- MHP İl Başkanı Yüksel Aydın, hafta sonu arka arkaya gerçekleştirdikleri toplantılarda bürokrasiye, belediyeye ve siyasete yönelik sert eleştiri ve uyarılarda bulunurken, “Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında İnebolu’ya 5, Cide’ye 30 işçi veriliyor” dediği İŞ-KUR Müdürü’nden hangi belediyeye kaç işçi verildiği sorusunu cevaplamasını istedi, Özel İdare Genel Sekreterine ise kendilerine randevu vermediği için yüklendi.
- Kastamonu’daki belediye seçiminde emaneti geri alacaklarını iddia eden ve “Bizim belediye başkanımız devletin malına vekil olarak gelecek. Bizim belediye başkanımız,Şehrül-emin olacak. ‘Kastamonu Galip gelecek” diyen Aydın, belediye yönetimini imar uygulamalarıyla ilgili eleştirirken de, “O güzelim Kuzeykent’i bahçesi ve bağıyla güzelleştirseydik ne güzel olurdu.. Vatandaşın arsası gitti parası gitti. Müteahhitlerin de batanı gidiyor” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) yeni il yönetimi hafta sonunda önce Türkiye Kamu Sen ve Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı ile ardından da Ülkü Ocakları ile kahvaltı programlarında bir araya geldi.
Kurşunlu Han’ın ev sahipliğinde gerçekleşen kahvaltı programlarına MHP’nin Kastamonu Merkez Belediye Başkan Adayı Dr. Galip Vidinlioğlu, Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Türkiye Kamu Sen İl Başkanı Nedim Afacan, TÜRKAV Kastamonu Şube yönetimi, Türk Eğitim-Sen, Türk Sağlık-Sen, Türk Büro-Sen, Türk Tarım Orman-Sen, Türk Yerel Hizmet-Sen, Türk Diyanet Vakıf-Sen, Türk Haber-Sen, Türk Enerji-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Ulaşım-Sen, Türk Kültür Sanat-Sen yönetimleri, Ülkü Ocakları başkanlığı, Merkez İlçe ve Kadın Kolları başkanlığı üyeleri de katıldı.
YÜKSEL AYDIN
MHP Kastamonu İl Başkanı Yüksel Aydın hem cumartesi hem de pazar günü yaptığı konuşmalarda sert ifadeler kullandı. Bürokrasiden siyasete kadar eleştirilerini ve uyarılarını sıralayan Yüksel Aydın, özetle şunları söyledi:
“Yarım asırlık bir siyasi hareketin mensuplarıyız. Büyük bedeller ödenerek; cuntalarla, darbelerle bir neslin yok edildiğibir hareketin mensuplarıyız. Bundan dolayıdır ki hiçbir bahane Milliyetçi Ülkücü hareketten ayrılmak için sebep olamaz. Yaşadıklarımızı, bahane edip bu hareketin bünyesinde, bu harekete ihanet edenler, bundan sonra bir kez daha düşünmek zorundalar. Herkes ayağını denk alacak. Öyle Kamu-Sen’in emeklerini TÜRKAV’ın emeklerini sırtına sarıp gidenlerin ne mal olduğunu herkes bilecek. Bir milletvekilliği için bizim 30 yıllık emeğimizi sırtına sarıp giden tosuncuklar kendilerini adam zannetmesin. Kimi kastettiğimi biliyorsunuz. Saniyesine hükmedemediğimiz bir hayatta fırıldaklık yapmayacağız. Biz adam gibi duracağız. Biz nefsi taleplerimize takılıp farklı varyasyonların içinde olmayacağız, olmamalıyız. Biz bu saatten sonra belli bir yaşın insanlarıyız. Kendimiz için hiçbir şey beklemiyoruz ama evlatlarımız, Türk milletinin geleceği için çalışacağız. Olayları değerlendirirken biraz daha soğukkanlı olmalıyız. Her şey istediğimiz her noktada olmayabilir.Ülkücü hareketin mensupları için Türkiye zora düştüğünde milletimiz, bunlar var, o zaman iyi diyorlar. Kardeşim oy vermeye gelince neden cimrilik ediyorsunuz. 50 yıllık harekette 250 küsur vekil çıkarıyoruz. Adamlar bir dönemde bu kadar vekil çıkarıyor. Bunu kendi içimizde de değerlendirmemiz lazım.
“KIYIDA KÖŞEDE KÜS KALMAYACAK”
“Kastamonu’ya geldiğimizde bütün dava arkadaşlarımızla kendi aramızda bir söz verdik. Hareketin çizgilerini bozmamış, harekete kırgın, küskün kim varsa ayağına gideceğiz ve tekrar aramıza katacağız. Çok şükür belli bir seviyeye geldik. Çünkü Kastamonu’da öyle bir potansiyel var ki, kimsenin bir şey yapmasına gerek yok. Bizim gelmemiz gerekiyorsa biz geliriz. Kıyıda köşede küs kalmayacak. Bunun için bir ortam oluşturacağız.Özellikle bürokrasideki kamu çalışanlarına sesleniyorum. Bundan sonra size çalıştığınız yerde yapılacak en ufak haksızlıkta, dünyayı onlara dar ederim. Bunları bilin. Yapılacak en ufak bir haksızlıkta, MHP İl Başkanı olarak gece gündüz yanınızdayım. Bunu böyle bilin. Bunu neden söylüyorum. Bu ülkede 15 Temmuz yaşandı. Bunun yaşanacağını liderimiz 2000’li yıllarda, bunların vatan haini olduğunu, bunların Allah’la Kuran’la ilgisi olmadığını söyledi. Arkadaşlar bunu sonra anladı. Bedelini yine biz ödüyoruz. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin desteğini çektiğinde Türkiye’de neler olacağını, Türk devletinin hangi sürece savrulacağını biz görmüyor muyuz?”
RANDEVU TEPKİSİ
“MHP İl Başkanlığı olarak randevu alarak ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bilgilerimizi paylaşıyoruz. Bir arkadaştan daha randevu almak istedik. Kendisi İl Özel İdaresi’nin Genel Sekreteri Zafer Karahasan. 1 hafta 10 gün oldu hala tık yok. Zafer kardeşim, ya sen MHP’yi tanımıyorsun ya da bizimle dalga geçiyorsun. Devletin valisiyle aynı gün görüşüyoruz. Devletin Emniyet Müdürü aynı gün randevu veriyor. Devletin Albay’ı alay komutanı randevu veriyor. Alt birimde olanlar, kraldan çok kralcılar ise kendilerini bir şey zannediyor. Beyefendiden hala ses yok. Not aldığımızı bil, başka bir şey söylemiyoruz. Milliyetçi Ülkücü Hareket’in kurumsal kimliğini hiç bir Allah’ın kuluna rencide ettirmem, ettirmeyeceğim.”
“EMANETİ GERİ ALACAĞIZ”
“15 Temmuz’dan sonra oluşan Cumhur ittifakıyla şekillenen ve yerelde de bazı noktalarda ittifak süreci var. Şimdi bunu yanlış anlayanlar var, özellikle de Kastamonu’da. Duyan duymayana, gören görmeyene şunu söylesin; MHP, Kastamonu merkezde tek başına belediye başkanlığında var. Yani,‘Kastamonu Galip gelecek’. Bu kadar basit. Bunu yandan, arkadan, sağdan, soldan dolaşıp farklı yerlere kimse çekmesin. Emaneti geri alacağız. Bunu herkes böyle bilsin. Biz kendi beceriksizliğimiz yüzünden seçim kaybettik. Biz Belediye’yi kendi nefsimizden dolayı yaptığımız hatalar nedeniyle teslim ettik. Bunun telafisi için gün geliyor. Bizim tek ittifakımız Kastamonu halkıyla. Sokakta konuşulanlara fısıltılara kulak asmayın; bizim aslan gibi bir göz doktoru adayımız var. ‘Galip Vidinlioğlu tanınmıyor’ diyorlar.Adamın 20 yılda 10 bin tane cerrahi operasyonu var. Bazı arkadaşlar diyor ki, MHP’de para çok. Evet paramız çok. Ama bizde helal para var; alın teri var. Öyle çimento kağıtlarındaki dolarları araba bagajlarına koyup bu manevi şehrin temizliğini bozanları helal paralarımızı harcayarak yeneceğiz. Bizim belediye başkanımız devletin malına vekil olarak gelecek. Bizim belediye başkanımız şehrül-emin olacak. Olmadığını hissettiğimiz an kolundan tutar atarız. Bizim devletin malına bakış açımız bu. Kimseye Kastamonu’nun manevi ve kültürel yapısıyla alay ettirmeyeceğiz.”
“20-30 KATLI BİNALARA NE LÜZUM VARDI?”
“Bizim 20-30 katlı binalarla ne işimiz var? Ne yaptınız siz Kastamonu’ya? Ne lüzum vardı? Biz böyle deyince sizin Belediye Meclis üyeleriniz de vardı diyorlar. Evet vardı. Bir yanlış varsa onlarda yaptı. Eğer bunlara onay verdilerse onlarda yanlış yapmış. Biz kendi insanımıza yanlış yaptığında ‘oh ne güzel yanlış yapmışsın’ demeyeceğiz. Bizim Kastamonu’da arsa üretmek gibi bir sıkıntımız yok. O güzelim Kuzeykent’i bahçesi ve bağıyla güzelleştirseydik ne güzel olurdu. Şimdi ne yaptılar görüyoruz. Müteahhitlerin de batanı gidiyor. Vatandaşın arsası gitti parası gitti. Buna şimdi nasıl çözüm bulacaksınız? Hep zor işler bize kalıyor. 31 Mart’ta Belediye’yi alınca bunları çözmeyle biz uğraşacağız.”
İŞKUR ALIMLARINA TEPKİ
“Valimizi ziyaret ettiğimizde İŞKUR’la alakalı bir konuya değinmiştim. Nüfusları birbirine çok yakın olan İnebolu’yu MHP yönetiyor, Cide Belediyesi’ni AK Parti yönetiyor. Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında İnebolu’ya 5, Cide’ye 30 işçi veriliyor. Ve yine özel sektörde de bir marketin sahibine 40 işçi veriyorsun, gazetelerde de çarşaf çarşaf resim çektiriyorsun. (İŞ-KUR İl Müdürü’nü kast ederek) Bize inat mı yapıyorsun hanımefendi? Bende sana buradan sesleniyorum; sen o 40 kişiyi verdiğin işyerinin sahibiyle resim çektiriyorsun ya, senden bir ricam var; hangi Belediye’ye ne verdin? Madem mahsuru yok bunu da açıkla. Yarından tez yok, kime ne verdiysen basında görmek istiyorum. Vatandaşlarımız bu adaletsizliği görsün. Adaletliyse başım gözüm üstüne, hiçbir sıkıntı yok. Yapmazsanız gelip kendim alıp kendim yayınlayacağım. Haksızlığa tahammülümüz yok. 3-5 fark olsun ama 25’e 5 olur mu? Neden kraldan çok kralcılık yapıyorsunuz? İnebolu’da, Ağlı’da, Bozkurt’ta yaşayan vatandaşlar Türk milletinin mensubu değiller mi? Bu devlete vergi vermiyorlar mı? 15 Temmuz’da bu insanlaryok muydu? Biz bizim insanımızı alın demiyoruz, ama adaleti tesis edeceksiniz.”
DİĞER KONUŞMACILAR
Cumartesi günü gerçekleşen toplantıda ilk konuşmayı Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Nedim Afacanyaptı.
Türkiye Kamu-Sen olarak kamu çalışanlarının sesi olmaya devam ettiklerini söyleyen Nedim Afacan, şunları söyledi:
“Önümüzde bir yerel seçim var. Bir baktık Kastamonu’ya TÜGVA gelmiş, binası olmuş, yurdu olmuş. Bir baktık ki İlim Yayma Cemiyeti yurdunu açmış, yeni binalar almış. Bir baktık Ensar Vakfı yurdunu açmış. 20 senedir Kastamonu’da MHP iktidarı döneminde Türkiye Kamu-Sen devletin bir kuruş imkanını kullanmadan sendikacılık yaptı. Biz sendikacılık yapmaya arkadaşlarımızın gönülleri ile yapmaya devam edeceğiz. Devlet memurlarının sırtında bir kambur olarak kalan 3600 ek gösterge, tüm siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yer almıştı. Öğretmenler için bir açıklama yapıldı, önümüzdeki günlerde verileceği söyleniyor. Fakat emekli olduktan sonra, hayatını huzurlu bir şekilde sürdürmek isteyenlerin 3600 ek göstergesi, 4 yıllık üniversite mezunu olan herkese verilmeli, daha düşük olan 2000 bin göstergelerinde 2800-3000 gösterge seviyesine çıkartılmalıdır. Bu konuda da siyasi partilerin genel merkezlerinden destek verilmesini istiyorum. Emeklilikte yaşa takılanlar var. Emeklilik yaşı çok yüksek. Emeklilikte yaşa takılanları memurun sırtında kambur olmaktan çıkarak siyasi partiyi de MHP olarak görüyoruz”
TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz da cumartesi günkü toplantıda Kastamonu’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Kastamonu ilimizde bir Ülkücü gelenek, bir Türk Milliyetçiliği geleneği var ve Vakfımız bu geleneğin oluşmasında çok büyük yer edinmiş durumdadır. Kastamonu’da üç Hilalli Sancağımız yıllarca dalgalanmıştır. Bu seçim Üç Hilalli Sancağın boynunun bükük kalmaması gereken bir seçim. Bu seçimi ülkücü memurun sahaya inmesi, gecesini gündüzüne katarak çalışılması gereken bir seçim olarak değerlendiriyorum. Kısacası bu seçim ülkücü memurun samimiyet sınavı olacak bir seçim. 15 Temmuz’u yaşamış bir ülkenin ve milletin milliyetçiliğini ve ülkücülüğünü yapıyoruz. Allah’ımız bir daha o günleri yaşatmasın. Çok şükür Kastamonu maneviyatı yüksek bir Evliyalar şehri. Burada Ülkücülük yapmak gerçekten yüksek vasıflar gerektirir. Her şeyden önce Allah rızası için, vatan ve millet menfaatini düşünebilecek ruh güzelliği, ruh yüceliğini yakalamak gerekiyor.Kastamonu’yu güzelleştirmek adına 1 Nisan’a kadar ben Ülkücü’yüm, ben Türk milliyetçisiyim diyen arkadaşlarımın akşam 5’te eve gitmemesi gerekiyor. Onurlu bir gelecek adına yarınlarımızı emanet edeceğimiz, çocuklarımızın başı dik yaşaması adına da mücadelemizi vereceğiz. İdeolojik hareketlerin cüssesi seçimlerde ortaya çıkar. 24 Haziran’da bizim bu cüssemizi yok etmeye kalktılar, her türlü oyunu bize yaptılar. Ama bu seçimde buna mahal vermeyeceğiz.”
Ülkü Ocakları Kastamonu İl Başkanı Yunus Abayoğlu ise dün gerçekleştirilen kahvaltı programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“24 saat boyunca davamıza ve teşkilatımıza hizmet edecek Bozkurt ve Asenalarımız, her biriniz benim gözbebeğimsiniz. Seçim atmosferi içerisinde değil sizin canınızı sıkacak saçınızın teline zarar gelmesini istemem. Her birinizin benim için de ayrı ayrı yeri var. Öğrenciler bizim geleceğimizin teminatı. Her şeyden önce okul okumalı ve ders çalışılmalıdır. Önce ailemize, mahallemize, sokağımıza, şehrimize, vatanımıza, bayrağımıza, dinimize sahip çıkacak gençler yetişmelidir. Derslerinde başarısız bir öğrenci istemiyoruz. Kutlu dergahımıza, peygamber ocağımıza boş gelip boş gidin istemiyoruz. Gençlerimiz vatanına, dinine sahip çıkan gençler olacak ki Cumhurbaşkanı, savcılar, hakimler ve doktorlar olacaksınız. Ailemizden, işimizden feragat ederek biz bu kaleyi geri alacağız. 1 Nisan sabahı Bozkurtlarımızla birlikte kaleye çıkıp 3 hilalli bayrağımızı asacağız. 1 Nisan sabahından sonra öğrencilerin eğitim, okul şartlarında rahat edebilmesi için, yurt noktasında ne yapılması gerekiyorsa gecemle ve gündüzümle, canımla kanımla, siz benim değil ben sizin emrinizde olacağım. 1 Nisan sabahından sonra her şey fark edilecek.”