Tosya’nın Türkiye çapında üne kavuşan “Tiridine Bandım”, diğer adıyla “Aşağıdan Geliyor Türkmen Koyunu” türküsü ve oyunuyla ilgili rivayetlerin çokluğu değerini, önemini düşürmüyor, tersine artırıyor. Halk biliminde halk kültürü ürünleriyle özellikle de türkülerle ilgili genel kanaat şöyledir: Bir halk kültürü unsuru, ürünüyle ilgili ne kadar çok rivayet, çeşitleme, sahiplenme varsa, bu husus onun güzelliğini, değerini ve eskiliğini gösterir.
Geçen yazımızda; Tosyalı Hakkı Berber’in, derlediği “Amanın Fazlı’m” türküsüne “Tiridine Bandım” nakarat/bağlantı bölümünü ekleyip verdiği şiirin İsmail Okur Naiboğlu tarafından bestelendiği, Muzaffer Sarısözen başkanlığındaki Ankara Devlet Konservatuvarı ekibinn 1948 Kastamonu derlemeleri sırasında türküyü İsmail Okur’dan derleyip TRT THM Repertuvarına aldığı rivayeti üzerinde durulmuş, beste türkü olduğuna şüpheyle baktığımızı belirtmiştik.
Yıllar önce Tosya dergisinde okuduğumu hatırladığım diğer rivayetleri, Tosyalı halk bilimci Tuğba Karabüber vasıtasıyla temin ederek, bu yazımızda okuyucularımıza sunmuş olacağız.
Tosya dergisinde Sabri Civlez imzalı Halk Oyunlarımız başlıklı yazıda (C 3, S 9, Haziran 1992, s.22) türkünün sözlerinin doğuşuyla ilgili şu açıklama yapılmıştır:
“Oyun hakkında iki rivayet vardır. Birisinde, bir sohbet esnasında iki âşık arasında yarışma şeklinde busözler meydana çıkmıştır. İkinci rivayet ise şudur: Eskiden Tosya halkı ticaret maksadıyla sürekli olarak Saz Dağı’nı aşarak Çankırı tarafında “Öteyüz” denilen yöreye (Ilgaz’a) giderlermiş. Ekonomik ilişkilerin yanında bu bölgeyle sosyal ilişkilerde de gelişme görülür. Bu yüzden oyunda, Karadeniz Bölgesinden ziyade İç Anadolu Bölgesinin etkisi görülür. Rivayetimiz şöyle: Âşığın biri Öteyüz’e giderken Fazlı isminde bir çobanla karşılaşır. Çoban orada sığır otlatmaktadır. Âşığı elinde saz ile görmüştür. Kendisinin de yalnızlıktan canı sıkılmıştır. Âşığı yanına çağırır. Kendisine bir şeyler çalmasını ister. Âşık pekâlâ der fakat aklına çalacak birşey gelmez. Tam o esnada âşık, vatandaşın birisinin öküzleriyle beraber çift sürmeye gittiğini görür. Bundan esinlenerek;
Sabahleyin erken çifte giderken
Öküzüm torbadan düşmüş gördün mü
Amanın Fazlı’m
der. Daha sonra sığırların içersindeki mandaya gözü takılır.
Manda yuva yapmış söğüt dalına
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?
Amanın Fazlı’m
der. Dönüşte bir sohbet esnasında âşık bu durumu dile getirir. Halk arasında hikâye şeklinde söylenir. Tosya Musiki Cemiyetinin kurulmasından sonra Hakkı Berber bu sözleri toplayarak bir araya getirir. İsmail Okur bestesini yapar. Mustafa Başefe (Aksak) Türk folklorumuza kazandırır. O günden beri hep çalınır, söylenir, oynanır.”
Ahmet Yaşar Zengin, DüğünleriyleMânileriyle Kastamonu kitabında (İstanbul 2008, s.238), Tosya dergisinden naklen bu bilgileri tekrarlamış, türkünün sözlerini vermiştir. Tosya dergisinde son bent şu şekildedir:
Aşağı da pınar güzellerin yoludur (aman aman)
Tosya da kuşağı ince belin gülüdür, amanın yandım.
Nakarat (Tiridine bandım)
Kastamonulu halk bilimci Ata Erdoğdu, Kastamonu Folkloru kitabıyla, “2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu” dolayısıyla yayımlanan Kastamonu Kültürü kitabında (C I, Kastamonu 2018, s. 77 ) iki âşık arasındaki yarışmanın 1920’li yıllarda yapıldığını ve atışmada söylenecek sözlerin gerçekle ilgisinin olmaması gerektiği yönünde şart koşulduğunu yazmıştır.
İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Sanatçı Öğretim Görevlisi Araçlı İrfan Kurt, ilk okuyuşta gerçeğe aykırı, saçma görülen türkü sözlerinin aslında Kastamonu ağzında anlamının var olduğunu belirten bir makale yayımlamıştır: “Halk Kültüründe Hiciv ve Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına Gerçeği” (Musîki Dergisi Net).
İrfan Kurt, bu yazısında bir rivayet daha ortaya atıyor: “Bu türkü, ozanların bey aleyhine söz söylemelerinin yasaklandığı bir ortamda doğuyor. Ozana, bir eğlencede türkü söyleme emrivakisi yapılmış, önüne de kuru ekmeklerden oluşan bir yemek (tirit) konmuş. Ozan yapılan haksızlığı, ince zekâsı ve hiciv yeteneğiyle dile getirmiş.”
Bursa Eğitim Enstitüsünden öğretmenim, MEB MFE’deki müdürüm Kastamonulu THM derleyicisi ve sanatçısı Hüseyin Avni Özbenli’yle Kastamonu türküleriyle ilgili bir sohbetimizde şöyle dediğini çok iyi hatırlıyoruz. Süleyman Şenel’e de anlatmıştık. “Tiridine Bandım, eski bir türküdür. Perde denilen Kastamonu oturaklarında da söylenir, oynanırdı. Sözleri müstehcen anlam taşır.” Bu rivayet de Hocamız H.AvniÖzbenli’den.
Biz bu rivayetlerin hangisinin doğru olduğunu tartışacak değiliz. Ortadaki hakikat bizce şudur: Tosya’nın eski türkülerinden “Amanın Fazlı’m” Hakkı Berber ve İsmail Okur tarafından gözden geçirilip daha estetik hâle getirilmiş, oyunu da Mustafa Başefe (Aksak) tarafından düzenlenmiştir. Bu tür düzenlemeler pek çok halk oyunu için geçerlidir.
Bilgi bizden değerlendirme bilim adamlarından olsun!..
NAİL TAN