İşte yine soğuklar geliyor. Zaten gözümüzü kapatıp açıncaya kadar daha ne olduğunu anlayamadan sıcaklar geldi ve gidiyor.
Ekonomik açıdan sıkıntıda olduğumuz, hayat pahalılığı karşısında kemerlerimizi devamlı sıktığımız şu günlerde işletmeleri, esnafı yine zor günler bekliyor.
Bu kış zarar etmektense kapatmaya düşünen konaklama tesisleri ve turizme bağlı diğer işletmeler az sayıda değil gibi gözüküyor.
Elektrik, doğalgaz, işçi ücretleri, sigorta, vergi, kira ve diğer giderler herkesin belini biraz daha büküyor, gelir getirici olarak gördüğümüz turizm istenilen seviyeye bir türlü gelemiyor.
Gelecek olan turistleri sayı olarak hayal dünyasında yaşayanlar ise onların eğlence mekanları olmasını istemelerini bir türlü kavrayamıyorlar,
Her sene kayıpla atlatılan turizm sezonunu yine gelecek yıllara bırakarak bir parmak bal ile umutlarımıza aslında umutsuzluk katıyorlar.
Çok uzağa gitmeyin, Beypazarı’nı bir ziyaret edin; gündüzleri gezen turistlerin akşamları nasıl eğlendiğini görürsünüz.
Bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından birisi olma yolundaki turizm, yanlış uygulanan politikalar yüzünden istenilen seviyelere bir türlü gelemiyor.
Turist tatlı dil, güler yüz ilgi ister de bunları görebilmesi için öncelikle yöreye gelmesi, konaklaması, gezmesi gerekir. Konaklamalı turist geldi, gerçekten gezilmesi gereken görülmesi gereken çok güzel yerlerimiz var, gezdi; peki akşam oldu? Nereye gidecek? Örneğin bir Nasrullah Meydanında, Belediye Caddesinde geç saatlere kadar dolaşıp bir yerlerde oturup bir şeyler yiyip içebileceği bir yerler var mı? Gezemez, zira şehrin bazı önemli noktaları belli saatten sonra korku filmi platosu gibi oluyor.
“Bu sene turist bereketi olacak, gönlünüz ferah olsun” demekle ticaret dönmüyor, borçlar ödenmiyor, yapılan yatırımların karşılığı geri gelmiyor.
“Bu çeşit yerler için asayişi sağlamak gerekir, bizim yöremiz bunu kaldıramaz” demek ise vizyonu dar olan insanlar için geçerlidir. Her şeyin bir çaresi vardır, yeter ki ufkunuz geniş ve düşünceniz çözüm odaklı olsun.
İnsanların tüketim alışkanlıklarının değişmesine paralel tatil anlayışları ve beklentileri de artık değişiyor. UNESCO’nun araştırmasına göre kültür turizminden eğlence turizmine doğru yöneliş her geçen yıl artıyormuş.
Eğlence turizmini sadece barlar, discolar olarak da ele alamayız; örneğin biraz araştırdığımızda eğlence turizminin önemli bir öğesi tematik parklar olarak gösteriliyor. Dünyanın birçok bölgesinde farklı konular içeren tematik parklar inşa ediliyor ve milyonlarca insan sadece bunları görmek için ailece seyahat ediyor diye açıklamaları bulabilirsiniz.
Tematik parklar maliyet olarak fazla olabilir ancak şehrin kalbinde yer alan ve belki de çürümeye terk edilen görüntü kirliliği oluşturan teleferik direkleri ile karşılaştırdığımızda acaba demekten de kendimizi alamıyoruz.
Yören tarihi ve kültürel açıdan ne kadar zengin olursa olsun, gelecek insanlara eğlenmeleri, ailece vakit geçirmeleri konusunda bir şeyler sunamazsan sadece turisti açıklanan sayılarla hayal dünyamızda bekler dururuz.
Yoksa her şeyi bir kenara bırakıp, “Yağmur duası gibi bir turist duası da var mıdır acaba?” diye düşünmemiz mi gerekiyor.
Bir sezon daha beklentilerden uzak bir şekilde geldi geçti, darısı iyi olarak seneye.
Bülend Çadırcıoğlu
Bülend Çadırcıoğlu