CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Kastamonu İl Başkan Yardımcısı Serkan Karayılan, iktidarı ekonomi üzerinden eleştirdiği açıklamasında, “artan hayat pahalılığıyla mücadele etmekten başka şansı kalmayan vatandaşımız tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de tutarsız ve vahim açıklamalarla adeta aşağılanıyor, aklıyla alay ediliyor” dedi.
Karayılan’ın açıklaması şöyle:
“Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak mümkündür. Ama şu andaki mevcut yönetimin bunu başaracak kapasitesi de, enerjisi de, öngörüsü de yoktur. Metal yorgunu Saray hükümeti, ülkemize yaşattığı büyük buhrandan, aspirin tedavisiyle, pansumanla, yamayla çıkmaya çabalıyor. Olmuyor; Cumhuriyet Halk Partisi’nin önerilerini, projelerini, kopyalayıp yapıştırarak, sandığa kadar dayanmaya çalışıyor. Ama unutulmamalı ki; taklit aslına öykünürken, aslını büyütür” diyen Karayılan’ın açıklaması şöyle:
“Doğruluğu kanıtlanmış politikaları bir kenara iterek bugüne kadar ortaya koyduğu modellerle ülke ekonomisini uçuruma sürükleyen AKP iktidarı millete bedel ödetmekten vazgeçmiyor.
Bugün ülkemizde ve Kastamonu’muzda işçinin, memurun, emeklinin, asgari ücretlinin yaşam koşulları her geçen gün kötüleşiyor. Yoksulluk her geçen gün daha da artıyor, derinleşiyor. Vatandaşlarımız, karnını doyurabilmek için ucuz ekmek kuyruklarında, mutfağında tenceresini kaynatabilmek için indirimli ürün sırasında ömrünü tüketiyor.
Beceriksiz bu hükümetin ekonomiyi yönetememesi karşısında artan hayat pahalılığıyla mücadele etmekten başka şansı kalmayan vatandaşımız tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de tutarsız ve vahim açıklamalarla adeta aşağılanıyor, aklıyla alay ediliyor.
‘Kuru ekmek yiyorsa aç değildir’ diyen, vatandaşa yatmadan önce manda yoğurdu, Medine hurması, kestane balı ve yulaf karışımı tüketmesini tavsiye eden zalim anlayış, halkı görmüyor, çığlığını duymuyor. Vatandaşımız yoksullukla, açlıkla imtihan verirken saraylarında lüks ve şatafat içinde yaşayanlar halka şükretmeyi önerip, faturayı vatandaşa ödetmeye devam ediyor.
Bu anlayış ki bugün tanzim satışıyla devleti manav, Tarım Kredi Kooperatifi’ni de marketçi yapmıştır. Tarım Kredi Marketlerinde indirim müjdesi verip vatandaşı kandırmayı çözüm saymıştır.
Ekonomi yönetimlerinin aldıkları her karar, aynı zamanda tercihlerini gösterir. Bile isteye, göz göre göre içine itildiğimiz bu ekonomik buhran Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin neyi ve kimi tercih ettiğini açıkça göstermektedir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin tercihi bir avuç yandaştır. Kur Korumalı Mevduat uygulamasıyla servetine servet katanlar, hazineyi boşaltan garanti ödemeli müteahhitlerdir. Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin tercihi hiçbir zaman vatandaş olmamıştır.
Dünya genelinde brent petrolün fiyatı düşmekte ama ülkemizde halen akaryakıta zam yapılmakta, vatandaşın cebi boşaltılmaktadır. Ne yazık ki bugün Türkiye ekonomisinin riski Arjantin, Venezuela gibi ülkelerle yarışmaktadır.
Türkiye ve Kastamonu’muzu Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin yönetemediği ekonomik buhranın altında ezilmesine, bu buhranla baş başa bırakılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak mümkündür. Ama şu andaki mevcut yönetimin bunu başaracak kapasitesi de, enerjisi de, öngörüsü de yoktur. Metal yorgunu Saray hükümeti, ülkemize yaşattığı büyük buhrandan, aspirin tedavisiyle, pansumanla, yamayla çıkmaya çabalıyor. Olmuyor; Cumhuriyet Halk Partisi’nin önerilerini, projelerini, kopyalayıp yapıştırarak, sandığa kadar dayanmaya çalışıyor. Ama unutulmamalı ki; “Taklit aslına öykünürken, aslını büyütür.” Milletimiz, dertlerine kimin derman olacağını çok iyi biliyor. Milletimiz sesini duyanın, sıkıntılarını giderecek projeleri üretenin, Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu görüyor.
Yapılacak ilk seçimde göreve gelecek Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıyla bugünleri çok kısa zamanda aşacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, eğitimden sağlığa, dış politikadan güvenliğe, alt yapıdan üretime, ekonomiden tarıma AKP hükümetinin bozduğu ne varsa düzeltmek, yıktığı devlet kurumlarının yerine yenisini ve çok daha iyisini inşa etmek için geliyoruz. İnsanların geleceğine umutla baktığı, çocukların yatağa aç girmediği bir ülkeyi, ayağa kaldırmak için geliyoruz. Hayat pahalılığını yenmeye, milletimize rahat bir nefes aldırmaya geliyoruz. Üreterek kazanan, kazandığını hakça paylaşan bir ekonomiyi, milletimizin hizmetine sunmak için geliyoruz. Bu ülkenin insanlarından çalınan ne varsa, hepsini milletimize geri vermek için geliyoruz.”