Pazarları dolaşmayı severim. Özellikle çarşamba ve cumartesi günleri. Şu ara favorim yaş fındık, yerli domates ve biberler. Birazda memleketimden insan manzaraları hesabı yaşlı teyze ve amcalarla ayak üstü sohbet etmek hep keyifli olmuştur. Mısırda güzel olur bu sıralar,gerçi daha bizim sahilin mısırı gelmedi pazara(ki tek geçerim küçük küçük, yarısı dolu yarısı boş ama lezzet akar). Yine de iki delikanlının tezgahından mısır almaya niyetlendim. Benden önce davranan iki bayanın arkasında sıramı beklerken de bir pazarlığa şahit oldum. Rayiç konulmuş:Sekiz tanesi on lira. Ne var ki, ablamız umursamaz doldurur poşeti. Bu sırada da tezgah başındaki gençle aralarında şu diyalog geçer:
– Ablamız: On tanesi on lira olacak…
– Delikanlı: Abla ben emanetçiyim valla olmaz, sayılı bunlar…
– Ablamız: Hadi canım al on lira…
– Delikanlı: Abla sekiz tane olacaktı, ikisini bırak n’olur…
Ablamız aşağılayıcı sözlerle hışımla poşeti döker tezgâha ve hiç konuşmayan arkadaşı ile hızla uzaklaşırlar. (Pazarcı delikanlının da dudakları oynar bir ara, laf aramızda).
Oldu mu şimdi ablacığım? Elbette pazarlık da yapılır, ama bu tarz doğrumu? Belli ki lise öğrencisi iki genç akşama kadar tezgah başında harçlık derdinde. İki çift sohbet edip takdir etsen ekmek parası kazanıyorsunuz diye. Hele birde on lira harçlık versen okul açılınca kalem alırsın diye. O mısır öyle tatlı olur ki akşam yerken.
Peki, ulusal market zincirlerinden alışveriş ederken pazarlık edebiliyor muyuz? Kasiyer 155 lira 55 kuruş dediğinde hangimiz kredi kartını uzatıp 150 çek tamam uzatma diyebiliriz? Geçtim 5 lirayı 55 kuruş indirin de görüyüm sizi. Lüks bir restoranda iki kişiye 165 TL hesap geldiğinde bırak 150 olsun demeyi 175 TL bırakıp bahşiş veririz. Büyük şehirlerde bir de valeye 20 TL vermezsen olmaz. Kışın bir konsere gittiysen palto park parası da 20 TL sıkıysa pazarlık et 10 TL ver de çık oradan.
Asıl yüklü alışverişimizi bu ulusal market zincirlerinden yaparken, lüks restoranlarda yemek yerken bonkör olup pazardan veya mahalle esnafından alışveriş yaparken neden aslan kesiliyoruz? Gücümüz onlara mı yetiyor?
Zaten sebzeyi, meyveyi ekmeği bile pazardan,bakkaldan,fırından almaz olduk. Alırken de burnundan getirmenin alemi yok. Elbette çeşit o kadar zengin değil,fiyat da biraz yüksek olabilir, ama evin tüm ihtiyacını olmasa bile bir kısmını pazardan, bakkaldan, fırından alsak,yerli küçük esnaf da nasiplense olmaz mı?
Sen hariç abla. Öyle pazarlık edeceksen sen ulusal market zincirlerinden şaşma. Pazarcı,küçük esnaf zaten zor durumda kafası atarsa o delikanlı gibi sessizce dudak oynatmaz yüzüne karşı dümdüz gider sonra alıverişin bereketi kaçar maazallah
Feza TİRYAKİ