MHP Belediye Başkanı adayı Galip Vidinlioğlu, “Tüm derdim seviyeli, düzgün ve adil bir yarış olmasıdır. Herkes, her şeyden yeterince yararlanıp, faydalansın. Bir başkan adayının 31 Mart’a kadar tüm billboardları kullanması adil değil. Sonuçta biz de reklam vereceğiz ama sorduğumuz zaman o güne kadar kapatıldı deniliyor. 31’i değil, 131’i akşamına kadar bütün reklam alanlarını kapatsa da ben bu seçimi alacağım” dedi.
Vidinlioğlu, çok sayıda projeleri olduğunu, bu dönemde yapılanlardan önemli bölümünün de Topçuoğlu döneminde başlatılmış ya da hazırlığı yapılmış projeler olduğunu söyleyen Vidinrlioğlu, “Kale’yi göremez oldum. Bu kadarını herhalde söylemeye hakkımız vardır. Bu anlamda sürekli gündeme Cumhur İttifakı ile geliyor. Elbette saygı, sevgi içerisinde siyaset yapacağız, elbette ki birbirimize kötü söz söylemeyeceğiz ama olanları da dile getirmeyeceksek burada niye varız?” diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kastamonu Belediye Başkan Adayı Galip Vidinlioğlu, İl Başkanı Yüksel Aydın ile birlikte dün düzenlediği basın toplantısında açıklamalar da bulundu.
İttifak söylemlerine değinen Başkan adayı Op.Dr.Galip Vidinlioğlu, “Hepiniz beni tanıyorsunuz. Böyle ittifaklara gireceğimi ya da öyle bir tavrın içinde olacağımı düşünüyorsanız beni tanımıyorsunuz demektir. Rivayet olduğu günden bugüne kadar bir fısıltı gazetesi sürekli bir şeyler yazıyor. Yok efendim ilk önce tanınırlık mevzusu, akabinde ittifak mevzusu açıldı. Hergün yeni bir şey söyleniyor. Benim de özellikle bu anlamda aday tanıtım toplantısına kadar herhangi bir genel açıklama yapmamış olmam da bunlarda etkili oldu; ama planlarımız bu şekildeydi. Aday tanıtım toplantımızdan sonra çok tebrik ve hemen hemen her kesimden de çok olumlu geri dönüşler aldım. Tabii bu bıçak gibi kesildi ama gündem de sürekli bu ittifak mevzusu vardı. Arkadaşlar, çok açık ve net olarak söylüyorum; ben Milliyetçi Hareket Partisi’nin Belediye Başkan adayıyım. Geri çekilmem, taviz vermem asla mümkün değil. Hem benim kendime, hem de partime karşı aldığım sorumluluğa ters düşen bir davranış olur. Ben genel başkanıma söz verdim. Kastamonu’yu ben geri alacağım, bunun böyle bilinmesini istiyorum ve bu konuda da bütün rakiplerimle yarış halindeyim” dedi.
Vidinlioğlu, açıklamasını şu cümlelerle sürdürdü:
“Eleştiriler elbette ki olacaktır; ama biz sadece Cumhur İttifakı bünyesinde değil, Sayın Tahsin Babaş’ın şahsında değil diğer adaylarla ilgili de Kastamonu’da seviyeli ve düzgün siyasi ortam olmasını diliyor, arzu ediyorum. Hakarete varan ya da farklı yönlere çekilebilecek ifadelerden özellikle kaçınıyorum. Tüm derdim seviyeli, düzgün ve adil bir yarış olmasıdır. Herkes, her şeyden yeterince yararlanıp, faydalansın. Mesela samimiyetle söylemem gerekirse, bir başkan adayının 31 Mart’a kadar tüm billboardları kullanması adil değil. Sonuçta biz de reklam vereceğiz ama sorduğumuz zaman o güne kadar kapatıldı deniyor. Parasını bende vereceğim! 31’i değil, 131’i akşamına kadar bütün reklam alanlarını kapatsa da ben bu seçimi alacağım. Çünkü ben halkın içinden geliyor, 21 yıldır bu memlekete hizmet ediyorum. Ben her şeyi elinin tersiyle itmiş ve memleketime hizmet için gelmişim… Bunun için benim bir çekincem yok ve ben iddialiyım. Ve Kastamonu’da da çok şey yapacağıma inanıyorum. Az önce karşıya bakarken, şuradaki tablonun eğriliğini gördüm. Buna isterseniz estetik kaygısı deyin ama şehre baktığım zaman da bu çarpık yapılaşmayı gördüğüm zaman çok üzülüyorum. Eminim ki Kastamonu’da yaşayan ekseri çoğunlukta bundan rahatsız.”
“Şimdi Kastamonu’ya bakıyoruz, gerek Kuzeykent gerekse başka bir yere… İnşaatlar durdu, müteahhitler sıkıntıda, vatandaş sıkıntıda… Üç gün sonra ev sahibi olacağım hayaliyle, bir dairenin yerine iki daire alacağım hayaliyle müteaahite veren insanlar bugün kiradalar ve bundan doğal olarak hoşnut değiller. Ortada bir problem var. Bu sadece inşaatla ilgili değil, Kastamonu’da derdi o kadar çok ki; inşaatla falan bitecek gibi değil. Şehrin tarihi dokusu mahvoldu. Ben her sabah inerken görüyorum. Kale’yi göremez oldum. Bu kadarını herhalde söylemeye hakkımız vardır. Bu anlamda sürekli gündeme Cumhur İttifakı ile geliyor. Elbette saygı, sevgi içerisinde siyaset yapacağız, elbette ki birbirimize kötü söz söylemeyeceğiz ama olanları da dile getirmeyeceksek burada niye varız?! İddiasız, laf olsun diye ortaya çıkmış değiliz. Dünya kadar projemiz var hazırladığımız. Bunları da bir süre sonra paylaşacağız. Hemen hemen son aşamaya geldik. Ama söylenecek şey o kadar çok ki… Beni yapı olarak bilenler bilir, tanıyan tanır; kişi olarakta, siyasi anlayış olarak da yaptığınız işin özüne insanı oturtmadığınız sürece o yaptığınız işte ne başarı mümkün ne de tatmin olma duygusu… Hem karşınızdakini tatmin edemezsiniz hem de siz bu işten zevk alamazsınız. Hep insanı öne koymak zorundayız. Tabii burada insan derken, sadece size yakın olnalar, siz mensup olanlar değil; biz 80 milyona hitap eden 50 yıllık bir siyasi hareketiz. Yerelde de bütün nüfusumuzun -bize oy verir ya da vermez, yakın olur veya olmaz- problemlerini çözmek için geliyoruz. Geçen elime dökümanlar geldi, kulakları çınlasın Turhan bey zamanında yaptırılan İspark’tan bir propje var. Ne kadar araç geçisi var? Nereye ne yaparsak bu işin üstesinden geliriz? Mesela bizim bir önceki dönemde yaptığımız 23 Ağustos Okulu’nun oraya otopark yapılarak, büyük oranda şehrin park sorunu çözülüyor. Fakat ne yazık ki bizim söylediğimiz her şey bir kulaktan girdi öbür kulaktan çıktı. Yapılan bir sürü proje var ama Milliyetçi Hareket Partisi’nin geçmişten bugüne taşıdığı bellidir. Trafik Uygulama Merkezi, % 60-70’i tamamlanan bir projeydi. Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı’nın kamulaştırılması bitirilmişti, altyapısı tamamlanmıştı ve biz belediyeyi kaybettiğimiz zaman o haliyle teslim edilmişti. Bunların hepsi Milliyetçi Hareket Partisi’nin daha önceki dönemlerde plan-programa aldığı projelerdir. Şimdi sadece bir şey söyleyeceğim: Geçen gün Bakan vardı, açıklama yapıldı Atık Su Projesi ile ilgili… Prpjeyle ilgili ne kadar bilginiz var bilmiyorum ama 2013 yılında imzalanmış bir projedir o. Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Çağılcı imzası vardır. Yüzde 85’i Avrupa Birliği’nden hibeli, yüzde 5’i de bakanlık, geri kalan yüzde 10’u sadece Kastamonu Belediyesi tarafından karşılanacaktır. Yani yüzde 90’ı hibe, yüzde 10’u tarafımızdan karşılanacak bir projeydi. İmza tarihi 2013. 2019 yılında, bakan marifetiyle yeni bir projeymiş gibi gündeme getirilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Şehircilikle ya da belediyecilikle ilgili yeni trenler, yeni kavramlar gündemimiz olacak. Sivil toplumun bu anlamda çok önemli olduğunu biliyoruz, yerel basının çok önemli olduğunu biliyoruz. Şehrin dinamiklerinin harekete geçmesi lazım. Müteşebbislerinin harekete geçmesi lazım. Yoksa belediye tek başına o projeyi ben yapacağım, bunu yapacağız noktasında değil. Burada biz anlaşacağız. Yapabildiklerimizi biz yapacağız, yapılmasını önerdiklerimizi müteşebbislerimize götüreceğiz, diyeceğiz ki “bunu yaparsan bu şehrin menfaatine olacak, biz öncü olalım beraberce bu işi yapalım.” Şehri ben birlikte yönetmeye talibim… Yoksa Galip Vidinlioğlu elbette ki tek başına her şeyin üstesinden gelemez. Belediye bir kadro işidir, şehir hepimizin şehridir. O yüzden herkes elini taşın altına sokacak. Eğer kalkınacak ve büyüyeceksek bunu hep birlikte yapacağız. Birbirimizden koparak değil, birbirimizi kucaklayarak, biribirimizi severek… Ben sizleri seviyoruım, memleketimi seviyorum, hemşerilerimiz seviyorum ve bu sevgi çerçevesinde çoğu şeyi birlikte başaracağımızı ümit ediyorum.”