sık temas edilen yüzeyler düzenli olarak temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Sınıflar, revir, spor salonu, laboratuvar ve atölyeler günlük temizlenmeli ve havalandırılmalıdır.
İş hijyeni ve endüstriyel hijyen konularında iş yerlerinde çalışanlara eğitim verilmelidir. Tehlikeli tozlarla veya kimyasallarla çalışanlar, işten sonra duş almalı ve saçlarını da yıkamalıdır. Kirli iş elbiseleri düzenli olarak değiştirilmeli, temizletilmelidir. Çalışırken ve iş dışında farklı elbiseler giyilmelidir. Ayrıca üretimden satışa değin tüm aşamalarda besin hijyenine dikkat etmek de gereklidir.
Bir insan hayatından daha değerli bir şey var mı? Tüm toplumu etkileyen hijyenik yaşam, sağlığın vazgeçilmezlerinden biri. Ne var ki burada da her şeyde olduğu gibi yine aşırıya kaçmamak, kararında tutmak gerekiyor. Çünkü uzmanlar; yetersiz ya da bozuk hijyen kadar aşırı ve takıntı haline gelen bir hijyen çabasının da zararlı olduğunu vurguluyorlar.
Kovid 19 pandemisi bize hayatın pek çok alanında unuttuğumuz ya da ıskaladığımız vazgeçilmezleri yeniden hatırlattı.Maske, mesafe, temizlik, bağışıklık, sağlık çalışanları sözcükleri dilimizden hiç düşmedi.
Kim bilir yıllar içinde neler olacak, neler görülüp, neler yaşanacak. Bu, ilk ve son zorlu yolculuğunuz değildir belki de.Etkili ve kalıcı çözümü bilimden, bilim insanlarından beklerken; sağlığın bir anda kaybedilebileceğini çok iyi anladık. Bir de HİJYEN’in sağlıklı yaşam alfabesinin ilk harfi olduğunu öğrendik.
Dettol’un öncülüğünde Türkiye’de başlayan ve kısa sürede bilim adamları, hekimler, aileler ve medya mensuplarının desteğini alan 16 Ocak Dünya Hijyen Günü, hayatın ve sağlığın korunması için çaba sarf derken, hijyene dikkat çekiyor.Dünya Hijyen Günü kutlu olsun ve tez zamanda Dünya’mıza sağlık gelsin.
MİNE ÖZGÜR