Kastamonu ile İstanbul arasındaki Ekim seferlerine tırpan attı THY, belli ki havaalanımıza dair “kış” tarifesine geçti, haftada “4” gün ile idare edeceğiz…
Alışkınız.
Senelerdir aynı senaryo nitekim…
Kış sezonunda zorlu iklim koşulları gerekçesi ile ikram edilen sayının da altına düşüleceği aşikar.
Bugün yarın bir iki itiraz yükselir muhalefet partilerinden…
Durulur ardından deniz, yeniden “çarşaf” haline döner, buna da alıştık.
Devreye girmeleri için “hatırlı” hemşerilerimize sefer görev emri çıkarılır…
Laf ile peynir gemisi ne kadar yürürse o kadar.
“Plansız, hedefsiz, beklentisiz” ise il…
THY ne yapsın?
Havaalanımızı diri tutmak namına ev ödevine çalışan oldu mu?…
Sınav sonucu meydanda.
(Havaalanından söz açılmışken…
Kıyas namına güzel bir örnek karşıma çıktı.
Sözcü gazetesindeki 30 Eylül tarihli yazısında “Balıkesir” ve “Çanakkale” havaalanlarının işlerlik durumlarını dile getirdi Saygı Öztürk…
“Balıkesir havaalanına yıllardır uçak inmiyor. Edremit’te bulunan Kocaseyit Havaalanı’ndan Ankara’ya gidip gelmek ise tam anlamıyla eziyete dönüştü. Komşu il Çanakkale’ye her gün Ankara’dan uçak gelmesi, hatta uçağın bir gece kentte bulunması…” şeklinde devam ediyor yazı.
Çanakkale ile Balıkesir havaalanları arasındaki bu orantısız durum “siyasi güce” yorulmuş…
Ancak sebep bambaşka.
Cevabı Çanakkale Milletvekili Bülent Turan vermiş Öztürk’e…
Şahinbey Belediyesi’nin 100 bine yakın genci şehitliğe getirdiğini, belediye ile THY arasında anlaşmanın devam ettiğini, sefer sürekliliğinin bu anlaşmanın gereği olduğunu izah etmiş.
Demek ki proje varsa sefer varmış…
Kastamonu’nun Şahinbey Belediyesi’nden ve dolayısıyla Çanakkale ilinden alacağı dersler var.
Not: Çanakkale’ye şehitlik ziyaretlerine akın var…
Kastamonu Belediyesi de hemşerilerimizi otobüs otobüs Çanakkale’ye taşıyor, iyi de yapıyor, ecdada vefa.
Çanakkale’nin tarihimizdeki kıymeti tartışılmaz…
Kıyas da kabul etmez.
Kastamonu’nun da “İstiklal Yolu” var…
Kurtuluş Savaşı’nın “can kapısı” İnebolu’su var.
Yılda üç beş günlük periyot haricinde, ki o da tarihsel bağlamının berisinde “sportif” eylemin dışına çıkamıyor, bu şanlı destanı dört başı mamur yaşatabileceğimiz bir bakış açımız olmadı…
“Kurtuluş Savaşı’ndaki Kastamonu” tarihini anlatabileceğimiz, iliklerinde hissettirebileceğimiz, gelenleri bir başka kafa ve yürek ile evlerine yolcu edebileceğimiz fikrimiz yok.
Çanakkale örneği ortada…
İl için bugün farklı alanlarda can suyu olmayı sürdürüyor.
Nerden nereye geldik?…
Uçak seferlerinde haftada 4 gün iyidir.
MUSTAFA AFACAN