İlimizin “meşhur” Tosya pirinci göz göre göre kaybolma tehlikesi ile burun buruna, pirinç tarımı için gerekli olan “su” yıllar yılıdır Tosyalı çeltik üreticilerinin emrine amade edilemedi çünkü…
Kaç köy pirinç ekmiyor artık, gençler gurbete göçüyor.
Vilayetimizin en can alıcı mevzularından biri olduğunu düşündüğüm için, fırsat oldukça bu hafta Tosya pirinci üzerine yazılar kaleme almaya çalışacağım…
Tosya’da pirinç üretiminin bitmemesine yönelik kıymetli fikirleri ile katkı verecekler olursa, şimdiden başım gözüm üstüne.
Filmi 10 yıl geri sararak başlayalım…
Vereceğim birkaç örnek ile Tosya pirincini göz göre göre nasıl bitirme noktasına getirdiğimizi bu sayede izah etmeye çalışacağım.
19 ağustos 2006 tarihinde, dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 9. Kültür ve Pirinç Festivali’nin açılışına katılmak üzere Tosya’ya geldi…
Eker, festival açılışında yaptığı konuşmada, pirincin başkenti olan Tosya’yı ve Kastamonu’yu hükümet olarak destekleyeceklerini, pirincini marka haline getirmiş bir ilçe olduğunu belirttiği Tosya’da pirinç ve çeltik üretiminin bölgedeki gelişmelere paralel olarak her geçen gün daha ileriye gideceğini belirtti.
2011 yılında, bu kez, aralarında iktidar milletvekilinden ilçe başkanlarına, Tosya’nın nerdeyse yekun sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yer aldığı kalabalık bir heyet Ankara’ya giderek dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’i makamında ziyaret etti…
Ziyaretin biricik sebebi, Tosya ilçesindeki çiftçilerin sorunlarını iletmekti.
Tosyalılar, ilçedeki çiftçilerin en büyük sorununun “Su” olduğunu, konu pirinç olduğu için, mahsulün susuz yetişmeyeceğini, bu nedenle çiftçilerin mağdur durumda olduğunu, öyle ki, ilçenin markası olan “Tosya pirinci”nin bu ana sebepten dolayı neredeyse yok olma durumunda olduğunu tane tane anlattılar…
İyi hazırlanmıştı Tosya heyeti, devam ettiler, su kıtlığı yanı sıra küresel ısınma, ekim alanlarının küçük ve parçalı olması nedeniyle de epey sıkıntı içinde olduklarını bi güzel naklettiler.
Lafı “Kızlaryolu” barajına getirdiler…
“Ne yazıktır ki yıllardır yatırım programlarında sadece adı olan ‘Kızlar Yolu Barajı’ projesinin bir türlü hayata geçirilmemiş olması yani çiftçimizin sudan yoksun olması çiftçilerimizin buğday ve pancar ekimine yönelmesine sebebiyet vermiştir” dediler.
Dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker heyetimizi dinledikten sonra Türkiye’de pirinç üretimini 350 bin tondan 500 bin tona çıkarttıklarını, Türkiye’nin yıllık pirinç tüketiminin ise 550 bin ton civarında olduğunu, neticede pirinç üretiminde ülke olarak kendi kendine yeter bir hale gelindiğini anlattı…
“Tosyalı çiftçilerimizin isteklerini dinledim bu taleplerini ne kısa sürede yerine getirmeye çalışacağız” dedi.
2016’ya girdik…
Ortada ne Kızlaryolu barajı var ne de birkaç köy dışında yapılan arazi toplulaştırması var.
Geçtiğimiz günlerde barajlardan sorumlu DSİ’nin üst düzey bürokratları ile birlikte Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ilimize geldi mi geldi…
Bakan Eroğlu’ndan Kızlaryolu Barajı talep edildi mi peki?
Tosyalı çeltik üreticileri ile görüştüm, Kızlaryolu barajı için “20 yıldır bekliyoruz” diyorlar ve devam ediyorlar, “Bugün programa alınca 10 sene sonra biter”…
10 seneye de kim öle kim kala?