Merhaba sevgili dostlarım, görgü kuralları yazılı değildir, hukuki olarak da yaptırımı yoktur ancak onlara uyum bir toplumun medeniliğini ve genel nezaket anlayışını göstermesi açısından önemlidir. Fakat bu görgü kuralları içinde maalesef hayatımızın bu denli odağında olan teknoloji ve teknolojik iletişime dair güncellenmiş kaideler yok. Gerçi bu yeni düzende kural olmaması demek eski görgü kurallarını da harfiyen uyguluyoruz anlamına gelmiyor ya neyse. Bugün size henüz çok oturmamış, oturmamış telefona dair yeni görgü kurallarından söz edeceğim.
Bir miktar internette dolandıktan sonra konu ile ilgili ne yerli ne de yabancı literatürde henüz rehber olabilecek bir kaynak göremedim. Ama dağınık fikirlerden bazılarını derledim:
ÖNCE ARAYANLAR
- Üç defadan fazla çaldırmayın.
- Bir defa ulaşamadıysanız, tekrar aramak için araya belli bir zaman koyunuz. Ancak konu sahiden önemli ve yaşamsal bir şeyse o zaman arayarak ulaşamıyorsanız muhakkak mesaj atınız.
- Eğer karşı tarafı iş için arayacaksanız muhakkak mesai saatleri içinde olmasına özen gösterin. Mesai saati dışı ve önemliyse yine konuyu açıklayan bir mesaj attın. Sonuçta karşı taraf mesai saati içinde sizin isteğinizi yapmaya karar verirse size döner. Ancak mesai saati dışında bir kişiye ulaşabiliyor olmanız ona o işi yapmayı zorunlu kılmaz.
- Bir defa aradınız ve karşı tarafın konuşma yaptığına veya meşgul olduğuna dair bildirim aldınız. O zaman ne olursa olsun karşı tarafın size dönmesini bekleyin. Eğer dönüşü sahiden (size göre değil gerçek zamana göre) geciktiyse o zaman tekrar arayıp kendinizi hatırlatabilirsiniz.
- Eğer birini ilk defa arıyorsanız ve numaranız karşı tarafta yoksa muhakkak öncesinde kendinizi tanıtan, numarayı nereden aldığınızı açıklayan ve konuşmak istediğiniz konu hakkında bilgi içeren bir mesaj atın. Ve sonuna da ne zaman uygun olacağını ve arayıp arayamayacağınızı yazın. Bir numaraya ulaşmış olmamız o numarayı canımızın istediği gibi arama hakkını vermez.
- Eğer karşı taraf sizi meşgule attıysa. İster uyarı mesajı gelsin ister gelmesin o anda sizinle konuşmak için uygun değildir demektir. Ve bekleyin veya dediğim gibi mesaj atın; “meşgulsun kolay gelsin, lütfen bana en yakın zamanda dönüş yap çünkü şu şu konular hakkında konuşmamız lazım”
- Dostlarınıza bile ya da içinde bulunduğunuz mesajlaşma gruplarına bile akla yatkın saatler içinde arama yapın ya da mesaj atın. Genel geçer kanı bunun son sınırın 22:00 olduğu yönünde. O saatten sonra sosyalleşme araması ya da sosyalleşme gönderisi atmayın. Aynı şey sabah erken saatler için de geçerli. Eğer normal mesaisi olan biri ise karşıdaki 09:00 itibari ile iletişim normaldır.
ŞİMDİ DE ARANANLAR VE GENEL BAZI FİKİRLER
- Öncelikle telefonuzda çalan ilginç zil sesini hep beraber dinlememize gerek yok. Özellikle toplu taşıma araçlarında telefonunuzun sesi ya tamamen kapalı olsun ya da çok kısık.
- Toplu taşıma araçları demişken, toplu taşıma araçlarında hiç kimse, Hatice teyzenin görümcesine ettiği lafı öğrenmeye meraklı olmadığı için özel sohbetlerinizi kalabalığın olmadığı yerde yapın. İlla ki konuşulacaksa sahiden bir ses ayarı kontrolüne sahip olun.
- Bir grupla ister sosyal ister iş olsun birlikteyken telefonunuzu açıp konuşmayın. Konuşacaksanız da 10 – 15 saniyeyi geçmesin ve tekrar yapmayın. Ha bu arada gruptan ayrı bir yerde 20 dakika konuşup grubu da bekletmeyin.
- Bir sohbette ne olursa olsun telefonunu açanlar biliyorum. Emin olun hiçbir arama karşınızdakini bekletecek kadar önemli değildir. Eğer sahiden ölüm kalımsa haberi size illa ki ulaşır ve o zaman da zaten sohbetin anlamı yoktur.
- Bir ortamda telefonunuzu masanın üstüne koymanıza gerek yok. Adı üstünde cep telefonu. Masanın üstünde kahve veya her ne ikram edildiyse o olsa yeter.
- Eğer bir kişiyi meşgule attıysanız muhakkak bir geri bildirim mesajı gönderin. Hazır şablonlar var telefonlarda, değilde de en azından “seni falanca zaman arayacağım” yazıverin.
- Telefonunuzun çalma sesi mümkün mertebe kısık olsun ve kalabalık ortamlarda muhakkak sessiz olsun.
- Telefonlarda harika uygulamalar var. Geri bildirimde bulunan, sizi kimin aradığını gösteren, açmadığınız telefonu tekrar aramanızı hatırlatan. Örneğin ben yazı yazma ile ilgili programları açtığımda telefon kendini sessize ve meşgule alıyor. Ardından da arayanları ve mesaj atanları gösteriyor bana.
Aşağı yukarı böyle dostlar. Elbette bu geçiş süreci dünya da ve biraz rötarlı olarak yurdumuzda da tamamlanacak. O zaman bu tip yazıların da anlamı kalmayacak. Ama şimdilik genel iletişim ve nezaket için işe yarar diye düşünüyorum.
Bugünlük de bu kadar. Sevgi ve muhabbetle ve sağlıcakla kalın…
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU