CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, ülke gündeminin ilk sırasına oturan son KHK ile getirilen düzenlemelere yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi.
Bıyıklı, “Ülkemizi bir iç savaşa bile sürükleyebilecek bu kararname hiç de iyi niyetle hazırlanmış değildir” derken Şeker Kurumu’nun kaldırılmasının ise ülkemizde şeker üretimini sona erdirme amaçlı olduğunu ifade etti.
CHP İl Başkanı’nın açıklaması şöyle:
“Geçtiğimiz hafta sonu, uzun süre tartışılacak ve uygulamaları ile vahim sonuçlar doğuracak iki KHK yayınlandı. Bunlardan birisinde yer alan“resmi görevi olmasa da 15 Temmuz tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak” şeklindeki hüküm ile çok masum ve demokratik bir protesto ve hak arama eylemi bile çarpıtılarak iktidar yandaşlarının müdahalesine açık hale getirilebilecektir. Bu şekilde, en demokratik hakkını kullanmak isteyen vatandaşların karşısına bile eli sopalı hatta silahlı paramiliter güçler çıkarılabilecek; bu anlayışla Gezi protestoları sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmaillere yenileri eklenecektir. Ülkemizi bir iç savaşa bile sürükleyebilecek bu kararname hiç de iyi niyetle hazırlanmış değildir. Diğer KHK ile de Şeker Kurumu kaldırıldı. Böylece, şeker üretimi ile ilgili pancar kotalarınıntesbiti, piyasa denetimi, arz talep dengesi ve şeker ticaretine ilişkin kuralları belirleyen düzenleyici ve denetleyici bir kurul ortadan kaldırılmış oldu. Bu nedenledir ki kadro bekleyen taşeron şeker işçisi düzenlemeden çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile ülkemizde şeker üretiminin sona ereceği ve çok tartışılan nişasta bazlı şeker üretiminin ve tüketiminin üzerindeki engellerin ve kotaların kalkacağı ortaya çıkıyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ile iktidaraKHK çıkarma hakkı verildi.Darbe girişimcilerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için kullanılması gereken KHK’ların hiç ilgisi olmayan konularda kullanılması; her türlü yargı ve meclis denetimi dışında tutulmasıiktidarı, ülkeyi keyfi ve demokratik olmayan bir şekilde yönetme ve toplumsal barışı bozabilecek, cumhuriyetimizi çağdaş değerlerinden koparacak bir değişim konusunda cesaretlendirdi.Bu yönde adımlar atılmaya başlandı. Kısacası, ülkeyi KHK’larla yönetmek iktidarın hoşuna gitti. Bu anlayış, bundan sonra ülkemizin nasıl bir karanlık yola sürüklenmek istendiğinin ve 3 Kasım 2019’dan sonra nasıl yönetileceğimizin ip uçlarını veriyor.
Bu sakat anlayışın ortadan kaldırılması içinOHAL’e en kısa sürede son verilmeli ; kuvvetler ayrılığı ilkesinin gereği yürütmenin ve yasamanın her türlü tasarrufu yargı denetimine açık olmalı ve bilerek bilmeyerek mağdur edilmiş insanlarımızın hakları geri verilmelidir. Meclisi işlevsiz hale getirerek, yargının ayarları ile oynayarak bu ülkeyi yönetemezsiniz. Bilinmelidir ki keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”