Covid-19 pandemisi günlük açıklanan verilere göre azalış trendine girdi.Her ne kadar aşılar hakkında aşı olun veya olmayın, vakalar düzgün açıklanıyor veya açıklanmıyor, bu salgın bitecek veya bitmeyecek gibi psikolojimizi daha da bozan görsel ve yazılı basında çeşitli kesimlerden değişik spekülasyonlar olsa da umudumuz biran önce bu işten kurtulmak ve eski günlerimize geri dönebilmek.
Biz artık bittiğini umut ederek ve umutla seyahat edilebilecek günlerin geldiğini kabul ederek yazılarımızı yazalım.
İnsanları seyahat etmeye iten sebeplerin başında yeni yerler keşfetmek, yeni lezzetler ile buluşmak, değişik insanlar ile tanışmak gelir.
Bir yere insanların turist olarak gelebilmesi için o yörenin tarihinin, kültürünün ve doğasının yanı sıra o şehrin bir hikâyesinin ve efsanelerinin de olması gerekir ki, Kastamonu bütüncül olarak tüm bunlara fazlası ile sahip bir ildir.
Özellikle, “Kastamonu’nun Somut Olmayan Kültürel Mirası Projesi” kapsamında Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan ve “Kastamonu Efsaneleri” olarak basımı yapılan efsanelerin anlatıldığı kitap bu şehir için çok değerlidir. Uzun araştırmalar sonucu elde edilen bilgileri toparlayan ve bu kitabı yazanlar ise Doç. Dr. Canan Tanrısever, Dr. Öğrt. Üyesi Hüseyin Pamukçu, Öğr. Gör. Ömer Saraç, Kitabın Editörlüğünü ise Dr. Öğrt. Üyesi İrfan Mısırlı yapmıştır. (Ünvanlar kitaptan alınmıştır, bu tarihte değişiklikler olabilir.)
Doğa tamam, kültür tamam, tarih tamam, hikâye tamam, efsaneler tamam, sıra geldi tanıtıma ve bu sayede insanları turist olarak şehrimize gelmeye ikna etmeye.
Hadi iknada ettik yeterli mi? İşte burada biraz durmak gerekiyor.
İstediğiniz kadar tanıtımlar yapın, yazılı ve görsel medyada reklamınızı yapın, fuarlar düzenleyin, fuarlara katılıp bir şeyler ikram ederken standınızı doldurun, çeşitli seyahat acentelerinin yetkililerini şehrinizde misafir edin, “geleceğiz, turist getireceğiz” diye sözler alın, bu işlerin turizm adına şehrimize bir getirisi olmayacak, bir yerde tıkanıp kalınacaktır.
Mutlaka bütün bunların ikincil derecede büyük etkisi olacaktır, ancak esas mesele insanın kendi yaşadığı şehri tanımasıdır, tarihini, kültürünü özümsemesidir. Mahallesini sokaklarını iyi bilmesidir.
Misafirperverlik konusunda söyleyecek çok fazla sözümüz yok, ancak kendi şehrimizi tanıma noktasında alt liglerde top koşturuyoruz.Bu şehirde yaşayıp Vedat Tek Kültür Merkezine bile bir kez olsun gitmemiş olan o kadar çok insan var ki, üstelik ücretsiz gezebildikleri halde.
Gitmeden, görmeden, anlamadan nasıl anlatılabilir ki?
Turizm nedir? Turizm ne için yapılır? Turizmin yöreye katkıları nelerdir? Turizm ekonomimizi nasıl etkiler? gibi soruların cevaplarını tüm bireylere hakkınca aktarabilir ve anlatabilirsek bu işi başarabiliriz, yoksa akıntıya karşı kürek çeker dururuz ve kendimiz çalar kendimiz oynarız.
Turizmden pay alan tüm işletmeler ve kişiler son dönemde ekonomik-psikolojik bir sıkıntı içine girdiler bu travmayı çabuk atlatmanın tek yolu turizm için şimdiden hazır hale gelebilmek ve eski günlere dönebilmek, herkes özellikle kafeler ve restoranlar Haziran ayına kitlenmiş durumdalar.
Turizm konusunda halkımızı bilinçlendirmek ise turizm ile ilgili müdürlüklerin görevleri arasındadır.
Bu müdürlüklerin görevleri arasında birçok maddenin yanı sıra şu iki maddede yer almaktadır:
“Kültür hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesiyle ilgili araştırma ve planlama yapmak, kültür ve turizm alanlarında konferans, sergi, panel, kurs vb. etkinlikler düzenlemek.
İl’de kültür ve turizm bilincinin geliştirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak. Bu amaçla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, meslek ve sivil toplum örgütleri, özel sektör ve üniversitelerle işbirliği sağlamak, kalkınma planları ve yıllık programları da dikkate alarak bölgenin turizm imkânlarını değerlendirmek, kamu kurum ve kuruluşları ile sektör personelinin kültür ve turizm konularında eğitilmesini planlamak ve gerçekleştirmek.”
Özünde bu iki madde, Müdürlükler, Kültür ve Turizm alanlarında konferans, kurs düzenler, sektör personelini turizm konusunda eğitilmesinin planlamasını yapar diyor.
Bizde farklı bir şey demiyoruz.Dediğimiz sadece ilgili ve bilgili kişilerin sıcacık koltuklarından biraz kalkıp sadece bildikleri bir iki işletme haricinde turizm faaliyetinde bulunan tüm işletmeleri ve hatta tedarikçilerini ziyaret etmeleri.
Hadi bir kez daha yazayım.Yöre halkını turizm adına bilinçlendirip işin içine almaz isek yüksek miktarda turisti ancak rüyalarımızda, bir de verdiğimiz beyanatlarımızda görürüz.
Bülend Çadırcıoğlu