Osmanlı Devleti sınırları içinde değişik milletlerden insanlar yaşadı. Dilleri, dinleri, etnisiteleri farklıydı. Rum, Ermeni ve Yahudi gibi gayrımüslim kabul edilenler askere alınmadı; bunun karşılığında vergi verdiler. Ticaretle uğraştıkları için de zengin oldular; toplumun varlıklı kesimini oluşturdular. Bu durum Cumhuriyet kurulduktan sonra bir müddet daha devam etti.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında çıkan iki yasa çok önemlidir. Birincisi, ekonominin ateşi biraz yükseldiği için Milli Korunma Kanunu çıkarıldı, fahiş fiyatla mal satanlar cezalandırıldı. İkincisi, Varlık Vergisi Kanunu. Devlet paraya ihtiyaç duyarsa doğal olarak vergiye başvurur. 11 Kasım 1942’de Varlık Vergisi Kanunu’nu yürürlüğe girdi. O zaman para toplamak yanında biraz da ekonomiyi Türkleştirmek düşünülmüş. Kurulan komisyonlar, gelir durumuna göre tüccarı vergilendirmiş. Bir defaya mahsus konan bu verginin asıl hedefinde İstanbul’daki Rum, Ermeni ve Yahudi tüccarlar var. Vergi listeleri yayınlanınca durum anlaşılmış. İstenen verginin %70’i İstanbul’a ait olup bu oranın %/87’si gayrımüslimlerce ödenecekti. İşin ilginci verginin ödeme süresi 23 Ocak 1943’le sınırlı. Yani 73 gün içinde vergi ödenecek, aksi halde mallarına haciz uygulanacak. İnsanlar cezadan korunmak için bu kısa sürede malını, mülkünü sattığı halde ödeyemeyenler oldu. Bazıları; mallarını devredip kaçtı, gitti. Borcunu ödeyemeyenler Erzurum, Aşkale ve Sivrihisar’daki çalışma kamplarına sürgün edildi; içlerinde hastalanan, hatta ölenler oldu. Sürgünlerin sayısı 1300 kişi kadar. 315 milyon lira tespit edilen verginin 280 milyonu gayrımüslimlere ait. Bu hesaba göre Türklere ayrılan vergi miktarı 35 milyon lira. O zaman bir dramın yaşandığı kesin. İnancı, kökeni ne olursa olsun devletin, vatandaşlar arasında ayrım yapması çok çirkin. Bu hukuk dışı, antidemokratik hareket içerde olduğu kadar yurt dışında da tepkiyle karşılandı. Birbuçuk yıl kadar süren bu haksız uygulama ABD ve İngiltere’nin baskıları sonucu kaldırıldı ama çok fazla insanın da canı yandı. Meclisin çıkardığı bir yasa, yabancı devletlerin baskısıyla kaldırılırsa bizim egemenliğimiz zarar görmez mi?
İlginç olan şudur: Savaşın başladığı yıllarda Almanların galip geleceği sanıldığı için, Saraçoğlu hükümeti Türkçü bir politika izledi. Ne var ki aynı hükümet, Almanlar yenilmeye başlayınca bu kez de Rusları memnun etmek için Türkçüleri hapse attı. 1944’deki Irkçılık-Turancılık davasında olduğu gibi. Dış politikada konjonktüre bağlı gelişmeler iç siyaseti de etkiledi. Neresinden bakarsak bakalım; hem bu dava, hem de Varlık Vergisi Kanunu hukuk tarihimizde bir garabet örneğidir..
Varlık Vergisi Kastamonulu tüccarlardan da alınmış; aralarında az da olsa Ermeniler var. Ancak rakamlar Kastamonu’da herhangi bir ayrımcılık yapılmadığını gösteriyor. İldeki vergilendirme miktarı toplamda yüz bin liranın biraz üzerinde. Bu rakam İstanbul’un yanında devede kulak bile değil. Aşağıda Varlık Vergisi ödeyen Kastamonulu tüccarların adlarını ve vergi miktarını göreceksiniz. Aralarında sizin de bir tanıdığınz veya yakınınız bulunabilir.
5000 lira: Mehmet Salih Tokatlı, Ata ve Tevfik Kulaksız, Enis Fahri.
3000 lira: Hüsnü Balı, Arif Yumul, İhsan Erdem, Hamdi Koçoğlu ve ortakları
2500 lira: Refik Çolakoğlu.
2000 lira: Hasan Türkmen, Mustafa Hedanioğlu, İhsan Darendeli.
1750 lira: Hüsnü İmamvekili.
1600 lira: İsmail Boyacıoğlu.
1500 lira: Rıza Saltuk, Şevket Küçüker, Mehmet Özdemir,Tevfik Sofuoğlu, Mehmet Emin Boyacıoğlu, Muhittin- Osman Karagözoğlu, Kapril-Karabet Yanardağ, Recep Tokatlıoğlı, Hamdi Konyalı.
1000 lira:Tahir Koçoğlu, Tevfik Keskin, Mustafa Yirmibeşoğlu, Mükerrem Ayılsan, Abdullah Konyalıoğlu, Adil-Necati Yücebıyık, Mustafa Satıağa, HinesYüksel,
800 lira:Tahsin Öziş
750 lira: Kâzım Altıoğlu, İsmail Üstünel, Numan Nuhoğlu, Ömer Katırcıoğlu, HamitAksan, Ahmet Şenşekerci, Mehmat Çayır, Cemal Daniş Karadeniz, Bekir Özcan,Tevfik Osmanbaşoğlu.
600 lira: İhsan-Mehmet Alıcı, Sadık Karamollaoğlu, Süleyman Tabakoğlu, Hüseyin Kırmızıoğlu, İsmail Bardakoğlu, Dokumacılar Kooperatifi.
500 lira: Server Ege, Ata Yaman, Halim Küçüker, Muharrem Celal Bayar, Hüseyin Ereser, Mahir Çiroğlu, Emin Çerkezoğlu, Mehmet Kayaoğlu, İsmail Tabakoğlu, Mustafa İmamvekili, Hasan Tahsin Başak, Abidin Atak, Mustafa Benlioğlu, İbrahim –Sabri Akkaya, Hakkı ve Abdul Kibaroğlu, Mehmet Ankaralıoğlu, Numan Kırcı, Antranik Güzel, Ömer Laçinoğlu, Ahmet Maliki, Danil Kazancı, Manuk Hatbik, Bamak Karabitoğlu, Monuk Üstündağ, Monuk Serkizoğlu, İhsan Kavukluoğlu, Hasan Nazlıoğlı, Mehmet Üstel, Mustafa Yücealemdar, Ali İskit, Ali Yumak, İhsan Yüceilyas, Abdülkadir Kömleksiz, Abdullah Binbaşaran, Şükrü Samurkaş, İbrahim Turpoğlu, Mehmet Nuhoğlu, Hamdi Şensan, İbrahim Selvi, Faik Akdoğanlı, Halit Demirilyas, Hakkı Müezzinoğlu, Mikâil Avadisoğlu, Salim Karavelioğlu, Yunus Çavundurlu, Mehmet Bozoğlaklı, Kâmil Bozoğlaklı, İbahim İmamvekili, Daliç Çilbıyık, Osman Altınbilek, Sedat Gaziaskeroğlu, Ali Haydar Özenç, İhsan İzmitli, Hasan Topçuğlu, Enis Karagözoğlu, Mehmet Tosyalı, Ohannes Çilbıyık, Nuri Fırtına, Hüseyin Küçük, Şükrü Kaptan, Ahmet Bıyıklı, Ahmet Benlioğlu, Halil Pattabanoğlu, Numan Kulaksızoğlu, Hasan Kabaşabanoğlu, İsmail Tüken, İzzet Beyazoğlu.