Play-Off bitene kadar çalışma yapılmayacak; takas düşünmüyoruz”
ZİNTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Üster, düzenlediği basın toplantısında İsmail Dikmenli Tesisleri’nin yanında yapılacak olan inşaatla ilgili eleştirilere Bilsezer İnşaat’ın ortağı olarak yanıt verirken, KSK’yı sıkıntıya sokmamak adına Play-Off bitene kadar çalışma yapmayacaklarını açıkladı; 2017’de tapusu alınmış, vergileri ödenmiş, projesi yapılıp ruhsatı alınmış, daireleri satılmış olduğunu söylediği arsayı konakla takas gibi bir düşünceleri bulunmadığını belirtti..
Ağız ishali olanlara verecek cevabım yoktur”
Tartışma konusu inşaatın 18-20 kat değil 14 kat olduğunu söyleyenÜster, aile ve kişisel geçmişi, sanayi faaliyetleri ve Kastamonu’ya kazandırdıkları hakkında da bilgi verdiği basın toplantısında ayrıca seçim döneminden itibaren kendisine yönelik olarak “Zincirci”, “Helvacı” gibi sıfatlar kullanılarak yapılan değinmeleri ve eleştirileri de yanıtladı; “Mikrofon karşısına geçince ağız ishali olan insanlara verecek cevabım yoktur” dedi.
Kastamonu Zincir Sanayi (ZİNTAŞ) AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Üster, düzenlediği basın toplantısında İsmail Dikmenli Tesisleri’nin yanında yapılacak olan inşaatla ilgili eleştirilere Bilsezer İnşaat’ın ortağı olarak yanıt verdi. Üster, ayrıca, seçim döneminden itibaren kendisine yönelik olarak “Zincirci”, “Helvacı” gibi sıfatlar kullanılarak yapılan değinmeleri de yanıtladı.
Basın toplantısına kendisini tanıtarak başlayan Hüseyin Üster, ilk olarak ailesini ve baba mesleği olan helvacılığı anlattı. Kendisini tanımayanlar olabileceği için böyle bir bilgilendirmede bulunmak istediğini söyleyen Üster, şöyle konuştu:
“Baba tarafım Seydiler Emreler Köyü’ndendir. 1839 tarihinde Kastamonu’ya Hacı Salih Efendi diye anılan büyük dedem gelmiş ve helva ve şeker dükkanı açmış. Sonra dedem ve babam devam etmiş, şehrimizde ilk fabrikayı da 1947 yılında açmışlar. Halen Dumlupınar Caddesi üzerinde duruyor. Babam Helvacı Hacı Bey diye burasını açmıştır. Şehrimizdeki bütün helva ve şeker imalatçıları dedem ve babamın yanında yetişmişlerdir. En son Kastamonu gazetesinden Mine Özgür hanım, rahmetli Mehmet Çemek ile yaptığı söyleşide bunu ifade etmiştir. Anne tarafım ise Kazım Karabekir Paşa’nın İstiklal Harbimiz adlı kitabında bahsettiği Taşköprülü Çerkez Aziz Beyi’n kızıdır. Dedem ve babam şehrimizin çok sevilen simalarıydı. Gelelim Hüseyin Üster’e… 2. Dünya Savaşı günlerinde 1945’de doğdum. Askere geç gitsin diye 1947’de nüfusa kaydolmuşum. 1953’de ilkokula başlamışım. Sonrasında kendimizi mühendis mektebinde bularak 1971’de mühendis olarak tekrar Kastamonu’ya geldim. İlk çalışma yerim YSE teşkilatında yol mühendisi. Bir yıl çalıştıktan sonra istifa ederek müteahhitliğe başladım. Ve ‘Zincirci Amca Ankara yolunu kapattı’ dedikleri 11 bin metrekarelik fabrikayı kurdum. Ankara yolunu kapatma tarihimiz 1977-1984 aralığındadır.”
ZİNTAŞ A.Ş
1977’de yaptırdığı araştırmaların ardından Kastamonu’ya zincir fabrikası kurmaya karar verdiğini de söyleyen Hüseyin Üster, Dünya bankasından aldığı kredi ile hizmet vermeye devam eden fabrikayı açtığını ve şuanda 70 kişinin çalıştığını söyledi.
Üretimin yüzde 40’ının maden zinciri olduğunu da ifade eden Hüseyin Üster, Balkanlar dahil, Polonya’ya kadar zincir gönderdiklerini, ünlü Panama kanalının zincirlerinde de Zintaş damgasının olduğunu sözlerine ekledi.
KAZANDIRDIKLARI
Kastamonu’ya kazandırdıkları hakkında da açıklamalarda bulunan Üster, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şeyden evvel şeref duymaları lazım. Kastamonu’dan böyle bir insan çıkmış… Ve siyaseten de ilgisi olmadan, şahsi dostluklarımın dışında ben bugüne kadar geldim. Ben işime gücüme bakıyorum.
Şu anda Belediye Başkanı’nın oturduğu binayı da Belediye’ye alıveren benim. Süleyman Yücel’i arayın, sorun. Belediye binasının olduğu yerde Şeker Fabrikaları’na ait taş bir bina vardı. İçerisinde pulluk falan bulunurdu. Süleyman Bey, yeni otogar gündeme gelince orayı komple almak istedi. O tarihlerde de Şeker Fabrikası’nın o binası fonksiyon dışında, bir şey yoktu. O tarihte buraya 1 trilyon lira para ayrıldı. Belki 10 defa gitti, ‘satış yapmıyoruz’ denildi. Bir gün bana geldi, dostların var, şuraya bir el atalım dedi. Beraber Ankara’ya gittik, akşama bedavaya alıp geldik. Bunu ben bir yerde konuşmadım.
Yine Mustafa Afacan bir yazı yazdı. ‘Engelli çocuklar barakada, devlet nerede?’ diye. Canım sıkıldı. Böyle bir proje yapsak nasıl olur diye çalıştık ve ortaya 3 bin küsur metre karelik bir proje çıktı. Engellilerle ilgili bu yatırımı yaptık ve Cumhurbaşkanı’na açtırdık.
Ayrıca Tosya’ya Organize Sanayi Bölgesi yapıldı, nasıl yapıldı biliyor musunuz? O dönemki Belediye Başkanı Sait Gülabacı ve Kaymakam Aslan Yurt birlikte bana geldiler. Bir şehirdeki organizenin yüzde 75’i dolmadan ikinci bir organize sanayi yapılamaz diye hüküm var. ‘Bunu istiyoruz, bize bu konuda yardım et’ dediler. Sanayi Bakanlığı’na beraber gittik. Sanayi Bakanı, ‘Bu mümkün değil, ama madem buraya kadar geldiniz size bir heyet göndereyim, heyet bir baksın. Hakikaten Tosya’da bu yapılabilecekse -Tayyip Bey o zaman Başbakan- Başbakan’a derdinizi anlatırsınız’ dedi. Bir ay sonra imzalandı ve Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. Adını verelim dediler, hayır gerek yok dedim.”
ARSA-KONAK TAKASI…
Hüseyin Üster, gündemdeki tartışma konusu olan ‘arsa-konak takası’ hakkında ise şunları söyledi:
“Gelelim takas yolu ile alınan arsaya… 5 Ağustos 2017’de Mahir Altıkulaç,Belediye’nin reis konutu için konak aradığını, konak bulduğunu, 1 milyon 750 bin TL istendiğini, ancak bu ara bazı yatırımlarının olduğundan yalnız alamayacağını belirtip‘beraber alalım mı?’ diyerek ortaklık teklif etti. Ben bu konuşmayı el yazısı ile not defterime yazarak imzasını aldım. Konak sahiplerini tanımam, hiç bir konuşmam olmadı. Sayın Altıkulaç’ın fabrikalarının yerinin imara açılması ve un fabrikası yanındaki Anadolu Hastanesi’nin imar konuları ile ilgili devamlı belediye ile görüşmeler yapmaktaydı. Bir sıkıntı olmaması açısından 12 Ağustos 2017 tarihinde saat 11.30’da konağın ortaklarından Mühendis Hüseyin Aldı kardeşimizi arayarak, ‘Mahir Bey’e konağı satıyor musunuz? Bedeli nedir?’ diye sordum, cevaben, ‘Ağabey, dükkan daire verdi, bir miktarda para aldık, işi bitirdik’ dedi. Sonra ‘masraflar göstererek 2 milyon 250 bin TL ödendi’ dedi. Ayrıca 489 bin TL de belediyeye fark ödediğini söyledi. Bu ortaklıkla anlattığım bu bilgileri de kaleme alarak imzalattım. Bütün verdiğim bilgiler 2017 yılına aittir. Değer tespitleri Mühendisler Odası Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası ve Belediye Meclisi’nin bilgi ve kararları ile alınmıştır. Kastamonuspor hepimiz tarafından desteklenen iftihar vesilesidir. Yaptığımız yardımlar bankalardan öğrenilebilir.”
“18-20 KAT DEĞİL, 14 KATTIR”
Hüseyin Üster, İsmail Dikmenli Tesisleri’nin yanında yapılacak söz konusu inşaatla ilgili ise şunları söyledi:
“2017 yılında buranın tapusu alınmış ve hadise bitmiştir. O tarihten bugüne kadar konu gündeme gelmedi. Şu anda Kastamonuspor inşallah 1.Lig’e çıkar. Orada hemen Kastamonuspor’untesisinindibinde değil, arada 10 metre mesafe var. Şu anda inşaat alanı bir kata dört daire sığacak şekilde. Ve herkesin konuştuğu gibi 18-20 kat değil, 14 kattır. Projesi yapılmış, ruhsatı alınmış ve vergileri ödenmiştir. Kuzeykent’inSayın Muhtarı diyor ki, ‘Burada böyle bir şey olmaz.’ Muhtarlık binasından proje yerine gelinceye kadar sanırım gözü yumuk geliyor ki, oradaki 20 katlı yerleri görmüyor. Mesela çimenler gölgede kalacakmış. Kusura bakmayın, bu 20. asrın lafı değil. Böyle bir laf olabilir mi? Çimen gölgede kalacakmış diye. Kastamonuspor’un binası öyle mi kalacak? Zaman içinde belki o da kendisine bir yer bulacak, orayı satacak ve kendisine bir gelir elde edecek. Biz bugüne kadar Kastamonuspor’a yardım yapmamış bir kişi de değiliz.”
“PLAY-OFF BİTENE KADAR
İNŞAAT ÇALIŞMALARI DURDU”
İnşaat çalışmalarını Play-Off bitene kadar durdurduklarını açıklayanÜster, “Takas düşüncemiz yok. Daireler bile satıldı. Ruhsatı cebimizde olan arabaya kimse müdahale edemez. Tapusu elimizde olan arsaya kimse müdahale edemez. Ancak bunu ısıtıp ısıtıp ortaya koyanları da biliyorum. Bunu da Allah ömür verirse zaman içinde göreceğiz.”
“AĞIZ İSHALİ OLAN İNSANLARA
VERECEK CEVABIM YOKTUR.”
Hüseyin Üster, MHP İl Başkanı Yüksel Aydın ve eski milletvekili Mehmet Yıldırım’ın katıldıkları TV programlarında kendisiyle ilgili kullandıkları sözler hakkında ise şöyle dedi:
“Geçenlerde bir doktor arkadaşım ile konuşuyordum. Dedi ki doktor, mikrofon insanı ağız ishali yapar. Mikrofon karşısına geçince ağız ishali olan insanlara verecek cevabım yoktur. Başkalarının şeref ve haysiyeti ile oynayanlar, kendileri şerefsiz ve haysiyetsizdir. Biz sizlere dedelerimizden söz ediyoruz. Bu lafında nereye gideceğini herkes bilsin… ‘Ankara yolunu kapattı’ diyorlar. Bu bölgede en son aldığım tapu 1984 yılına ait. Ben burada fabrika kurmuşum, gürültülü iş yapıyorum. Kişi yanımdan yer alır, ev yaparsa ben onu neden rahatsız edeyim? Seçim dönemi konuşulan laflar değerli laflar değildir. Biz işimize gücümüze bakıyoruz.”
Erhan VEREN