Türkiye-Orta Doğu, Suriye ilişkileri dolayısıyla dış politikada son günlerde sık sık bu söylemi duyuyoruz. Akdeniz’in doğalgaz kaynaklarını paylaşan ülkeler de aynı politikayı uyguluyorlar. Yazımızın konusu asla dış politika değil. Edebiyat. Çünkü, 8 Ekim 2019 tarihinde dostumuz Metin Boyacıoğlu’nun İstanbul’dan gönderdiği dört kitaptan birinin adı Yalnız Türk. Hemşehrimiz Yılmaz Gödeloğlu’nun 2006 yılında yayımlanan şiir kitabı:
Yılmaz Gödeloğlu; Yalnız Türk/Son Kale, Denizli 2006, 115 s.
Kitabın arkasındaki özgeçmişe göre, 1938 yılında Kastamonu şehir merkezinde doğdu. Anne tarafından şair, müderris Celâlî’nin torunudur.
Gazipaşa İlkokulundan sonra Endüstri Meslek Lisesini (Taş Mektep) bitirdi (1958). 27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra yedeksubay öğretmenlik yaparken bu mesleği benimsedi. İlköğretmen Okulu dışardan bitirme sınavlarına girerek öğretmenlik diplomasını aldı. Daha sonra iki yıllık ön lisans tamamlama hakkından yararlandı.
İlkokul öğretmeni olarak Bilecik Pazaryeri Günyurdu Köyü İlkokulu, Bozüyük Erenköy İlkokulunda üç yıl görev yaptıktan sonra memleketi Kastamonu’ya atandı (1963). 1963-1976 yılları arasında Merkez Baltacı Kuyucağı, Araç Dağyolu (Kanlıgöl), Merkez Hisarardı ve Merkez Abdülhakhamit İlkokullarında öğretmen ve idareci olarak hizmet etti. Son görevi Ali Fuat Darende İlkokulu Müdürlüğüdür.
Kitaba büyük Türkçü Necdet Sevinç ve İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’nun damadı ünlü şair Yavuz Bülent Bakiler birer ön söz yazmış. Ardından ünlü şairlerden seçme şiirlere yer verilmiş: Yavuz Bülent Bakiler, Enis Behiç Koryürek, Mehmet Emin Yurdakul, H. Nihal Atsız, Rüstem Behradi, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu gibi.
12.sayfadan itibaren Şiirler Levhalar ve Sözler başlığı altında Yılmaz Gödeloğlu’nun eserleri, sözleri yer alıyor. Yaklaşık 100 şiirin bulunduğu kitaptan seçtiğimiz şu bölümler, şairin sanat gücünü ve düşünce, duygu evrenini yeterince kavramamızı sağlayacaktır:
Bağrıyanık’tan
Hani pireyi nallardı gözün Hey gidi koca dünya
Nerde Yusuf misali yüzün Sende kalmaz bu hülya
Doludizgin geçti hüzün Yılmaz, yıkılmaz bu millet
Dinmez gayrı yasım benim. Ondan diktir başım benim.
(s.23)
Haber
Yok mudur hiç hayırlı bir haber
Felakete fiş keserler her sefer
İçerden vuranlar, düşmandan beter
Okutur dinletirler; yeter, artık yeter…
Kâffenizin başına gelecek “kara haber”
(s.49)
Çocuklar’dan
Ufka doğru koşun çocuklar
Vatan için coşun çocuklar…
Gökyüzüne bakın çocuklar
Akın ayyıldıza, akın çocuklar…
(s.67-68)
Hani’den
Yiğide dik baş yaraşır
Gönlü olmalı ay kadar
Doğrul yiğidim, silkin hele
Başına börk, eline yay yakışır…
(s.86)
Kıyam’dan
Türk milleti dışarıdan zor yıkılır
Bize kurşun her yandan sıkılır
Yaralıyız; yine de az gelir bu geyikler
Kıyamdadır şehitler, kırklar, yediler…
(s.100)
NAİL TAN