TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda, konfederasyonun vergi konusundaki taleplerini kitlesel düzeyde kamuoyunun gündemine taşımak için 81 ilde imza kampanyası başlatıldı.
Yol-İş Sendikası 1Nolu Şube Başkanı Mehmet Çelik ve Yol İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Sadık Düzgün, Türk-İş’in basın açıklamasını üyeleri ve kamuoyuyla paylaştı.
Yol-İş üyeleri, Karayolları bahçesi ve İl Özel İdaresi Sosyal Tesislerindeki toplantıların başında ve sonunda “Vergide Adalet Sağlansın” başlıklı kampanya kapsamında bu taleplerini dile getiren dilekçelere imza koydular.
Mehmet Çelik
Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü’nün nizamiye girişinde çalışanlara hitap eden Yol-İş 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Çelik, “Yıllardan beri sendikalar olarak, her 3 konfederasyon, çalışanların üzerindeki vergi yükünün azaltılması, en azından asgari ücretteki verginin kapsam dışı bırakılmasını talep ediyor. Bugünlerde mecliste bütçe görüşmeleri yapılmakta. Ancak yine çalışan siz değerli arkadaşlarımızın, hepimizin üzerindeki bu vergi adaletsizliği ile ilgili hiçbir tasarı yok. Tasarıyı gündeme almak için, Türk-İş tarafından hazırlanan tasarı taslağı da bizim mecliste gündeme alınmıyor. Bu bakımdan bugün buradayız. 15 bölge müdürlüğünün 35’in üzerinde iş yeri var. Bu 35 iş yerinde de bugün bu tebliğler okunuyor. İmzalar toplanıyor. Vergi adaletsizliğinin TBMM gündemine alınması için bu imzalar atılmıştır. Cuma günü Türkiye genelinde bir bütün olarak bu imzaları TBMM’ye taşıyacağız. Bugün emekçiler, acımasız ve adaletsiz vergi yükünü protesto etmek için, adaletsiz vergi politikalarının emekçilerin lehine yeniden düzenlenmesi, sosyal devlet ilkesine göre belirlenmesi için buradayız” diye konuştu.
Türk-İş’in basın bildirisi
Başkanlar Mehmet Çelik ve Sadık Düzgün’ün kendi üyelerine ayrı ayrı okudukları Türk-İş’in basın bildirisinde şu ifadeler yer aldı:
“Bugün, emekçiler üzerinde acımasız vergi yükünü protesto etmek, adaletsiz vergi politikalarının emekçiler lehine yeniden düzenlenmesini, ve sosyal hukuk devleti ilkelerine göre belirlenmesini, talep etmek için buradayız.
Anayasamızın “vergi ödevi” başlıklı 73’üncü maddesinde “Herkes , kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” ifadesi yer almaktadır. Bu düzenlemeden amaçlanan, herkesin kamu harcamalarını finanse etmek üzere vergi ödemekle yükümlülüğü olduğu ancak bu ödemenin herkesin mali gücüne göre olması gerektiğidir.
Ülkemizde gelir vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu ücret geliri elde edenlerden oluşturuyor. Ücretli çalışanlar üzerinde hem doğrudan gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin ağır yükü bulunuyor. Kamu ve özel sektörde çalışan memur ve işçinin gelir vergileri kaynağından kesinti yapılarak ödeniyor. Ücretlerimizden kesilen vergiler, Gelir Vergisi hâsılatının önemli bir kısmını oluşturuyor. Bugün ülkemizde uygulanan vergi politikaları nedeniyle işçiler üzerinde ağır bir vergi baskısı bulunuyor. İşçini eline geçen net ücret, vergi kesintileri nedeniyle,
Yılbaşına göre geçen sürede giderek geriliyor. Ücretli çalışanların net ücreti, bir yandan enflasyon nedeniyle satın alma gücünü kaybetmesiyle, diğer yandan artan vergi oranı nedeniyle azalıyor. Ortalama aylık brüt ücreti 4.500 TL olan bir işçi ocak ayında 3.409 TL. net ücret alırken haziran ayında net ücreti 191 TL daha azalarak 3.218 TL’ye düşüyor. Temmuz ayında ücreti yüzde 4 oranında artsa bile, yılsonu 349 TL eksilerek 3.060 TL’ye geriliyor.
Bu vergi düzeni adil değildir. Hakka ve hukuka uygun değildir. Anayasanın ilgili maddesiyle bağdaşmayan bu anlayış sürdürülebilir değildir. TBMM’ye sunulan vergi düzeninde yeni değişiklikleri içeren yasa teklifi emekçilerin beklentilerini karşılamıyor, vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmıyor.Ülkemizin içinde bulunduğu ve sosyal beklentilere cevap getirmiyor.
Bu teklifte ve çalışanların 2005 yılında yüzde 15-20-25-30-35 olan gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranı,2006 yılından bu yana yüzde 15-20-27-35 olarak uygulanıyor.
Yetmiyor,2005 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 13,5 katı iken, günümüzde 7 kat olarak hesaplanıyor.Çalışanlar her yıl daha fazla vergi ödemek zorunda kalıyor.Bütün taleplere rağmen gelir vergisi tarifesi ücretliler lehine iyileştirilmiyor.Bu uygulama sosyal adaletle bağdaşmıyor.Oysa dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin beklentisi, çağdaş ve adil bir vergi sisteminin oluşturulmasıdır.Türkiye’de uygulanmakta olan tüm vergi kanunlarında öncelik,“Vergi adaleti” sağlanması olmalıdır.Bu yönde atılan adımlar konfederasyonumuz tarafından olumlu karşılanacaktır.Ancak doğrudan ve dolaylı vergilerin en büyük ödeyicisi olan işçileri, ,şveren ile aynı oranda vergilendirmek haksızlıktır, adaletsizliktir.
Türkiye’de vergi alanında yapılacak bir “reform” ancak ücretliler aleyhine var olan bu adaletsiz yapının değiştirilmesiyle mümkün olacaktır.TÜRK-İŞ olarak ücret kazançları bakımından, asgari ücretten alınan verginin kaldırılması temel talebimizi tekrarlamak isteriz.”En az geçim indirimi” uygulamasıyla da, belirlenecek tutarın üzerinde bir gelir elde edilmesi sonrasında vergilendirmenin başlaması sağlanmalıdır.Öncelikle emek üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve verginin geniş kitlelere adil bir şekilde yansımasının sağlanması gerekmektedir.
O nedenle, gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir.Talebimiz ve beklentimiz,vergide sağlanacak düzenlemelerin, ücretli çalışanlar aleyhine olan haksız ve adaletsiz durumu ortadan kaldırması ve emekçilerin lehine iyileştirme yapılmasıdır.Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak gelir ve servet elde edenler,Topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemeleri sağlanmalıdır.İdeal bir vergi sistemi sosyal devlet ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde olmalıdır.Ekonomide sağlanan değeri daha adaletli paylaşılması ancak bu şekilde mümkün olur.
TÜRK-İŞ olarak, bu adaletsiz vergi düzeninin değiştirilmesini, emekçilerin vergi yükü altında ezilmesine son verilmesini talep ediyoruz.”
Cengiz MUHZİROĞLU