Yıllar geçtikçe ülkemizin nüfusu artıyor. Yeni gelen nesil, kendilerine yeni fırsatlar arıyorlar.
Değişik bölgelere yeleşerek farklı iş kollarında çalışıp hayatlarını idame ettirmek istiyorlar. Bu hengamede tarım sektörü kan kaybediyor. Kırsal bölgelerdeki zirai faaliyetlerin masrafı yüksek ve getirisi az olduğu için bu kesim, büyük şehir ve illere göç etmeyi hedefliyor.
Bu durum bilhassa Kastamonu İli ve çevresini yakından ilgilendiriyor. Çevremizde tarıma elverişli geniş ve verimli arazi kısıtlı olduğundan halkımız şehire taşınıp ticaret, genel hizmetler veya inşaat gibi sektörlede çalışmayı tercih ediyor. Böyle bir nüfus artışı ise o şehrin gelişmesini, yeni projeler yapılmasını gerektiriyor.Ancak kırsal yaşamın da devam etmesini sağlamak zorundayız. Toprağın gerçek sahipleri topraklarını işlemeye devam etmelidir.
Kastamonu, gelişen ve büyüyen şehirlerimize tipik bir örnektir. Belediye meclisi, son aldığı bir kararla şehrin güneyinde bulunan 5 orman köyünü mücavir alandan çıkararak imara açmıştır. “Budamış, Örencik, Bulacık, Yolkonak ve Keremli”. Kanaatimizce bu icraat isabetli değildir. Zira şehrin kuzeyindeki Sarıömer Köyü’nden güneyinde bulunan Ankara yolu üzerindeki şehir ormanı mevkiine kadar olan mesafe 10-12 kilometreyi bulmaktadır.
Şehrin böylesine uzun bir şeride yayılması ulaşım ve imar konularında sıkıntı yaratacaktır. Üstelik imar izni verilen Ankara yolu çevresi, orman bölgesi ve şehrin nefes aldığı yeşillik alandır.
Eski Kastamonu ile ilgisi olmayan bu uzun güzergâh, köylerimizdeki kırsal mirastan anıtsal yapılara kadar yok olup gitmek üzere olan pek çok tarihi eser ve sivil mimarlık yapısının korunmasını engelleyecektir. Belediyemizin de üyesi olduğu Çekül Vakfı prensiplerine aykırı hareket edilmiş olacaktır.
Kastamonu gelişip büyümektedir. Elbette yeni imar sahalarına ihtiyaç duyulacaktır. Bu konuda tavsiyemiz, yeni açılan doğu çevre yolu ve civarıdır. Bu bölge Kadı Dağı’na nazaran daha kırsal ve arazi yapısı bakımından da daha elverişlidir. Fazla engebeli değildir, bâkir bir bölgedir. Ayrıca şehir fazla uzaklara gitmemiş olur, derli toplu bir metropol olarak düzgün gelişir. Belediyemizin bu öneriyi dikkate almasını temenni etmekteyiz. Yazımı, Aşık Veysel’in aşağıdaki dizeleri ile bitirmek istiyorum.:
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece,
Bilmiyorum ne haldayım
Gidiyorum gündüz gece…
≈