Ana caddeler boyunca sıralı billboardları geçtiğimiz günlerde şu slogana sahip dev afişler “süsledi”: Anadiliniz İngilizce olsun!
İngilizce bilmek, günümüzde bir dünya insanı olmak için önemli avantaj, hatta şart. Birçok meslek kolunda zaten İngilizce’nin yanında hangi dilleri bildiğiniz soruluyor. Gençlerimiz İngilizce eğitim veren okullarda eğitim almak istiyorlar ve haklılar da.
Ama anadilimizi ikinci plana atmak neyin nesi oluyor?! Türkçe bu kadar kolay feda edilir mi? Bir inceleyelim bakalım.
Yeryüzündeki diller, köken ve yapı bakımından olmak üzere iki şekilde sınıflandırılmışlardır. Köken bakımından Türkçe, dünya dilleri içinde Altay dilleri arasında gösterilir. Yapılarına göre, yani tipolojik sınıflandırmaya tâbi tutulunca Türkçe, eklemeli diller grubunda yer alır.
1980’lerde UNESCO tarafından hazırlanan bir raporda, Türkçe’nin konuşucu sayısı bakımından dünyanın beşinci büyük dili olduğu açıklanmıştı.
Türkçe hakkında konuşup, yazacaksak iki ismi anmadan yapamayız: Kaşgarlı Mahmud ve Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu.
Kaşgarlı Mahmud: 25 Ocak 1072 günü yazmaya başladığı, 10 Şubat 1074 günü tamamladığı ve dört kez düzelttiği Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Türk yazı dillerinin, lehçelerinin ve ağızlarının dil özelliklerini belirleyen, söz varlığını derleyerek bir araya getirmiştir. Ne zaman? 10 asır önce. 10 asır önce kitabı yazılmış bir dilimiz var yani. Ne zamandan beri konuşulduğunu siz düşünün artık.
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu: DNA sarmalının açıklamasını en sağlam şekilde açıklayan, 60 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını çözen dünyaca ünlü kimya ve moleküler biyoloji uzmanımız. Türk Einstein’ı diye anılırdı. Aynı zamanda bir Türkçe aşığı ve savaşçısıydı.
2015 yılında yitirdiğimiz Sinanoğlu, şöyle diyordu: ‘Dilimizi inceleyen pek çok dil bilimci, yüksek perdeden seslendirmese de, bilim yapmaya en uygun dilin Türkçe olduğunun farkındadır. Çünkü matematiğe en çok benzeyen dil; bilim yapmaya en uygun dildir’.
Peki, yabancı uzmanlar Türkçe hakkında ne düşünüyor?
Johan Vandewalle (Dünyanın en iyi dilbilimcisi olarak gösterilen, 35 dil bilen Belçikalı dilbilimci):
‘Türkçe’nin en hayran olduğum yanı yapısı. Matematik dil yapısı beni büyülüyor. Satranç gibi, kuralları az ve istisnasız, ama imkânları sınırsız. Halbuki, batı dillerinde kuralların uygulanabilirliğinin her zaman bir sınırı vardır. Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu.’
MaxMüller (Ünlü İngiliz dilbilim uzmanı):
‘Bir Türkçe grameri okumak bile gerçek bir zevktir. Kiplerdeki hünerli tarz, bütün çekimlerde hâkim olan kıyasilik, şekillerde baştanbaşa görülen bir saydamlık, dilde pırıldayan insan zekâsının bu harikalı kudretini duyanları hayrete düşürmekten geri kalmaz. Bu öyle bir gramerdir ki, bir billur kovan içinde bal peteklerinin oluşunu nasıl seyredebilirsek, onda da düşüncenin iç oluşlarını öylece seyredebiliriz.’
Jean Deny (Oryantalist):
‘İnsan bu dilin yüce bir bilim akademisi müzakerelerinden çıkmış olduğu zannına düşmüş olabilir.’
- ••
Görüldüğü gibi Türkçe kolay kolay vazgeçilecek bir dil değil. Her millete de böyle dil nasip olmaz.
Bu arada, 30 Ocak 2021 tarih 31380 sayılı Resmi Gazete’de 2021 yılının, Yunus Emre ve Türkçe yılı olarak kutlanmasının kararlaştırıldığını da hatırlayalım.
İngilizce, Almanca, Rusça, Çince her dili öğrenelim, ama güzel Türkçemizi hak ettiği gibi bilelim, kullanalım.
“Ana dilimiz Türkçedir. Bu böyle biline” diyelim…
- ••
Son sözü de Ata’mız söylesin.
Şöyle diyor, Türkçe’yi bağımsızlığımızla eşit gören ve bu konuda yaptıkları ortada olan Büyük Atatürk:
“Türk milletinin dili Türkçe’dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor.”
Feza TİRYAKİ