ERGÜN:“Kastamonu’yu seven herkesin mutlak katkı yapması gerekiyor. Üniversite vakfı bulunmayan nadir illerden belki de tek iliz. Bizden başka üniversiteyi yalnız bırakmış bir il yok. Biz sivil toplum olarak çok geri kaldık. Bu vakıf çok önce kurulmalıydı. Karabük Üniversitesi’nin ekonomiye verdiği katkı ortada. Bir onlara bakın bir de bize bakın. Çünkü biz üniversitemizi destekleyemedik. Bu nedenle vakıf kurulmasını öneriyorum.
VİDİNLİOĞLU:Yeter ki bu işte yol alalım. Kastamonu sağlıkta geri kalmasın. O kadar ciddi geri düştük ki, sağlık alanında, bir hekim olarak ben bundan ciddi rahatsızım. Sağlık her şeyden önemli; paradan da, puldan da önemli. En azından sağlık için bir araya gelelim, şehir için bir araya gelelim. Sağlık için adımlarımızı biraz daha hızlı atalım ve inşallah Kastamonu’yu sağlık alanında o eski ihtişamlı günlerine geri döndürelim.”
KARADENİZ:“Afiliasyon, ilimizin ortak gündemiydi ve bu süreç içerisinde yapılan çalışmalarda şu anda ildeki imza aşaması tamamlandı. Sağlık Müdürlüğümüz ve üniversitemiz imzaları atmış bulunuyor. Ancak bunun bir başka üst aşaması var. İmzaların Sağlık Bakanlığı ve YÖK tarafından da onaylanması gerekiyor. Şimdi hepimizin el birliği ile çalışması gereken husus budur. Ben eminim bu sınavı da başarı ile geçecektir Kastamonu.”
ÜNLÜ:“Sanki bizim Tıp Fakültemiz yok da, yeniden Tıp Fakültesi kuracakmış gibi bir algıya gidiliyor. Bizim Kastamonu’da Tıp Fakültemiz var. Afiliasyonu hem devlet hastanemizin imkanlarını kullanmak, hem de üniversitemizin imkanlarını kullanmak için yapıyoruz. Bizim bundan sonra yapmamız gereken afiliasyon için imzalanan ön protokolün Sağlık Bakanlığı ve YÖK tarafından da imzalanması için çaba sarf etmek.”
Kastamonu Kent Konseyi’nin önceki akşam gerçekleşen geniş katılımlı toplantısında, Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi ve afiliasyon süreci görüşüldü.
Konsey Başkanı Dr. Ahmet Zafer Ergün’ün çağrısı üzerine bir araya gelen siyasiler, STK’lar ve kamu kurum temsilcileri Tıp Fakültesi’nde sürecin daha da hızlandırılması için bir vakıf kurularak sivil toplum desteğinin de sağlanması kararını aldı. Vali Yaşar Karadeniz ve Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu’nun da yer aldığı toplantıda Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet Hamdi Topal’ın yer almayışı ise dikkat çekti.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Kent Konseyi Başkanı Ahmet Zafer Ergün, üniversite vakfı bulunmayan nadir illerden birisi olduklarını ve sivil toplum olarak bu konuda çok geri kaldıklarına dikkat çekti. Ergün, ayrıca vakıf için Kent Konseyi olarak uzun yıllar Vakıflar Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Yavuz Yücebıyık’ı bu vakfın kurucu heyetine önerdiklerini de ifade etti.
Ahmet Zafer Ergün, konuşmasında şunları söyledi:
“Afiliasyon süreci ile Kastamonu sağlık sektöründe üçüncü basamağa yükselme yolunda önemli bir adım attı. Valimiz Yaşar Karadeniz başta olmak üzere, Sağlık Müdürlüğü yetkililerine ve içinde bulunduğumuz durumu çok çabuk kavrayarak vaziyet alan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’a çok teşekkür ediyorum. Çünkü biz bu konuda çok geri kaldık, çok hızlı toparlanacağız.
“ORTAK AKLIN BAYRAKTARLIĞINI YAPACAĞIZ”
“Kent Konseyi ortak aklı temsil etmek üzere kuruldu. Kent Konseyi hiçbir siyasi görüşün bayraktarlığını değil, Kastamonu menfaatlerinde ortak aklın bayraktarlığını yapacaktır. Bizim amacımız kimseyi kötülemek yada yüceltmek değildir.
Memleketimizin acil konuları arasında hastanemiz var. Meslektaşlarımızın gayretlerini asla göz ardı edemeyiz. Onlar gerçekten çok çalışıyorlar. Ancak hastanemiz yetmiyor, yetemiyor. Neden yetemiyor?Çünkü üçüncü basamak sağlık kuruluşu değil de ondan. Hastalarımız Tokat, Zonguldak, Karabük gibi bize eşdeğer vilayetlerin yollarında. Çünkü o illerde afiliasyon anlaşmaları yıllar önce yapıldı. Biz sağlıkta bunun için geriyiz. Hastanemize üçüncü basamağın imkanlarını taşıyamadık. Bu sebeple afiliasyon anlaşmasını organize eden Valimize, Rektörümüze ve Sağlık müdürü meslektaşıma teşekkür ederim.
“MORFOLOJİ BİNASININ TAMAMLANMASI ÇOK ÖNEMLİ”
“Tıp Fakültesi’nin ilk dört sınıfının Kastamonu’ya geleceğini öğrendik. Birinci sınıfları bizim üniversitemiz içerisindeki binalarda idare edebiliriz, ancak diğer sınıflara morfoloji binamız olmadan, laboratuvarlar olmadan layıkıyla eğitim yaptırmamız mümkün değildir. Milletvekili Metin Çelik’ten aldığım bilgiye göre üniversitemizin tahsisat sorunu yok. Naci Ağbal’ın sözünün olduğunu ve süreci takip ettiğini belirtti. Ama üniversitemiz bu tahsisatı şu anda kullanamayacak durumda. Çünkü müteahhit iflas etmiş. Bundan dolayı da adli sorun var. Bu sorun aşılmadan da adım atılamıyor.
“HERKES VAKIF ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMELİ”
“Kastamonu’yu seven herkesin mutlak katkı yapması gerekiyor. Araştırmalarıma göre üniversite vakfı bulunmayan nadir illerden belki de tek iliz. Bizden başka üniversiteyi yalnız bırakmış bir il yok. Biz sivil toplum olarak çok geri kaldık. Bunda ben kendime de öz eleştiri yapıyorum, zamanında bu konuda yeterince zaman ayırmadığım için. Bu vakıf çok önce kurulmalıydı. Karabük Üniversitesi’nin ekonomiye verdiği katkı ortada. Bir onlara bakın bir de bize bakın. Çünkü biz üniversitemizi destekleyemedik. Üniversiteyi destekleyerek hastanemizi de desteklemiş olacağız. Bu nedenle vakıf kurulmasını öneriyorum. 60 bin TL ile bir vakıf kurmak mümkün. Projeler yaparak ciddi katkı sağlayabiliriz. Vakıf çatısı altında tüm siyasi görüşler bir araya gelmelidir. Vakfın başında da gerektiğinde iktidar ile iyi ilişkiler kuracak bir kişi olmalıdır. Eğer Kent Konseyi’nden bir talepte bulunulursa, biz Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Sayın Yavuz Yücebıyık’ı bu vakfın kurucu heyetine öneriyoruz. Kendisi Kastamonu’yu çok iyi bilen, yıllarca Vakıflar Bölge Müdürlüğü yapmış bir kişidir.
“VAKIF OLMADAN ÜNİVERSİTE YOL ALAMAZ”
“Vakıf olmadan üniversitemiz yol alamaz. Sivil toplum elini taşın altına sokmalı. Sivil toplum biraz hareketli olmalı. ‘Kastamonu Kalkınma Vakfı var, neden ondan yararlanmıyoruz?’ diye bir soru gelebilir. Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın merkezi İstanbul’dadır. Onlarda diğer bir çok diğer projenin peşinde. Biz Kastamonu’nun merkezinde bir vakıf kuralım.”
Belediye olarak Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gereken katkıyı sunmaya hazır olduklarını söyleyen Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu da tıp fakültesinin gelişimine katkı sağlamanın genellikle vakıf üzerinden olduğunu belirterek, “Bu hemen hemen her yerde böyle. Üniversite ve kentin birlikte hareket etmesinin, şehre büyük katkı sağlayacağını daha önceden de defalarca dile getirdim” dedi.
Başkan Vidinlioğlugörüşlerini şöyle dile getirdi:
“Üniversite, kuruluş tarihinden itibaren hep inişli-çıkışlı bir grafikle karşımızda oldu. En azından benim dışarıdan gözlemim böyle oldu. Kent ve üniversitenin entegrasyonu diğer illere oranla biraz zayıf kaldı. Dolayısıyla yol almamız uzun süre aldı. Tıp Fakültesi ayrı bir konu. Hacettepe ile başlayan serüven, Devlet Hastanesi yapılacak binanın Hacettepe’ye devri ve akabinde gelen ödeneklerin farklı kullanılması, binanın âtıl vaziyete düşmesi, Hacettepe ile olan protokolün sona ermesi gibi konular. Geçmiş geçmişte kaldı, artık önümüze bakıp yeni şeyler söylememiz lazım. Afiliasyon anlaşması da bunun ilk adımıdır ve önemli bir adımdır. Bu anlamda emeği geçenlere teşekkür ederiz. Akabinde Tıp Fakültesi’ne bir an evvel aktif ve hızlı bir şekilde yol aldırmamız lazım. Kastamonu’ya geçmişte civar illerden çok ciddi bir hasta sirkülasyonu vardı. 13 yıl önce kendi polikliniğimi kurduğumda Bartın, Zonguldak, Çankırı ve Sinop göz hastaları bizim kliniğimize gelirdi. Son dönemde maalesef sadece Sinop’tan gelen hastalarımız var, onun dışındaki hemen hemen hiçbir hasta gelmez oldu. Çünkü kendi illerinde sağlık problemlerini çözüyorlar. Dolayısıyla o öyle olmuş, bu böyle olmuş çok önemli değil, ama genellikle ikinci basamakta yazılabilen ilaçların bir kısmı üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına devredildi. Ondan kaynaklı bir problem yaşanıyor. Annesinin, babasının veya çocuğunun kullanması gereken ilaçların raporunu çıkartmak için bile üçüncü basamağa müracaat lazım. Bu da kendi içinde bir problemi beraberinde getiriyor. Sosyal medyaya bir göz attım, en az 8-10 tane civar illerdeki hastanelerde çekilmiş fotoğraflar paylaşılıyor. O orada, bu burada ameliyat olmuş. Bana da her gün bu konuda 4-5 telefon geliyor. Üniversite ile bu entegrasyonun biran evvel sağlanması gerekiyor. Kastamonu’nun problemlerini buradaki katılımcılar herkesten çok daha fazla biliyor. Bu konuda da burada yeterli sayıda gönüllü olacağına inanıyorum. Bu tarz üniversitenin, tıp fakültesinin gelişimine katkı sağlamak genellikle vakıf üzerinden oluyor. Bu hemen hemen her yerde böyle. Üniversite ve kentin birlikte hareket etmesinin, şehre büyük katkı sağlayacağını daha önceden de defalarca dile getirdim. Onun için bu vakfın kurulmasını önemsiyorum. Bizlere düşen ne varsa belediye olarak yapmaya hazırız. Şu dönem itibariyle imkanlarımız kısıtlıda olsa ben böyle bir hayır işinde hiç paradan puldan çekinecek değilim. Gerekirse kendim de katkı sunmaya hazırım, ama yeterki bu işte yol alalım. Kastamonu sağlıkta geri kalmasın. O kadar ciddi geri düştük ki, sağlık alanında, bir hekim olarak ben bundan ciddi rahatsızım. Sağlık herşeyden önemli; paradan da, puldan da önemli. En azından sağlık için bir araya gelelim, şehir için bir araya gelelim. Sağlık için adımlarımızı biraz daha hızlı atalım ve inşallah Kastamonu’yu sağlık alanında o eski ihtişamlı günlerine geri döndürelim.”
Vali Yaşar Karadeniz de vakıf önerisine olumlu yaklaştı ve “Vakıf kurulduğunda, üniversiteye ve üniversitemizin hastanesine daha doğrusu ilimizin ortak hastanesine ciddi katkılar sunacaktır diye düşünüyorum” dedi.
Vali Karadeniz’ konuşmasında şunları söyledi:
“Geldiğim günden beri afiliasyon hep ilimizin gündemineydi. Eminim ondan öncede gündemde olan bir konuydu. Çünkü akıl diyor ki: Orada bir üniversite var, bunun bünyesinde açılmış bir tıp fakültesi var ve öbür tarafta da ikinci basamak bir devlet hastanesi var. İkinci basamakta olmasında dolayı da bazı eksikleri var ve bu ikisi güçlerini birleştirdiğinde, iki yarım oldukları için bir bütün oluşturacak. Ancak bugüne kadar Sağlık Müdürlüğü aşamasında herhangi bir sıkıntımız olmadı. Oradaki arkadaşlarımız hep afiliasyondan yana tercihlerini kullanmaya hazırdılar. Fakat kısmet olmadı. Yeni Rektörümüz de göreve başladıktan sonra bu konuya oldukça sıcak baktı. Kendisiyle ilk görüşmemizde de konuştuğumuz konulardan biri buydu. Eminim gittiği her kapıda da bu konu konuşulmuştur. Çünkü dediğim gibi bu ilimizin ortak gündemiydi ve bu süreç içerisinde yapılan çalışmalarda şu anda ildeki imza aşaması tamamlandı. Sağlık Müdürlüğümüz ve üniversitemiz imzaları atmış bulunuyor. Ancak bunun bir başka üst aşaması var. İmzaların Sağlık Bakanlığı ve YÖK tarafından da onaylanması gerekiyor. Şimdi hepimizin el birliği ile çalışması gereken husus budur. Ben eminim bu sınavı da başarı ile geçecektir Kastamonu.
FİZİK TEDAVİ İÇİN BİNA ÖNERİSİ
“Yine bir başka konu daha var, onu da sizlerle paylaşmam lazım. Biliyorsunuz, bir fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi gündemde. Daha doğrusu yatırım programına alındı. Buna karşılık da üniversitenin yarım bekleyen inşaatları var. Sıfırdan bir hastane yapmak yerine, üniversite bünyesindeki bu yarım inşaatlardan bir tanesini ‘fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi’ yaparak, daha doğrusu o inşaatı tamamlayarak yine üniversite ile Sağlık Müdürlüğü arasında afiliasyon sağlayarak orada da aynı süreç devam ettirilebilir diye düşünüyorum. Yine bu konu hem sağlık teşkilatımız hem de üniversitemiz rektörü tarafından sıcak bakılan ve henüz ayrıntılar konuşulmadı, ama fikir bazında uzlaşılan konulardan ki; bu sürdürülürlüğün de daha küçük bir rakamla yapılmış bir yatırımının parasal olarak yine üçüncü basamak seviyesinde bir fizik tedavi eğitim araştırma hastanesine kavuşmuş olacağız. Dolayısıyla bu hususta da çalışmamızı hep beraber sürdürmemizde fayda olduğu kanaatindeyim.
“VAKIF İÇİN BAZI ÖLÇÜTLER KOYMALIYIZ”
“Buradaki toplantımızı, süreçleri hızlandırmak, kamuya destek olup, daha fazla yol alabilmek için bir vakıf kurulması amacıyla yapıyoruz. Bu amaç doğrultusunda çalışacak ve gayret edecek bir vakıf mutlaka faydalı olacaktır. Bunun örnekleri var. Ama Kastamonu’da edindiğim tecrübelerle bazı ölçüler de koymak faydalı olacaktır. Gaye üniversite olmalı, gaye tıp fakültesi olmalı. İlla burada ‘ben başkan seçileyim, öbürü seçilemesin’ gibi bir yarışın içine girilmemeli. Bir sivil toplum kuruluşunun başına geçen hemen başka kulvarlarda da kendisine yer arıyor. Bu dediğim husustan dolayı sivil toplum kuruluşlarının gelişememesinin nedeni de burada yatıyor. Şimdi kurulacak vakfın başında olacak kişi, şunu bilmeli ki, eğer bu vakfı başarı ile yönetirse ve burada üniversiteye sağlayacağı desteklerle gerçekten herkesin takdir edeceği hizmetleri yaparsa, burada valisinden de, milletvekilinden de, siyasetçisinden de daha fazla sevilecektir zaten. Önemli olan memleketine bir konuda hizmet sunabilmektir. Unutulmayanlar, kalıcı işler bırakanlardır.
“VAKIF SİVİL BİR YAPIDA OLMALI”
“Sivil Toplum Kuruluşu diyoruz. Adı üstünde ilk kelimesi “sivil”. Bu şu demektir; Devletten ve devlet kuruluşlarından bağımsız faaliyet gösterecek kuruluş demektir. Zaten onu kıymetli yapan yönü de budur. Dolayısıyla devletten bir şey beklemeyen, buna karşılık devletin de yaptığı hizmetlere yetişemediği yerde devlete katkı sunan, eksikleri tamamlayan bir yapıda olmalıdır. Açıkça söyleyeyim Kastamonu Kalkınma Vakfı’nı bugüne kadar taşıyan Valiliğin elindeki kömür bütçesi olmuştur. Şimdi eldeki kömür bitince faaliyetler de bitmiş. Kömür bütçesi zaten Valiliğin elinde var olan bir bütçe. Yani yapılacak bir şey varsa o zaman Valiler eminim ki yaparlardı. Önemli olan şey şu; Kastamonu Kalkınma Vakfı üyeleri ve gönüllüleri, bağışçıları ona ilave bir şeyler ekleyebiliyorlar mı, ekleyemiyorlar mı? Şu anda benim gördüğüm İstanbul’da dağıtılan bir öğrenci bursu var ciddi rakamlarla ama sadece o konuda bir çalışma yürüyor. Onun dışında da bu şekilde bir çalışma yok. Başında olduğum kurumu da rahatlıkla eleştirebiliyorum ben, merak etmeyin. Durumunu biliyorum çünkü. Ve tüzüğe başkan olarak vali yazılmış. Ama “vali” yazıldığı zaman o sivillikte yüzde 50 kaybolmuş oluyor. Onun için mutlaka ve mutlaka oluşturulacak bu yapılanma sivil bazda olmalı. Eğer bu ölçütlerde kurulur ve çalışırsanız, ben de inanıyorum başka sivil toplum kuruluşları ve dernekler gibi bu vakıfta başarılı olacaktır ve yine üniversitemizin hastanesine daha doğrusu ilimizin ortak hastanesine ciddi katkılar sunacaktır diye düşünüyorum.”
Hacettepe Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi konusunda Kastamonu’nun yıllarını çaldığını söyleyen AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü ise şöyle konuştu:
“Hacettepe bizim kadrolarımızı kullandı, bir taraftan da kaynağımızı tüketti. Bir süre sonra bir önceki dönemdeki Rektör’ün katılımıyla Tıp Fakültesi’nin Kastamonu Üniversitesi bünyesine alınmasına karar verdik. Bu karar alındıktan sonra, bir önceki dönem rektörümüz, ‘Ben Kastamonu’da Tıp Fakültesi’nin açılmasını arzuluyorum ve kısa sürede açacağım’ dedi. Kendilerine ben de Tıp Fakültesi’nin bir an önce açılması gerektiğini ifade ettim. Kastamonu’nun kendilerine dua veya beddua edeceklerini söyledim. Fakat bu süre içerisinde bir gelişme olmadı. Akabinde yeni rektörümüz göreve başladı. Kendisiyle ilk toplantımızın gündemi de Tıp Fakültesi’ydi. Kısa bir süre geçmesine rağmen, yeni Rektör’ün çabalarıyla bu sürece gelindi. Milletvekillerimize ve emeği geçenlere de teşekkür ediyorum.
Benden önceki konuşmalarda durum sanki bizim Tıp Fakültemiz yok da, yeniden Tıp Fakültesi kuracakmış gibi bir algıya gidiliyor. Bizim Kastamonu’da Tıp Fakültemiz var. Afiliasyonu hem devlet hastanemizin imkanlarını kullanmak, hem de üniversitemizin imkanlarını kullanmak için yapıyoruz. Bizim bundan sonra yapmamız gereken afiliasyon için imzalanan ön protokolün Sağlık Bakanlığı ve YÖK tarafından da imzalanması için çaba sarf etmek.
“UĞURLU DEVAM ETSEYDİ BU SIKINTILAR OLMAYACAKTI”
“Uğurlu Hastanesi faaliyetlerine devam etseydi, bugün birçok sorunu aşmış olacaktık. En çok sıkıntı çektiğimiz nokta burada. Bizim doktor ihtiyacımız ile ilgili taleplerimizi her zaman Sağlık Bakanlığı’na iletiyoruz. 20 doktor geliyor, aynı gün 20 doktorumuzun tayini çıkıyor. Tosya’da hastaların birçoğunun Çankırı’ya gitmesindeki ana sebeplerden bir tanesi, Çankırı’daki özel hastanenin daha verimli çalışıyor olması.
“VAKFI ÖZEL BİR ÜNİVERSİTE KURACAKSAK KURALIM”
“Eğitim Araştırma Hastanesi olmaya çok yakınız. Birlikte bu işi sonlandıracağız. Bununla ilgili olarak dernek ya da vakıf bizim ihtiyacımızı gidermeyecek. Eğer özel bir üniversite kuracaksak, vakıf kuralım. İkinci bir üniversite kurmayı düşünüyorsak, birlikte bir olgu oluşturabileceksek, vakfı bu şekilde düşünelim. Geldiğimiz noktada vakfın enerjisini bu yönde harcaması gerektiğini düşünüyorum. Biz devletimizin imkanlarını en üst düzeyde, Kastamonu üzerinde kullanmak için çaba gösterelim.
TEKNOKENT
“Teknokent projesi var. Teknokent ile ilgili yakın zamanda 10 milyon TL sermayeli bir şirketin kurulması gerekiyor. Bu ilimiz için çok önemli. Onun için paydaşlar bulmamız lazım. Tüzel şirketleri ve dernekleri içine alarak oluşacak bir şirket Kasım ayı içerisinde kurulması gerekiyor. Kasım ayı içerisinde kurulmazsa süremiz dolmuş oluyor. Teknokent’i yapma imkanımız bitiyor. Bu enerjimizi Teknokent’in 10 milyon TL sermayeli yeni şirketin kurulması ile ilgili harcayalım. Elde ettiğimiz bir proje var ve projeyi kaybetmek üzeriyiz. Onun için işadamlarımızı, STK’larımızı yakın bir süreçte Teknokent’in şirketinin kurulması için destek vermeye davet ediyorum”
KATILIMCILARIN GÖRÜŞLERİ
Kent Konseyi’nde kürsüye çıkan diğer katılımcıların da görüşleri şöyle:
Yavuz Ballık, kurulacak Vakıf’ın faydalı çalışmalara imza atacağına inandığını belirterek: “Kişiler ismiyle değil, kalbiyle bu işin içinde olmalılar” diye konuştu.
Mete Tufan’da, Vakıf kurmak kaydıyla Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi çalışmalarına destek olmanın en doğru karar olacağını söyledi.
Av.Mehdi Keskin ise Vakıf kurmak yerine dernek kurma önerisini gündeme taşıdı. Keskin, “Eğri oturalım, doğru konuşalım. Vakıf kurulursa biz bina falan yapamayız. Dernek kuralım, devletimize baskı yaparak bu işleri yaptıralım. Ankara’ya gittiğimizde adımıza kimse bakmaz, biz bu işleri devletimize yaptırmalıyız” dedi.
İbrahim Tozan ise Özel Uğurlu Hastanesi’ni hatırlattı ve “Kastamonu gündeminde Özel Uğurlu Hastanesi halen duruyor. Bu hastanenin çürümekten kurtulması gerekiyor” dedi.
Mehmet Çelik ise “Çok vakit kaybettik. Tıp Fakültemizi istiyoruz. Bundan önceki Rektörümüz Kastamonu’ya dünyanın en büyük kötülüğünü yaptı. Kastamonu’nun en az 15 yıl geriye gitmesine sebeptir. İçim yanıyor” diye konuştu.
VAKIF İÇİN ORTAK ÇALIŞMA
Toplantının sonunda Tıp Fakültesi’nin tamamlanması için vakıf kurulması yönünde karara varıldı. Vakıf için de Günay Ozanoğlu, Yaşar Özdemir, Fethi Acar, Fatih Köse, Oğuz Fındıkoğlu, Yavuz Yücebıyık, Zühtü Aslan, Hilmi Omuzlu ve Yavuz Ballık bir ön çalışma yapmak için gönüllü oldu. Vakfın kurulması için gerekli olan 60 bin TL’ye ilk destek ise bin TL ile eski Milletvekili Fethi Acar’dan geldi.