Kastamonu’nun ulu dağları vardır, Anadolu’nun yüce dağı Ilgaz, dünya mirası Küre, eğitim ve öğretimin Himalaya’sı Osman Uludağ…
Kenarlarından süzülen binlerce pınar vardır; ceylanlar, karacalar, ilkokuldan liseye çocuklar.
Ulu dağdı…
Osman Uludağ.
Soy ismini envai ağaçlarının yeşil dallarından güzellik damlayan Uludağ’dan alıp almadığını bilmem ama, hayatın binbir zorluğu karşısında dağ gibi dimdik dursunlar derdiyle bir ömür harcadığıöğrencilerine adadığı kesin…
Binlerce hayata pusula oldu.
Fener oldu karanlığa…
Meşale oldu.
Matematik bilmeyen insan şakülünü ayarlayabilir mi ömrünce?..
Dimdik olabilmeyi ve kalabilmeyi öğretti Osman Uludağ.
Ve yeri geldiğinde eğilmeyi…
Üstünden hiççıkarmadığı nezaketiyle.
Matematikte dehaydı…
Kastamonu’ya matematiği sevdirdi.
Ek branşı ise hayat bilgisiydi…
İnsanları birbirine sevdirdi.
Bu yazının yazılma sebebi de aslında budur…
Örnek bir insandı.
Okulumuz öğretmeniydi ama benim dersime girmedi…
Ondan matematik öğrenmek şansım olmadı, ama adamlık öğrenmek nasip oldu.
Çok şükür…
Dualarım onunla.
Çok da tanışık olmadan üstelik…
Yürüyüşü yeter bazı insanların.
Dün ebediyete yolcu ettik…
Binlerce seveninin kalbine defnettik.
Yunus “Ölürse beden ölür, canlar ölesi değil”demiş…
İspatıdır Osman Uludağ.
Ulu dağdı…
Zirvesinde menekşeler.
Unutmayacağız…
Mekanı cennet.