T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı himayesinde Halk Bankası’nın katkısıyla hayata geçirilen “Eskimeyen Reçeteler ve Ritüeller” projesinin duraklarından biri de ilimiz oldu…
Kastamonu mutfak kültürü adına son derece gurur ve moral verici bir durum bu.
Projenin önceki ayakları “Şanlıurfa, Hatay, Kapadokya, Elazığ, Kars ve Ordu” illerinde yapılmıştı, 7’nci istasyon Kastamonu oldu, 7 bölgeyi kapsayan projeye dahil olmanın ilimize en büyük getirisi katacağı “motivasyon” olacak kuşkusuz…
“Farkındalık” namına “talih kuşu” bir bakıma.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan ilhamını alan proje, Kastamonu’nun damadı Nurettin Nebati’nin başında olduğu bakanlık uhdesinde yürütülüyor, Kastamonulu hemşerimiz Bayan Nebati’nin bizzat ilgilenmesi ise ayrı bir “rüzgar” ilimiz namına…
Gastronomide dolayısıyla turizmde koşu ritmimizi artırmak için böylesi bir şans bir daha ne zaman kapımızı çalar?
Türk mutfak kültürünün dünya çapında bir marka halini alması ve bu sayede yerel ekonomilerin canlandırılması hedefleniyor…
Anne reçeteleri toplanarak gastronomi mirası oluşturulacak, ata tohumlarından zengin bir tohum bankası kurulacak, sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye personeli yetiştirmek için gastronomi liseleri kurulacak.
İllerde yapılan toplantılardan beklenen bir fayda da ilki Şanlıurfa Göbeklitepe’de kurulacak gastronomi liselerinin fikri altyapısını da oluşturmak…
Aynı zamanda, farkındalığı artırmak ve sektörel işbirliğini geliştirmek de hedefleniyor, bu amaçla sektörün tüm paydaşları bir araya getiriliyor toplantılarda.
Projenin “Kastamonu” toplantısı dün sabah Dedeman Otel’de düzenlendi…
Merve Dinçkol’un açılış sunumu ile başlayan toplantıda, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Tuncay ve Kastamonu Valisi Avni Çakır’ın konuşmalarının ardından deneyimli gastronomi yazarı Ebru Erke’nin moderatörlüğünü yaptığı panele geçildi.
Ünlü şef İsmet Saz, akademisyen Berker Çiftçi ve kültür araştırmacısı İbrahim Canpulat gastronomi üzerinde fikirlerini paylaştılar…
Kastamonu namına çıkarılacak “püf noktalar” çoktu.
Projenin nihai amaçlarından biri olan “gastronomi liselerinin kurulması” konusunun üzerinde dikkatle durmamız gerekiyor…
Zaman içinde ülke sathına yayılacağı ifade ediliyor.
Vaktiyle Osmanlı sarayının vazgeçilmez aşçılarını barındıran, mutfak kültüründe geçmişten geleceğe bir köprü kurmayı başaran, kalkınma araçları arasında turizmde gastronomiyi başköşeye yerleştiren Kastamonu’nun “gastronomi” lisesi için bastırması şart…
Hazır “Eskimeyen Reçeteler ve Ritüeller” projesi kapsamına da alınmışken fırsat bu fırsat.
Ekonomi alanında kalkınmak ve sosyal alanda gelişmek için “gastronomi lisesi” istiyoruz…
Ses verelim.
Not:
Kastamonu’da “miras” sağlam…
Bir tarafından doğanın bahşettiği gıda çeşitliliği, diğer yandan envai medeniyetten arta kalan mutfak kültürünün toplamı, iç içe geçtiğinde bugünkü bakiyeyi veriyor.
Evvel zaman vatandaşın hanesinde pişen kimi ilgilendirirdi…
Bugün adı “gastronomi turizmi” oldu.
“Gastronomi” alanı sadece turizmle de sınırlı değil, “yerel lezzetler” diye bir kavram oluştu, “coğrafi işaret” ile altyapısı güçlendi, yetiştiği bölgeden ürün tüketmek isteyen epey bir cüzdanı kabarık kesim oluştu…
Elverir bir ekonomi
“Gastronomi” mevzusunu dikkate alalım…
Kalkınma ve gelişmenin ana güzergahlarından biri haline geldi.
MUSTAFA AFACAN