Kastamonu’da ilk matbaa valilik bünyesinde 1868 yılında kurulmuş. Vilayetin ihtiyaç duyduğu kırtasiye malzemeleriyle salnameler ve gazeteler basılmış. 1872 yılından itibaren haftalık resmî nitelikli Kastamonu gazetesi basılmış. Gazetenin yayını 1937’ye kadar sürmüş; sonra matbaa kapammış.
Matbaa ilk önceleri kiralık binalarda faaliyet göstermiş; vali Abdurrahman Paşa kârgir yeni bir bina yapımına karar vermiş. Safranbolu’dan mimarlar gelmiş. Tören yapılmış; temele ilk taşı vali koymuş. Onun zamanında matbaaya İstanbul’dan modern makine ve hurufat alınmış. Eski fotoğraflara baktığımızda iki katlı taş bina bugünkü Atatürk anıtının bulunduğu yerde konuşlanmış. 1945 yılında Cumhuriyet meydanı düzenlenirken ne yazık ki yıkılmış.
Binanın temeli 17 Mayıs 1891 günü atılmış; bir yılda tamamlanmış. Önce temel atmayla ilgili Kastamonu gazetesindeki haberi okuyalım:
“Sâye-i kemâlâtvâye-i hazret-i pâdişâhide, ubbehetlû, devletlû Vâli paşa hazretlerinin himem-i sâmiye-i terakkiperverâneleriyle beş, altı seneden beri matbaamızın her türlü malzemesince vukua gelen terakkiyât-ı mütevâliye gösterilen âsâr-ı fi’liyesi ve ol babdaki ifadât-ı müteşekkiranemizle kariin-i kirâmımızın dahi malûmlarıdır.
Hükûmet dâiresi dâhilinde matbaa için elverişli bir mahal olmamasından nâşi akarat-ı belediyeden olup dâire-i mezkûre civarında bulunan bir bina bundan çend sene mukaddem bilisticar matbaa ittihaz olunarak bizzarure elyevm orada ikamet edilmekte ise de burası bir matbaa için muktezi evsâfı tamamıyla hâiz bulunmamak hasebiyle işçe müşkilat ve suubata dûçâr olunmakla beraber bazı günâ muhâziri dahi melhuz bulunduğundan matbaa-i vilayet için mahsusen mükemmel bir bina tesisi çoktan beri arzu edilmekte ve binâenaleyh masraf-ı inşâiyesinin tedarik ve istihzarına çalışılmakta idi.
“Ahd-ı celîl-i hazret-i pâdişâhide terakkiyata müteallik hiçbir ciddî arzunun semeresiz, hiçbir samimi ikdam ve himmetin ebter kalmayacağı emrindeki itminanımız vechile, lehülhamd velminessaye-i muvaffakıyetvâye-i hazret-i pâdişâhide matbaamızın kısmen mevcut nukuduyla mülhakat-ı vilayetteki matlubatının arzu edildiği surette ve asr-ı mesud-ı zıllullâhi müessesat-ı nâfiâsına sezâvâr olan intizam ve metâneti hâiz bir halde, müceddeden kârgir bir matbaa inşâsına kifâyeti indelkeşf tahakkuk etmesine mebni, hükûmet dâiresi havlisinde dâire-i askeriye ile telgrafhane arasındaki mahalle tesisi bittensip keşf ve resmi mucibince, ramazan-ı şerif evâhirinde temellerinin açtırılması mübeşşeret edilmişti.
Temeller kâmilen açılıp Safranbolu’dan mahsûsen istenilen mimarlar dahi gelmiş olduğundan dünkü gün vâli-i müşârünileyh hazretleriyle Kastamonu redif fırka-yı askerisi kumandan vekili mirliva saâdetlü Sâdık Paşa ve erkân-ı memurin-i vilâyet ve sâir ümerâ ve zâbitân-ı askeriye ile eşraf ve ülemâ-yı memleketten bir hayli zevat hazır oldukları halde, izdiyâd-ı ömr ü âfiyet ve tevâfir-i şân ü şevket-i hazret-i zıllullahi duây- ı vâcibül edâsı, faziletli Behçet Efendi tarafından tilâvet ve umum huzzar cânibinden lafz-ı münif-i terdifle tezyin-i lisan ve zibh-ı kurban olunduktan sonra ilk seng-i esası teminen bizzat taraf-ı sâmi-i vilâyetpenâhiden vaz’ edilerek müstainen bitevfik-i teâlâ inşaata mübâşeret edilmiştir.
Bilcümle memâlik-i mesude-i şâhâne ile beraber şehrimizce dahi sâye-i saâdetsermâye-i hazret-i şehriyâride şimdiye kadar vücûda gelmiş olan müessesâtı bitevfik-i teâlâ yevmen fiyevmen böyle nice nice ebniye-i hayriye ve nâfiânın telâhuk edeceğine ahd-ı celil-i hazret-i şehriyârinin füyûzât-ı gayr-ı mahdudesi mütekelliftir.
Hemen Cenâbıhak ve feyyaz-ı mutlak eyyâm-ı ömr ü iclâl-i hazret-i velinimet-i uzmayı müzdad ve firâvan buyursun, âmin.”
Binanın açılışını 23 Mayıs 1892 günü vali Faik Paşa yapmış; memurlar ve vatandaşlar katılmış, hoca Behçet Efendi dua etmiş. Bu konudaki haberi okuyalım:
“Sâye-i maârifvâye-i hazret-i pâdişâhide, matbaamız dâire-i cedidesinin inşaat-ı dâhiliyesi rehin-i hüsn-i hitam olmasına mebni geçen Pazartesi günü vâli-i âli-i vilâyet saâdetlü Fâik Paşa hazretleriyle merkez nâibi faziletli Fâiz Efendi, defterdar-ı vilâyet saâdetli Mustafa Beyefendi ve erkân ü memurin-i vilayetle rüesâ ve zâbitan-ı askeriye ve eşraf ve ülemâ ve meşâyıh bir hayli zevat hazır oldukları halde resmî kûşâdı icrâ ve tezâyid-i ömr ü ikbâl ü şevket ü iclâl-i cenâb-ı hilâfetpenâhi tazarruâtını hâvi faziletli Behçet Efendi tarafından kıraat olunan duâyı müteakiben “pâdişahım çok yaşa” duâvat-ı mukaddesesi bütün hâzırun ile matbaa önünde safbeste-i mevki-i ihtiram olan efrâd-ı ihtiyâtiye ve zâbıta tarafından arz-ı bargâh-ı Cenâb-ı Hüdâ kılınmış ve huzzâr-ı kirâma şerbet ve kahveler ikram edildikten sonra resme hitam verilmiştir.
İki katta iki salonla altı odayı ve geniş bir mürettiphânesi ile bir makine odasını ve sâireyi müştemil olup matbaâmızın gerek bihakkın revnakbahş enzâr-ı umum olacak kadar lâtif bir tarz-ı metinde inşâsı ve gerek levâzım-ı inşâiyesinin bervefk-i matlûp tedâriki hususunda hapishâne müfettişi rif’atli Mustafa, matbaâmız müdürü Hâfız efendiler ve orman sermüfettiş muâvini Fehmi Bey ile meclis-i idare-i vilâyet âzâsından Yorgi, meclis-i belediye âzâsından Emin efendileri, fahrî olarak ibraz eyledikleri mesâi-i hamiyetmendânenin takdirât-ı mahrûsaya sezâ bir raddede bulunduğunu burada kemâl-i iftiharla tezkâr eyleriz.”
Bina yıkılmasaydı Cumhuriyet meydanı bugünkü gibi geniş görünmezdi.Ancak matbaa binasının katacağı güzellik ve zenginlik dikkate alınmalı, meydan ona göre şekillendirilmeliydi. Yazık olmuş. Bu işler belediyeye ait ama diğer kurumlar yıkıma seyirci kalmamalıydı.