Şehrimizde düzenlenen Tarihi Kentler Birliği (TKB) Bölge Toplantısı’nın kapanış ve değerlendirme bölümünde konuşan TKB Genel Sekreteri Sezer Cihan, Kastamonu’nun ölçeğinden büyük bir isme sahip olduğunu kaydederek, daha etkin olmasını bekledikleri söyledi…
Hem kıymetimizi ortaya seren hem de eksiğimizi gediğine koyan bir tespit.
17 ilçemiz ile TKB üyesiyiz…
“Abana, Araç, Doğanyurt, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Daday, Devrekani, İnebolu, Hanönü, Kastamonu, Küre, Pınarbaşı, Taşköprü, Tosya, Şenpazar”.
Böylesi bir katılım “nadir”…
TKB’nin gözbebeğiyiz.
Ne oranda etkiniz ama?…
Unvanımızın hakkını veriyor muyuz?
TKB Genel Sekreteri Sezer Cihan da tam bu ayrıntıya parmak bastı konuşmasında…
“Kastamonu Belediyesi hariç, 16 belediye TKB üyesi. Biz, Kastamonu ve Batı Karadeniz’in daha etkin olmasını istiyoruz. Ancak buna giden bir süreç var; TKB’nin koruma, kullanma, restorasyon ve fonksiyon verme başlıklarındaki eğitimlerine ilgili birimlerden uzmanların mutlaka katılması gerekiyor.
Katılımın 400’ün altına düşmediği, 200’e yakın belediye başkanının izlediği TKB Bölge Toplantıları ve yanı sıra, restorasyon ve koruma alanında yaptığı çalışmalarla rol model olabilecek kentlerde düzenlediğimiz seminerler dahil olmak üzere; Tarihi Kentler Birliği her yıl 6 toplantı gerçekleştiriyor. Bu toplantılar saha gezilerini içeriyor. Hissetmek önemli.
Kastamonu’nun ismi, ölçeğinden büyük. Bu kuşkusuz ki kentin kültürüyle, doğasıyla, koruma çalışmalarıyla, özgün mimarisiyle gündemde olmayı başarmasından kaynaklanıyor. Kastamonu, yıllardır korumanın içinde yer almış bir kent. Dolayısıyla rol model kentlerimizden biri. Belediye Başkanı ve Vali’mizin de desteğiyle Kastamonu gündemde olmaya devam edecektir.”
Cihan’ın her cümlesi “davet”…
Her harfi “destek”.
TKB ve ÇEKÜL Vakfı nezdinde ilimizin yerinin apayrı olduğunu anlatmaya gerek yok…
Son 20 yıldır Kastamonu, bu iki kuruluş ile “hemhal”.
Karşılıklı alınıp verilen “heyecan”…
“Vefa, emek, ortak akıl”.
Daveti ve desteği “ıskalamayalım”…
“Daha etkin” olalım.
Not: Kış mevsiminin gelmesiyle soluduğumuz havanın kalitesi alarm vermeye başladı yine…
Yerleşim yeri olarak zaten dezavantajlı olan şehrimiz, kışın bir başka “riskli”.
“Kirlilik” ile “sis” arasında yerine göre göz gözü görmeyen bir dehliz…
Akciğer hastalıklarına “davet”.
Önceki gün hava kalite indeksimiz “105” idi…
“Hassas” demek oluyor bu.
Dün elini artırdı…
“114” oldu sabah saatlerinde “kirlilik”.
Hava kirliliğimiz yabancı para ve değerli madenlerde yarışıyor adeta…
“Enflasyon”.
Belediye meclisinde de gündeme geldi hava kirliliği…
Alenen önümüzde duran bir sorun.
Elimiz belimizde seyredecek miyiz?…
Lokal tedbirler için çaba mı harcayacağız?
MUSTAFA AFACAN