TÜRKAV 9. Tarih ve Kültür Gecesi
Geceye konuşmacı olarak katılan Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Tombuloğlu, özellikle ortak alfabe kullanımının Türk Dünyasındaki birçok sorunun çözümünde etkili olacağını, ortak tarih oluşturulmasının kardeşliği pekiştireceğini ifade etti.
Türk Devletleri Teşkilatının ilerde daha güçlü ve etkili hale geleceğini belirten Tombuloğlu, Zengezur koridorunun açılmasının Türkiye ve Türkistan arasında kara ulaşımını hızlandıracağını ve Turan’a giden yoldaki engellerin zamanla ortadan kalkmasıyla dünyada söz sahibi bir Türk Dünyası göreceklerini söyledi.
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Kastamonu Şubesi’nin “Türk Dünyası’nın 2023 Vizyonu” konu başlığıyla düzenlediği 9. Tarih ve Kültür Gecesi yapıldı.
Programa Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Galip Vidinlioğlu, MHP il Başkanı Emin Çınar, Ülkü Ocakları il Başkanı Fatih Yiğit, Kamu-Sen Başkanı Nedim Afacan ve Kamu-Sen’e bağlı sendika başkanları, Şeyh Şabanı Veli Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Çifçi, Kutlu Bilgi Derneği Başkanı Ahmet Emiralioğlu, Kastamonu Üniversitesinden öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Kamil Çonkor
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program Halife Sultan Camii İmam Hatibi Kamil Gezer’in Kur’an kıraatıyla devam etti. Daha sonra selamlama konuşması için kürsüye gelen TÜRKAV Şube Başkanı Kamil Çonkor, katılımcılara teşekkür ettikten sonra Türk Dünyası’nda yaşanan gelişmelere değinerek şunları söyledi:
“Bilindiği üzere 90’lı yıllar, soğuk savaşın sona erdiği ve Türk tarihi açısından ata yurttaki milyonlarca Türk evladının kanlarıyla yoğurduğu topraklarında makûs talihlerini yendikleri, iki buçuk asırdır gönüllerinde söndürmedikleri özgürlük ateşini yeniden yaktıkları bir tarih olarak belleklere kazındı.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ve yeni devletlerin ortaya çıkması, şüphesiz sadece Türk tarihi açısından değil dünya tarihi açısından da önemli bir olaydı.
Yaşanan bu olayın diğer önemli tarafı ise Rahmetli Başbuğumuzun 1944 yılında müthiş bir öngörüyle işaret ettiği gelişmeler olmasıydı. Başta biz ülkücüler olmak üzere Türkiye’deki ve dünyadaki soydaşlarımız tarifi imkânsız bir heyecan yaşadı. Çünkü Tarih Türkeş’i haklı çıkarmıştı.
Ufuk ötesini gören Merhum Türkeş Bey’in tespitleri bununla da sınırlı değildi. Türk Milliyetçiliğinin fikir babası Ziya Gökalp’in: “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan.” diyerek gösterdiği nihai hedefi de, peşinen işaret ediyordu. Üstelik hazırlıklı olmak gerektiğinin de ısrarla altını çiziyordu.
Yaşanan gelişmeler neticesinde 90’lı yıllarda Türkiye’de siyasi söylemler değişmeye başladı. İktidarı elinde bulunduran siyasiler başta olmak üzere neredeyse tüm yetkililer Türk Dünyası kavramını kullanıyor, mümkün olduğu kadar bu uğurda devlet siyaseti geliştirmeye çalışıyorlardı.
Çünkü soydaşlarımız siyasi özgürlüklerine kavuşmuş olsalar da ekonomik ve kültürel anlamda hala özgür sayılmıyordu. Emperyalist güçler doğrudan ya da dolaylı olarak baskılarını devam ettiriyordu.
Dolayısıyla dünyanın her yerindeki Türkler bir şekilde ya zulüm ve işkenceye maruz kalıyor, ya da örtülü veya açıktan baskı altında tutulmaya çalışılıyordu. Gelişmeleri, güçlenmeleri ve birleşmeleri engelleniyordu.
Kastamonu TÜRKAV olarak 2012 yılında Türk Dünyasının güncel sorunlarına dikkat çekmek ve Kastamonu halkını aydınlatmak amacıyla, alanında uzman kıymetli akademisyenlerimizi konuk ettiğimiz Tarih ve Kültür Gecesi program serilerine başlayarak faaliyet alanımızı genişlettik.
2012 yılından 2019 yılına kadar sırasıyla, 1. Ateş Çemberindeki Türk Dünyası, 2. Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri, 3. Ülküde Birlik Ülkede Dirlik, 4. Türk-İslam Medeniyetinin Yeniden İnşasında Maturidilik, 5. Musul: Bin Yıllık Türk Yurdu, Kimler Tuzak Kurdu, 6. İşid Sonrası Orta Doğu ve Türkiye, 7. Türk Devlet Geleneği, 8. Güney Türklüğü ve Orta Doğudaki Gelişmeler konularını işledik.
Covid 19 salgını sebebiyle iki yıl ara verdiğimiz programımıza bu akşam kaldığımız yerden devam ediyoruz. Konu başlığımız ise kavramsal popülerlik kazanmış ve bu gün artık gerçek manasına kavuşmak üzere olan 9. Türk Dünyasının 2023 Vizyonu’dur. Zira aradan geçen zaman Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölgesinde ve dünyada hatırı sayılır bir konuma getirmiştir. Türkiye artık dizayn edilen değil dizayn eden, istikrarlı, güçlü ve büyük bir ülke haline gelmiştir.
Nitekim 2023’e doğru giderken her geçen gün büyüyen ve iddiası artan Türkiye, sadece çevresindeki gündemle değil, ana vatan Orta Asya’dan, yavru vatan Kıbrıs’a, mavi vatandan gönderinde ay yıldızın dalgalandığı Turan’a kadar dünyanın hemen her köşesinde yaşanan gelişmelerin belirleyicisi konumuna gelmiştir.
Ülkemizin Milli Güvenliği ve Lider Ülke Türkiye idealine ulaşması için önüne çıkan engelleri aşarak yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürülen pençe operasyonlarında mücadele eden kahraman Mehmetçiğimize Rabbimden güç kuvvet; bu uğurda gözlerini kırpmadan şehadet şerbetini içen vatan evlatlarımıza, er kişilere Cenab-ı Allah’tan rahmet, kahraman gazilerimize sağlık ve afiyet, Yüce Türk Milletine baş sağlığı diliyorum.
Tarihte daha önce eşine rastlanmayan İlk Türk Kadın Mitingi’ni Kastamonu’da yaparak Müslüman Türk kadınının sesini dünya kamuoyunda duyurmuştur. İşte bu mübarek, muhterem ve asil Kastamonulu kadınlarımızı, analarımızı ve bacılarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyor, hürmet ve saygıyla ellerinden öpüyorum. Ruhları şâd olsun.”
Çonkor’un, geceye katılanlara ve katkıda bulunanlara teşekkürle noktaladığı konuşmasının ardından Kastamonu Ülkü Ocakları üniversite biriminden Adem Torun tarafından “Yele Yazdım Ülkümü” adlı şiir okundu.
DOÇ. DR. TUBA TOMBULOĞLU
Daha sonra programın konferans bölümüne geçildi ve kürsüye Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Tombuloğlu çıktı. Tombuloğlu konuşmasında şu konulara değindi:
“Türk Dünyasına Orta Asya yerine Türkistan denilmelidir. Türkistan toprakları Rusya’nın eliyle bölünüp parçalanmıştır.
Türk Dünyası 3 başlıkta alınabilir: 1. Balkanlar2. Rusya’dan bağımsızlık kazanan ülkeler
- Çin işgalindeki Doğu Türkistan.
Rusya ve İngiltere yeraltı kaynaklarını bölüşmek için Türkistan coğrafyasına yaklaştı.
Türkiye ise 30 yıl boyunca milli ve dini bağları sebebiyle kollarını açmış Türk Dünyasını bekledi.
Ahmet Yesevi ve Manas Üniversitelerinin faaliyetleri sebebiyle Türkiye ile Kazakistan ve Kırgızistan ilişkileri diğer Türk Cumhuriyetlerine göre daha çok gelişmiştir.
*Özbekistan’da 1.5 yıl kaldım, Türküm diyeni duymadım. Biz Turan hayali kuruyoruz ama onların böyle bir hayali yok. Türk’ü ve Türkiye’yi dizilerden öğrendikleri kadar biliyorlar. Eğitim ve kültür alanında daha çok gayrete ihtiyaç var.
Bir Millet, Yedi Devlet… Bugün Karabağın işgalden kurtuluşu ve Türk Devletleri Teşkilatının faaliyetleri sonucunda bir millet 2 devletten değil bir millet 7 devletten bahsediyoruz.
Türk Devletleri Teşkilatının 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesini ortaya koyması ve Türkmenistan dışındaki 7 ülkenin buna imza koyması çok önemlidir.
Bir Kuşak Bir Yol Çinin başlattığı modern İpek yolu projesi kazan-kazan anlayışıyla Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik olarak güçlenmesini ve bağımsız olarak yaşamalarını sağlayacaktır.
Türk Dünyasının Çözüm Bekleyen Sorunları:
1-Ortak Alfabe ve dil Meselesi Türk dünyasının ortak alfabe ve yazı dilini kullanması gerekir. 2- Ortak Türk Tarihi Meselesi, 3-Fergana Vadisi Sorunu: Özbekistan-Kırgızistan,Kırgızistan – Tacikistan Hattındaki Sınır Sorunları, 4- Doğu Türkistan’daki Çin İşgali.”
Özellikle ortak alfabe kullanımının Türk Dünyasındaki birçok sorunun çözümünde etkili olacağını ifade eden Tombuloğlu, ortak tarih oluşturulmasının kardeşliği pekiştireceğini ifade etti.
Türk Devletleri Teşkilatının ilerde daha güçlü ve etkili hale geleceğini, Zengezur koridorunun açılmasının Türkiye ve Türkistan arasında kara ulaşımını hızlandıracağını ve Turan’a giden yoldaki engellerin zamanla ortadan kalkmasıyla dünyada söz sahibi bir Türk Dünyası göreceklerini ifade etti.
Program plaket ve armağan takdimi ile sona erdi. CM