Terör olayları hepimizi üzüyor. Yıllardır binlerce insanımızın canı yandı, ocaklar söndü. Şehit cenazelerinde gördüğümüz manzaralar yüreklerimizi yakıyor. Bu ne zaman bitecek? Ülkemizin bir bölgesi adeta savaş alanı gibi. Bazı yerlerde sokağa çıkılamıyor; okullar kapalı, eğitim aksıyor. Gözü dönmüş teröristler şehirleri cephaneliğe çevirmiş. Belediyeler seyirci, hatta teşvikçi; yollar kazılmış, patlayıcılar yerleştirilmiş.
Güvenlik güçlerimizin işi çok zor. Hangi evden ne çıkacağı, yolun neresinde patlayıcı olduğu belli değil. Sivil halka zarar vermemek için çok dikkat gösteriyorlar. Buna rağmen haksız yere eleştiriliyor. Silahların konuştuğu ortamda iş yapmak kolay mı? Neticede can pazarı, bir kör kurşun hayatı bitiriyor. Onlar da insan; geride ana, baba, eş ve çocukları var. Eleştirmek yerine var gücümüzle destekleyelim; ‘Allah güç, kuvvet versin, canlarını korusun’ diye dualar edelim. Bir an önce arama, tarama işlerini bitirsinler.
Bölge halkı terörden bıkmış, onların da canı yanıyor. Buna rağmen örgütün destekçileri var. Önemli olan sessiz çoğunluk. Geçen sabah televizyon seyrederken bir sokaktaki manzara çok ilginçti. Küçük bir kız, güvenlik güçlerine çay ikram ediyordu. Benzer fotoğraf gazetede de vardı. Kendilerini koruyan insanları düşünmek, bir bardak sıcak çayı onlarla paylaşabilmektir önemli olan. Bölge insanının hamiyet duygularını yansıtıyor bunlar. Günlerdir evinden çıkamayan yaşlı kadın, askere nasıl da dua ediyordu. Terörün peşine takılıp gidenler olsa da gerçek vatandaş işte budur, sayıları da diğerlerinden çoktur.
Artık hiç şüphe yok; terör örgütleri bazı ülkelere taşeronluk yapıyor. Yeni moda, ‘vekâlet savaşı’ yaşanıyor, dünyada. Terör küreselleşti. İş dönüp dolaşıp ‘benim teröristim daha iyidir’ noktasına geliyor. Ulusal sınırlar içinde en zayıf devlet bile her çeşit terörün üstesinden gelir. Ne var ki, örgütler başka devletler tarafından destekleniyorsa işler pek zorlaşır. Orta Doğu merkezli çok sayıda terör örgütü var. Bazılarını bölge ülkeleri besliyor. Emperyalist devletlerin desteklediği örgütler de çok. Bu kadar silah ve parayı nerden buluyorlar?
ABD’nin başlattığı Körfez savaşıyla Orta Doğu bataklığa döndü. Bu da yetmedi; Arap Baharı denilen yutturmaca kâbusa dönüştü. Hani demokrasi geliyordu, hani insan hakları güçlenecekti? ABD yetmezmiş gibi şimdi de Rusya geldi, Suriye’ye yerleşti. Sanki birbirlerine nazire yapıyorlar. Kim bilir, aralarında gizli anlaşma da olabilir. Bundan sonra Orta Doğu’nun işi çok zorlaştı. Hele mezhep eksenli bölünmeler, çok daha tehlikeli noktalara doğru gidiyor. Bu nedenle Türkiye ile İran, sonra da Arabistan ve Mısır gibi bölge ülkeleri çok hassas hareket etmeli.
Büyük devletler terörün arkasından çekilmeli. Ateş onları da yakıyor. 11 Eylül ABD toplumunu korkuttu; mantar tabancası patlasa akılları başlarından gidiyor. Fransa son bir yılda çok ciddi olaylar yaşadı, şimdi sokakları asker bekliyor. Yarın sıra diğer başkentlere de gelecek. Bölücü örgütler yıllardır Almanya’da cirit atıyor, engelleyen oldu mu? Almanya bugün Irak’ta boş mu duruyor?
IŞİD geçen hafta İstanbul’da eylem yaptı, Alman turistler öldü, çok üzüldük. Ailelerine başsağlığı, yaralılara şifa diliyoruz. Almanya teröre karşı müsamahanın hesabını verebilecek mi? Başkalarına sessiz kalanlar, sıranın kendilerine geleceğini unutmasın. ABD ve Rusya öncülüğünde Soğuk Savaş dönemini yaşadık, şimdi de terör örgütleri aracılığıyla yeni bir dünya savaşının içindeyiz. Önde yine ABD ve Rusya var; diğerleri de arkadan geliyor. Yakın zamanda bu terör biter mi? Hiç sanmam. IŞİD’e on sene, yirmi sene ömür biçiliyor. Demek ki daha çok kullanacaklar.
Sultanahmet olayında sadece bize değil Almanya’ya da mesaj var. En çok turist oradan geliyor; şimdi onu engellemek lazım. Almanya IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon güçleri arasında.
Terör İslam coğrafyasında yoğunlaştı; Tunus’tan Afganistan’a kadar. Müslümanlar bunu sorgulamalı, acep sebep ne? Demokrasisi, parlamentosu, özgür basını olmayan ülkeler bunu nasıl yapacak? Çeşitli adlar altında her gün kamplaşıp duruyorlar. Bunu kendi iradeleriyle yaptıklarını da hiç sanmayalım. Bazıları ABD’nin; İran, Irak ve Suriye gibileri de Rusya’nın şemsiyesi altında savaşıyor. Teröre karşı ortak tavır alınmalı ama vaziyet hiç de öyle gözükmüyor. Bunca insan ölmüş, ocaklar sönmüş; çocuklar aç, perişan, hasta, yoksul. Evler yıkılmış; aş yok, iş yok, hepsinden önemlisi gelecekten ümit yok. Dünya kılını kıpırdatmıyor, seyirci; belki de memnun. Yıllar önce “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” diyen şair haksız mıydı?
Sultanahmet olayı ile ilgi şunu da hatırlatalım. Turizm mevsimi başlıyor. Yurt dışından en fazla turist Almanya ve Rusya’dan geliyor. Geçen yıl bazı istenmeyen olaylar yaşadık. Hangi ülkeden gelirse gelsin, ülkemize ayak basan turist misafirimizdir. Onlar Türkiye’ye güvenerek geliyor. Canları, malları, ırzları her şeyleri bize emanet. Bu güveni asla sarsmayalım; hele şimdi daha dikkatli olalım. Dost görünenler bile Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyor.