Orman varlığı zenginliğinde ülkemizin üçüncüsüyüz, deniz kıyısı uzunluğunda Karadeniz’in şampiyonuyuz, küresel ısınmayla yaşanacak göç hareketlerinde en şanslı coğrafyaların başındayız, milli parklarımız ve doğamız dillere destan, simental hayvancılıkta sektörün gözbebeğiyiz, güçlü yanlarımız say say bitmez…
Niye yoksuluz peki?
En yoksul orman köylüsü Kastamonu’da…
E neye fayda bu kadar orman?
Deniz ekonomimiz sıfır…
Denize sırtını dönmek ne demek?
Cümle Akdeniz ve Ege yerlisi yaz geldiğinde soluğu şimdiden Karadeniz’de almaya başladı, akıntı tersine dönüyor, Karadeniz “yazlık” oluyor ülkemizde yavaştan?..
Eylem planımız ne?
Ülkemizim ilk uluslararası sertifikalı (PANPARKS) milli parkı Küre Dağları ve Ilgaz Dağı milli parkları ve yaylalar, ovalar, kanyonlar…
Kastamonu halkı bu kıymetlerinden (doğayla barışık) nasıl ekmek parası kazanacak?
Lafta hayvancılık merkezlerinden biriyiz, simental bizden soruluyor…
Üretici kan ağlıyor.
Kültür varlıklarımız…
Gastronomi.
Kadim tarihimiz…
Başkent’in arka bahçesiyiz.
Allah daha ne versin Kastamonu’ya?..
Dört bir tarafı, altı, üstü apayrı zenginlik.
Elâlem topraksız ülkelerinde destan yazıyor…
Kastamonu’yu görseler şapkayı göğe atarlar.
Gelin birlik olalım…
Yoksullukta değil, zenginlikte birleşelim.
Böyle gelmiş…
Böyle gitmesin.
Kıymetini bilelim Kastamonu’nun…
Varlık içinde yokluk çekmeyelim.
- ••
Siyasetçi kapısında nöbet bekleyen işsizler
Kimi kendisi için…
Bazısı eşi adına.
Çoğunluk oğlu namına…
Epeyi kızı adına.
Cümbürcemaat kimi zaman…
Aile boyu.
İş istiyorlar…
Rica minnet, yalvar yakar, yandık bittik.
Milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları…
Nabza göre şerbet.
O kapılar açık oldukça…
Önünde bekleyen hep birileri olur.
Problem iş için kapıları kıranlarda değil…
Sistemi bu hale getirenlerde ve devamından yana olanlarda.