Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, “öz Türk toprağı” olduğunu vurguladığı Karabağ’da işgalci Ermenistan’ın sivilleri de hedef alan saldırısını kınayan açıklamasında, terörist olarak nitelendirdiği bu saldırıyı Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının geri alınması için bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirtti.
Yılmaz, açıklamasında, 1921’de Türkiye’ye gelen 37 kişilik ilk Azerbaycan sefaret heyetinin Kastamonu’da ağırlandığını hatırlattı ve “Bakü Fatihi, Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa’nın hemşerileri, Milli Mücadele döneminde destanlar yazan aziz Kastamonuluların Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davasında yanında olduklarına, olacaklarına inancımız tamdır” ifadesini kullandı.
Türk Ocakları Derneği Kastamonu Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet SerhatYılmaz’ın açıklaması şöyle:
“Yüce Türk Milleti!
Bilindiği üzere emperyalist güçlerin kışkırtmaları ve himayeleriyle Ermeni terör örgütleri daha on dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’da Türklere karşı katliam eylemlerine girişmiş, harp yıllarında 1915 tehcir olayı yaşanmış, yirminci yüzyılın başlarında ise bu yöndeki girişimlerini Kafkasya’da, Azerbaycan topraklarında sürdürmüşlerdir. Gerek Birinci Dünya Savaşı yıllarında, gerekse bu savaşın ardından yaşanan çalkantılı dönemde Ermeni çeteleri Doğu Anadolu’da ve Azerbaycan’da sivil halka karşı toplu kıyımlar yapmışlardır. Cumhuriyet döneminde de, 1973-1985 yılları arasında Ermeni terör örgütü Türk diplomatlara, onların ailelerine ve diğer vatandaşlarımıza karşı terör eylemleri gerçekleştirmiştir.
1988 yılından itibaren Ermenistan yönetimi ve Ermeni terör örgütleri Azerbaycan’ın Hankendi merkez olmak üzere Şuşa, Ağdere, Hocavend ve Hocalı yerleşim birimlerinden oluşan Dağlık Karabağ vilayeti ve etrafındaki bölgelerde, ayrıca Ermenistan-Azerbaycan sınır hattı boyunca saldırılar gerçekleştirmiş, Karabağ bölgesine 1991 yılından itibaren haksız bir şekilde işgal hareketi başlatarak, bölgeye teksif ederek büyük çoğunluğu sivil halktan oluşan on binlerce Azerbaycan Türkünü katletmiş, yüzbinlerce insanı ise kendi ata yurtlarından zorla sürmüş, çeşitli savaş suçları işlemişlerdir. 1992 yılının 25-26 Şubat tarihlerinde Ermeni işgal güçlerinin saldırıları sonucunda Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ vilayetinde bulunan Hocalı şehri yerle bir edilmiş, şehir halkı ise topyekûn bir şekilde katliama uğramıştır. Daha sonra Şuşa, Laçin, Hocavend işgal edilmiş ve bu işgaller sırasında bini aşkın şehit verilmiştir. 1993 yılında ise Kelebecer, Ağdere, Ağdam, Cebrail, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan işgal edilmiş burada Türkler yeni katliamlarla karşı karşıya kalmışlardır.
Bölgesel güçlerin, emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan Ermenistan, uluslararası hukuku çiğneyerek ateşkesin ilan edildiği 1994 yılına gelinceye kadar Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal etmiştir. Birleşik Milletler tarafından Azerbaycan’ın işgal edilmiş olan topraklarından Ermeni ordusunun çekilmesini ve işgale son verilmesini talep eden dört karar almasına rağmen aradan geçen 26-27 yıl içinde Ermenistan bu kararları yerine getirmemiş, işgali sürdürmüş ve bu süre zarfında pek çok kez ateşkesi ihlal ederek Azerbaycanlı sivillere ateş açmış, onları katletmiştir. 1992 yılında kurulmuş olan AGİT Minsk grubu aradan geçen 28 yıllık süre zarfında sorunun çözümü yönünde hiçbir ilerleme kaydetmemiş, ABD-Rusya-Fransa üçlüsü tarafından öne sürülen bazı çözüm önerileri ise Ermenistan tarafından reddedilmişlerdir.
İşgali sonlandırmayan ve hiçbir çözüm önerisine sıcak bakmayan Ermenistan yönetimi yeni topraklar işgal etmek amacıyla 2016 yılının Nisan ayında Karabağ’da, 2020 yılının Temmuz ayında ise Tovuz’da Azerbaycan’a karşı yeni saldırılar düzenlemiş, sivil yerleşim birimlerini hedef almış, fakat bu girişimlerin her ikisi Azerbaycan ordusu tarafından geri püskürtülmüştür.
“Karabağ öz Türk toprağıdır”
Nihayet, 27 Eylül 2020 tarihinde sabah saatlerinden başlayarak Ermenistan ordusu yeni bir saldırıda bulunmuş, Azerbaycan topraklarına yönelik bu saldırıda sadece askerî unsurlar değil siviller de hedef alınmıştır. Terter’inGapanlı, Ağdam’ın Çıraklı ve Orta Garvand, Fuzuli’nin Alhanlı ve Şükürbeyli, Cebrayıl’ın Çocuk Mercanlı köylerinde yoğun bombardıman yaşanmış, Naftalan ilçesine bağlı Kaşaltı köyünde tamamı aynı aileden beş sivil hayatını kaybetmiş, on dokuz sivil de yaralanmıştır.Ermenistan’ıngerçekleştirdiğibu menfur, teröristsaldırısebebiylekınıyor, bu saldırının Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının geri alınması için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
“Artık bıçak kemiğe dayandı.”
Bunun üzerine Azerbaycan Cumhuriyeti yönetimi tarafından işgalin sonlandırılması için talimat verilmiş, kahraman Azerbaycan ordusu cepheye yakın bölgelerde yaşayan sivil halkın güvenliğini sağlamak için elzem olan askerî harekâtı başlatmıştır. Ermenistan ordusu, bölgede görev yapan Türk gazetecileri de hedef almış, Kapanlı köyü yakınında çekim yapan Anadolu Ajansı ve TRT ekibi saldırıdan son anda kurtulmuştur. Kahraman Azerbaycan ordusu, hak ve had bilmezlere haddini bildirmeye vermeye devam etmektedir. Dağlık Karabağ’ın korsan Cumhurbaşkanından feryat ve figanlar yükselmektedir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin operasyonları sonucunda Karabağ’ın kuzeyinde ve güneyinde çok sayıda önemli mevziler ve yerleşim birimleri Ermeni işgalinden kurtarılmıştır. Hâlâ sürmekte olan bu harekâtın, Azerbaycan’ın kesin zaferiyle sonuçlanacağına inancımız tamdır. Karabağ meselesinin tek çözüm yolunun, Ermeni işgal güçlerinin Azerbaycan topraklarından tamamen çekilmesi ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin uluslararası düzeyde kabul görmüş olan devlet sınırlarının ve toprak bütünlüğünün Ermenistan tarafından tanınması olduğu kanaatindeyiz.
Bu meselenin çözümü için gerek Sovyet sonrası kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu gerekse Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde girişimler olduysa da Ermenistan asla çözüme yanaşmadı. Eş başkanlıklarını Rusya, Fransa ve ABD’nin üstlendiği Minsk Grubu, 1992’den bugüne havanda su dövmektedir. Rusya, Ermenistan’ı silahlandırmada çok önemli rol oynamıştır. İran ve Rusya, stratejik çıkarları açısından işgalci Ermenistan’ın yanında yer almış, Ermenistan’ın eski Cumhurbaşkanı SerjSarkisyan, 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a elli bin tondan fazla silah ve teçhizat gönderdiğini açıklanıştır.
“Türkiye ve Türk Milleti Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yanındadır.”
Türkiye ve Türk Milleti, bu meselede, hem tarihî hem de uluslararası hukuk bakımından haklı olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yanında yer almıştır ve almaya da devam edecektir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve devletimizin yetkilileri son gelişmelerde de bu tavrımızı açıkça bir kez daha ortaya koymuşlardır. Ayrıca TBMM’deki dört parti grubunun müştereken yayımladıkları destek açıklaması da takdire değer ve memnuniyet vericidir.
Son saldırılarda, kendisine layık görülen maşa rolünü sorgusuz sualsiz kabul eden Ermenistan, kendi halkının da bölgedeki diğer bütün halkların da barış ve huzurunu bozan tavrını gözden kaçırmaya çalışmakta, Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı suçlamaktadır. Bizzat eski Cumhurbaşkanları, Hocalı’da yaptıkları soykırımla ilgili açıklamasında sivillerin bilinçli bir şekilde hedef alındığını açıklamıştı. Bugün de haksız yere işgal edilen Azerbaycan topraklarındaki mevzilerinden cephe hattındaki sivil yerleşimlere saldırmakta beis görmeyen bu korsan devlete haddi bildirilmektedir ve bildirileceğine inanıyoruz.
Türk Ocakları Kastamonu Şubesi olarak Türk devletlerini Azerbaycan’ın yanında yer almaya çağırıyoruz. Memnuniyetle belirtmeliyiz ki kısa bir süre önce, Türk Keneşi Genel Sekreteri Bağdat Amrayev, bu meselede Azerbaycan’ın yanında olunduğu mesajını verdi. Çünkü bizlerdost ve müttefik ülkeler olmanın ötesinde kardeşiz. Bugün, 3 Ekim tarihi Türk Keneşi’nin (Türk Konseyi) kuruluşunun 11. Yıldönümüdür. Bu vesile ile Türk Dünyası Günü’nü kutluyoruz ve Türk Dünyasındaki kardeşlerimizin gözünün Azerbaycan’a yöneldiğini, Karabağ’a odaklandığını görüyoruz.
“Kastamonu yüz yıl önce Azerbaycan Türklüğünün yanındaydı, yine yanındadır.”
7-9 Ekim 1921 tarihlerinde Türkiye’ye gelen 37 kişilik ilk Azerbaycan sefaret heyetini dönemin zor şartları altında üç gün İnebolu’da, Küre’de, Seydiler’de Kastamonu’da karşılayan, misafir edip ağırlayan, Bakü Fatihi, Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşanın hemşehrileri, Milli Mücadele döneminde destanlar yazan aziz Kastamonuluların Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davasında yanında olduklarına, olacaklarına inancımız tamdır. Türk Milleti Azerbaycan Türklüğünün derdiyle hemhal olmaktan asla vazgeçmez ve vazgeçmeyecektir. Bilakis içinde bunduğumuz şartlar Azerbaycan Türklüğü ve Azerbaycan’ın Karabağ konusundaki haklı duruşunda Türkiye’de vatandaşlarımızın bu konudaki duyarlılığını daha da artırmış ve artıracaktır. Azerbaycan’ın haklı mücadelesinde kesin sonucu, zaferi bekliyoruz. Yaşasın Türk Devletlerinin dayanışması, var olsun can Azerbaycan.
KamuoyunaveyüceTürkmilletinesaygıyladuyururuz. ”