“Anadolu’nun vefalı şehri”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye için tarihi yol ayrımında olunduğunu belirtirken, Kastamonu’yu “Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında büyük bedeller ödemiş olan Anadolu’nun vefalı şehri” olarak tanımladı.
142 tesisin açılışı
672 milyon lira tutarındaki 142 tesis ve hizmetin toplu açılışını yapan Erdoğan, Taşköprü ve Devrekani’ye doğalgaz müjdessi verdi, alanı dolduran Kastamonululardan 16 Nisan’da anayasa değişikliklerine evet demeleri için destek istedi.
“15 Nisan’ın intikamı”
“Kastamonu bugün de 15 Temmuz’daki tavrı ve dirayeti ortaya koymaya hazır mı?” sorusunu yönelten Erdoğan, “16 Nisan yeni bir diriliştir. Buna hazır mıyız? 16 Nisan 15 Temmuz’daki direnişin neticeye ulaştırılmasıdır. Onun adeta intikamıdır” dedi,
“Gözleri hakikate kapalı”
Eleştiri oklarını CHP’ye ve Genel Başkanına yönelten Erdoğan, “Bunların gözleri, kulakları, kalpleri hakikate kapalıdır. Bunlar bir yalan makinesine binmişler gidiyorlar. Akşam yalanla yatıyorlar, sabah yalanla kalkıyorlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye için tarihi yol ayrımında olunduğunu belirtirken, Kastamonu’yu “Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında büyük bedeller ödemiş olan Anadolu’nun vefalı şehri” olarak tanımladı.
Yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış törenine katılmak üzerek dün ilimize gelen Erdoğan, Kuzeykent miting alanında, vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen törende bir konuşma yaptı.
Daha önce 11 defa Başbakan olarak geldiği Kastamonu’ya ilk kez Cumhurbaşkanı olarak gelen Erdoğan, “Sizleri en kalbi duygularımla hasret ve muhabbetle selamlıyorum. 3 yıllık bir aranın ardından yeniden Kastamonu’da olmaktan, sizlerle bir araya gelmekten, hasret gidermekten büyük memnuniyet duyuyorum. Buradan sizlerin vasıtasıyla Kastamonu’nun tüm ilçelerine mahallelerine, köylerine selamlarımı iletiyorum. Şabanı Veli’nin manevi huzurunda bir kez daha sizlerle kucaklaşmayı nasip ettiği için rabbime hamd ediyorum. Kastamonu herhangi bir şehir değildir. Kadim bir şehirdir. Bir Osmanlı şehridir. En önemlisi Türk milletinin başı ne zaman dara düşse, yüreğiyle, bileğiyle, kanıyla mücadeleye koşan Anadolu’nun vefalı şehridir. Çanakkale’ye bakın, Kastamonuluların en önde savaştıklarını, bu şehrin en çok şehit, yaralı veren şehirlerin başında geldiğini görürsünüz. Kurtuluş Savaşı’na bakın Kastamonu’nun ilk olduğunu görürsünüz. Düşman işgaline hiç uğramamış olan Kastamonu istiklal ve istikbal mücadelelerinde en büyük bedelleri ödemiş bir şehirdir. Mehmet Akif Ersoy, Nasrullah Camii’nde kürsüye çıkıp yeisi, meskeneti, tefrikayı büsbütün atalım, azme, mücadeleye, vahdete sarılalım dediğinde Kastamonu bu çağrıya koşa koşa icabet etmiştir. Akif, milletin topla tüfekle zırhla orduyla yıkılamayacağını söylüyordu. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi. Ona göre asıl tehlike milletin arasındaki rabıtanın çözülmesi. Herkesin kendi derdi ve menfaatine düşmesiydi” dedi.
“15 Nisan’ın intikamı”
Bugün Müslümanların olduğu her yerde felaketler yaşanırken, tüm gözlerin Türkiye’de olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Umutlar milletimize bağlanmıştır. İşte bunun için ülkemizi hedef alıyorlar. Onun için Türkiye’yi kıskanıyorlar. Dün yenilmez sandıkları donanmalarıyla topraklarımızı işgale gelmişlerdi. Bugün de terör örgütleriyle işbirliği yaparak ekonomiyi, diplomayı silah gibi kullanarak, aynı heveslerini ortaya döküyorlar. Mabetlerimize namahrem eli değmesin, topraklarımıza namahrem ayağı basmasın diye canından vazgeçen Kastamonu bugün de aynı tavrı ve dirayeti ortaya koymaya hazır mı? İşte bunun için diyoruz ki 16 Nisan yeni bir diriliştir. Buna hazır mıyız? İşte bunun için 16 Nisan 15 Temmuz’daki direnişin neticeye ulaştırılmasıdır. Onun adeta intikamıdır. Kastamonu 16 Nisan’da büyük Türkiye için evet mi? Güçlü Türkiye için evet mi? Müreffeh Türkiye için evet mi? İstikrarlı Türkiye için evet mi? Kastamonu bu ülkenin hangi mücadelesine omuz verdiyse, destek verdiyse oradan zaferle ayrıldık. İnşallah 16 Nisan’da ülkemizi yeni ve aydınlık bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız. 16 Nisan’da niçin sandık başına gittiğimiz biliyorsunuz. Sizler öyle hayır diyenler gibi körü körüne sandığa gitmiyoruz değil mi? Ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, bundan sonra ne olacağını bilerek tercihimizi yapıyoruz değil mi?” şeklinde konuştu.
“Türkiye için tarihi yol ayrımındayız”
“Türkiye için tarihi bir yol ayrımındayız” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şunu özellikle söylemem lazım, kimler hayır diyor. Kandil’deki teröristlerin başları hayır diyor. PKK terör örgütü hayır diyor. FETÖ’cüler hayır diyor. Şimdi buradan ben çok önemli bir noktaya geliyorum. Bunlar 15 Temmuz’da ne yaptıkları ortada değil mi? Bunlar ülkemizi bölmeye çalışmadılar mı? İşte 16 Nisan bunun hesabını sorma günüdür. Onun için çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Bu halk oylamasında Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle ilgili tercihimizi ortaya koyacağız. Ya mevcut sistemle devam edeceğiz ya cumhurbaşkanlığı sistemine geçeceğiz. Darbe yapılıp merhum Menderes idam edildi. İki dava arkadaşının idam edildiği günleri hatırlıyorsunuz değil mi? Tabi onu şu anda burada bilmeyen binlerce gencimiz var. Şimdi siz onları okuyarak hatırlıyorsunuz. Onların idamını alkışlayanlar bu gün hayır diyerek karşımızda duruyorlar. Farkın ne olduğunu hatırlayın. O günler bu sistemin ürünüydü” dedi.
“El alem uzaya çıkarken, siz Türkiye’de darbe peşindeydiniz”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefetin başı ne diyor bak; ‘El alem uzaya çıkıyor, bizimkiler ülkeyi tek adama bırakıyor’ diyor. Yahu el alem uzaya çıkarken siz Türkiye’de darbe peşindeydiniz. Ülkenin sanayileşmesinin, gelişmesinin, büyümesinin önünü siz kapattınız. El alem demokrasisini, ekonomisini büyütürken siz destekçisi olduğunuz muhtıralarınızla, krizlerinizle ülkeye ve millete bedel ödettiniz bedel. El alem uzaya çıkarken sizler benim kızlarımın kılık kıyafetiyle uğraşıyordunuz. Bunların derdi bu değil miydi? El alem uzaya gidiyor, onlar üniversitelerimizin kapısında kızlarımızı içeri sokmuyordu. İkna odalarına sokuyorlardı. Benim kendi kızlarım da gidemedi okula. Mecburen yurt dışına gönderdim. Düşünün kızlarımız bizim başörtüleriyle beraber Amerika ve İngiltere’de okuyabildi. Ama ne yazık ki kendi ülkemde okuyamadı. O ülkelerin liderleri şaşırıyordu. Yahu siz Müslüman değil misiniz? Nasıl oluyor. Bizim ülkemizde birileri var da onlar bu işi hazmedemiyor. Şimdi ne oldu devran değişti. Meydan burada başı açık başı örtülü kardeşlerim el ele ‘Evet’e yürüyorlar. El ele omuz omuza. İşte buyur. AK Parti’ye gönül veren gençlerim, MHP’ye gönül veren gençlerim el ele omuz omuza Evet’e yürüyorlar” ifadelerini kullandı.
“Akşam yalanla yatıyorlar, sabah yalanla kalkıyorlar”
“Bunların gözleri, kulakları, kalpleri hakikate kapalıdır” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bunlar bir yalan makinesine binmişler gidiyorlar. Akşam yalanla yatıyorlar, sabah yalanla kalkıyorlar. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleşince çift başlılık ortadan kalkar. Geçenlerde öyle diyor ana muhalefetin başı. Doğrusu şaşırdım. Bu soruyu okula yeni başlamış torunuma dahi sorsanız cevap verir. Çift başlılık ortadan kalkar. Torunum bile onu der. Aslında ana muhalefetin başındaki zat bir radyo programında kavga çıkar derken bir şeyi düşünmüyor. Ya kavga çıkmasın diye bunu değiştiriyoruz. Artık sadece cumhurbaşkanı olacak. Yani çift başlılık ortadan kalkar. Peki bu anayasa değişikliği ile ne yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleştiriliyor. Meselenin özü işte bu kadar basit. Ama yok bırakın bizim söylediklerimizi adam kendi söylediğini dahi dinlemiyor. Ya anlamıyor ya da anladığı halde taammüden yalan söylemeye devam ediyor. Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş. Açıkçası CHP seçmeninin böyle bir eziyete maruz kalması beni çok üzüyor. Böyle bir partinin sırtı yerden kalkar mı? Adam 7 seçim kaybetmiş yerinden kıpırdamıyor. Niye kıpırdasın ki mevcut sistem değil 7, 17 seçim de kaybetse yerinde kalmasına imkan sağlıyor. 16 Nisan’dan sonra işte bu mümkün olmayacak. Çünkü 5 yılda yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimin kaybettiğinde iki kez kaybetse onu orada tutmazlar. Sistem kendi liderlerini kendisi üretecek dinamizme sahip. O yüzden bu kadar bağırıyor. Çünkü 17 Nisan’dan sonra bu devrin dönemi kapanıyor. MHP, BBP, Saadet Partisi’ne gönül veren kardeşlerim, HDP’ye gönül veren kardeşlerim. Bak gönül veren kardeşlerim diyorum. Gelin 16 Nisan’da el ele verin bu tepedekilerin yanlışlarını bozun ve ülkemizi yeni bir aydınlık yarına hep beraber sevk edelim. İşte bu çukurcularla beraber mi yürüyeceğiz. Bu çukurcular benim Güneydoğu’daki kardeşlerime az mı cefa çektirdiler. Artık o devir kapandı” şeklinde konuştu.
“Yeni sistemle hükümet otellerde değil sandıkta kurulacak”
Cumhurbaşkanlığı Hükümeti sistemiyle ülkede koalisyonların ortadan kalkacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlarsanız geçmişte otellerde milletvekili pazarı kuranlar vardı. Hükümeti kurmak için vaatle, şantajla milletvekili istifa ettiren baronlar vardı. Yeni sistemle Türkiye artık bu rezillikleri geride bırakıyor. Yeni sistemle hükümet otellerde değil sandıkta kurulacak. Milletin yarısından bir fazlasının oyuyla Cumhurbaşkanı seçilen kişi kendi kabinesini oluşturacağı için bu utanç manzaraları bir daha yaşanmayacak. 16 Nisan’da bir başka gerçek meclisin devre dışı kalması bir kenara görevini daha etkin yapacak olmasıdır. Çıkmış birisi Cumhurbaşkanı meclisi feshedecek. Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yok. Millete yalan söylemeyin. Milletimi bu şekilde bu olaylara karşı avare gördünüz? Benim milletim uyanıktır. Cumhurbaşkanının söylediğine bakar. Yalancıların mumu yatsıya kadar yanar. Cumhurbaşkanının yetkisi yok. Kanun yapma teklifi de yok. Sadece bütçe. Kanun teklifi dahi veremez. Ya bunlar 18 maddeyi okumadan milletin huzuruna geldiler. 2001 krizini hatırlıyorsunuz. Değil mi? Ne olmuştu, dönemin Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında anayasa kitapçığı fırlatma hadisesi yaşanmıştı. Bunlar aynı zihniyetten oldukları halde bunun sonucunda ülkemiz en büyük siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşadı. Devrin başbakanı bu krizin bedelini siyaseten yok olarak ödedi. Cumhurbaşkanına hiçbir şey olmadı. Yoluna devam etti. Şu andaki ana muhalefetin başı o yok olanın devamıdır. Mevcut sisteme göre Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Süresi dolmadan yerinden kıpırdatmanız mümkün değildir. 2001 krizinin ardından cumhurbaşkanlığı seçimi de olsaydı aynı kişinin yeniden seçilmiş imkanı var mıydı? Yeni sistemde cumhurbaşkanı ile meclis arasında sorun mu çıktı. Ülkeyi felakete sürüklememek için ikisi birlikte seçime gidiyor. Meclis Cumhurbaşkanının görevini sonlandırıp kendisi devam edemiyor. Veya Cumhurbaşkanı Meclisi feshedip görevine devam etme hakkına sahip değildir. İkisi beraber millete gidecekler. Düğümü çözmek için millete gidilecek. Üstelik Cumhurbaşkanı eskisi gibi de sorumsuz değildir. Şu anda ben sorumsuzum. Yeni anayasa ile birlikte her yaptığımdan sorumlu olacağım. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimine milletin veya millet vekilleri aday gösterirse. Meclise hep soru önergelerinden, araştırma ve soruşturma komisyonlarına kadar pek çok denetim imkanı verildi. Anayasaya ve kanunlara aykırı olması zaten mümkün olmayan cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile anayasa mahkemesine başvurulabiliyor. Burada Cumhurbaşkanının tek adamlı ve sorumsuzluğu nerede? Ayıptır ya. Derdim şu milletimize bunları anlatalım. Ama şu 25 gün sizlerde anlatacaksınız. Hele hele hanımlar lütfen evlerde sohbetler yapın. Gidin eş dost ahbap, evlerde anlatın. Yalan yanlışa kurban etmeyelim 16 Nisan’ı. Bunlar utanmadan arlanmadan gece gündüz Cumhurbaşkanı meclisi feshedecek diyorlar. Cumhurbaşkanı muhtarlık ve belediyeleri kaldıracak diyorlar. Bunlara bunu anlatsak da anlamazlar. Şimdi yeni bir şey daha çıkardılar. Cumhurbaşkanı isterse bir gecede lokantaları kapatır diyecek kadar kendilerini gülünç duruma düşürdüler” dedi.
“Anayasa varsa tek adam olmaz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’de tek millet, tek bayrak var. Tek vatan var, tek devlet var. Bunların tekliği konusunda en küçük bir müsamahamız yok. Kimsenin teklik iddiası olamaz. Bizim inancımızda teklik Allah’a aittir. Bunun dışındaki şirktir” dedi.
Erdoğan, “Bir tek adam lafıdır tutturmuşlar gidiyor. Bir ülkede anayasa varsa orada tek adam olmaz. Bir ülkede demokrasi, hukuk varsa orada tek adam olmaz. Bir ülkede meclis varsa orada tek adam olmaz. En önemlisi bir ülkede milli iradeye saygı, milletin, kararlarının üstünlüğü varsa orada tek adam olmaz. Türkiye’de hamdolsun bunlar var. Yeni sistemde bunları daha da güçlendiriyoruz. Türkiye’de tek millet, tek bayrak var. Tek vatan var, tek devlet var. Bunların tekliği konusunda en küçük bir müsamahamız yok. Kimsenin teklik iddiası olamaz. Bizim inancımızda teklik Allah’a aittir. Bunun dışındaki şirktir” diye konuştu.
Deniz Baykal’a eleştiri
Din, diyanet, edep nedir bilmeyenlerin meseleyi peygamberlere kadar götürdüklerini söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden Deniz Baykal’ı eleştirirken şöyle dedi:
“Bu muhalefet partisinin bir mensubu, eskiden oranın başındaydı. Alın bunları vurun birine. Kalktı peygamberimize laf uzattı. Ertesi gün evirdi çevirdi yine bir yere oturtamadı. Yazıklar olsun. Fakat biz onların seviyesine inmeyeceğiz. Bizim muhatabımız millettir. Biz milletimize güveniyoruz. Milletimize hizmet için varız. 15 yıl bu millet için efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik dedik. Yine aynı şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz. Millete tahammülü olmayanlar, gençlere tahammülü, meclise tahammülü olmayanlar bunu anlayamazlar” şeklinde konuştu.
“18 yaş uygun değil diyorlar” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ya bu ne terbiyesizliktir. 18 yaşa evlenme ve özgürlük verirken seçilmeye gelince niye vermiyorsun? Öyle anlatıyorlar ki sanki parlamento 18 yaşındaki gençlerle dolacak. Elinize dilinize dursun. İşte son yapılan seçimde 25-30 yaş arası parlamentoya 5 vekil girdi. Şimdi de 18-25 arası bakalım kaç kişi girecek. Kendine güveniyorsan ey CHP sen de parlamentoya sok bu gençleri. Girsinler ya, öyle bir ecdadın torunuyuz ki Sultan Fatih 21 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açtı mı? Ecdadımıza layık olmanın gayreti içinde olacağız. Eğer sen 18 yaşındaki gence bu kapıları açmazsan bu evladına güvenmemenin adıdır. 19-21-22-23-24 yaşındaki gencine inanmıyorsan güvenmemenin adıdır. Ben gencime güveniyorum. İnanıyorum. Bizim bu gençlerimiz Çanakkale’de o harçlı ittifakının karşısına dikilmiş gençlerdir. Bir defa bunu hazmedemeyenler anlamayanlar kendilerine güvenmeyenlerdir. Sonra bir de zannediyorlar ki sadece erkek gençler girecek. Kızları niye unutuyorsunuz. Kızlar da girer mi? Şimdi ben gençler size diyorum ki üniversitedeki arkadaşlarınızla bunları konuşsun. Kimseyi kandırmasınlar, aldatmasınlar ve biz kız-erkek gençlerimizin parlamentoya girmesinin önünü açtık. CHP önü tıkadı. Şimdi bu oyunu 16 Nisan’da bozmaya var mıyız? Bütün gençlik burada bir olacak. Hep beraber bir olacak. İri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. 16 Nisan’da da sandıkları patlatacağız” dedi.
“Tek tipçi günlere gitmek istiyorlar”
“Sorsanız bunlar kadın haklarının en büyük savunucularıdır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar meseleye bakmadan konuyu askerliğe bağladılar. Meclis sayısının 600’a çıkararak parlamentonun temsil tabanının genişlemesine tahammül edemezler. Geçmişte senato varken, kontenjan senatörleriyle beraber sayı 619’du. Niye bunları konuşmuyorsun. Konuşamaz. Bir taraftan İnönü’yü savunup, halbuki İnönü kontenjandan geldi. Kendi geçmişinin ne olduğunu bilmeyenler gelecek hakkında bir şeyi savunamaz. Biz onların ne istediğini biliyoruz. 1940’lı yıllardaki tek parti CHP’sini istiyorlar. Açık oy gizli tasnifle laf olsun diye seçimlerin yapıldığı günleri istiyorlar. Milletin kılık ve kıyafetinden dolayı Ankara caddelerine sokulmadığı, Aşık Veysel bile kendine has kıyafetiyle o caddelere sokulmamıştır. Tek tipçi ve dayatmacı günlere gitmek istiyorlar. CHP il başkanları, vali koltuğunda oturuyordu. CHP bu ya. Bunlarda demokratlık arama. Devletin kendilerinin emrinde olduğu o günlerin hayaliyle yanıp tutuşuyor. Uyanın beyler uyanın sizin için tatlı millet için kabus olan o günler geride kaldı. 16 Nisan bu karanlık dönemin son kırıntılarının ortadan kalkacağı gündür. Bunların yalanlarının dozunu hergün artırdığını görüyoruz. Güneş balçıkla sıvanmaz. Sizin o komik yalanlarınız ortadaki hakikatleri engelleyemez” diye konuştu.
16 Nisan’da tarihi bir oyla, ülkeyi yeni bir sisteme kavuşturacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bu korkuya kapılsaydık 14 yılda kazandırdıklarımızı milletimizle buluşturamazdık. Daha delinecek çok dağ var. Ilgaz’ı deldik. Biz Ferhat’ız, Şirin burada. Ferhat dağları deler, Ilgaz’ı geçtik, Ankara-Kastamonu-Çankırı’yı birleştirdik. Biz yol açarız, onlar yol tıkar. İşte bunlar Ilgaz Dağı’nı deldiğimizde de hayır diyordu. Bunlar Bolu Dağı delinirken ona da hayır dediler. Oraya patates depoları yapalım, oraya doğalgaz depolama yapalım dediler. Biz ise deldik geçtik. Aynı şey Ilgaz, bunlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne, Fatih Sultan Köprüsüne, Yavuz Sultan Köprüsüne, Osmangazi Köprüsüne hayır dediler. Marmaray Tüneline, Avrasya Tüneline hayır dediler. Ama biz evet dedik ve bunların hepsini yaptık. Şimdi benim milletim bunlardan istifade ediyor mu? Daha kurulacak çok köprülerimiz var. İşte Çanakkale, temelini attık. 18 Mart 1915’in yıldönümünde attık. 2023’te orayı da bitireceğiz. Asya’dan Avrupa’ya o köprünün üzerinden geçeceğiz. Dünyanın bir numaralı köprüsüdür” şeklinde konuştu.
Devrekani ve Taşköprü’ye doğalgaz müjdesi
Devrekani ve Taşköprü’nün de doğalgaz olayını çözeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Enerji Bakanımdan da onun yolda bilgisini aldım. İnşallah orayı da hallediyoruz. Daha kepengi açılacak çok dükkanımız var. Gerekirse vatan için istikrar için istikbal için dökülecek çok kanımız var. Milletimize edilecek çok hizmetimiz var. 16 Nisan’da sandıkta vurulacak her evet mührü, 2023 için yola döşenmiş taş olacaktır. 2053 ve 2071 vizyonlarının şekillenmesi için atılmış birer çizgi olacaktır. Dünyanın en büyük on ekonomisinden olan Türkiye için ‘evet’ mi? Kişi başına milli geliri 25 bin dolar için evet mi? Bunlar borçlandı ve biz ödedik. 8 ay memuruna maaş ödeyemeyen bir Türkiye’yi devraldık. Ama şimdi böyle bir şey yok. Merkez Bankasının döviz rezervi 27.5 milyar dolardı, şimdi 127 milyar dolar. Her alanda lider Türkiye için evet mi? Bugün Kastamonu’da toplam yatırım bedeli 672 milyon lira olan eser ve hizmetlerin açılışını yapıyoruz. Geçtiğimiz 14 yılda Kastamonu 9.5 milyar liralık kamu yatırımıyla buluşmuştu. 400 yataklı Kastamonu Devlet Hastanesinin, 100 yataklı Devrekani Hastanesini özellikle ifade etmek istiyorum. 138 milyon liraya mal olan doğu çevre yolu, İnebolu-Kastamonu yolu, Sunta Köprülü Kavşağı önemli eserler arasında yerini alıyor. TOKİ 182 konutuyla bütün bunlarla beraber üniversitemizin 59 milyon liralık yatırımlarının da açılışını yapıyoruz. Belediyelerimiz 143 milyon liralık yatırımlar yaptılar. Tekstil alanında faaliyet gösteren özel sektör fabrikasının açılışını yapıyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın hizmetleri var. Kastamonu bütün bunlarla değişim ve dönüşüm yaşıyor” dedi.