Lise kayıtları başladı, sınav akabinde istediği nitelikli liseyi tutturma başarısı gösteren öğrenciler yırttı sayılır, baraj altı kalan adayların hali nice peki, hiç merak eden, dertleriyle dertlenen, gıkını çıkaran var mı?…
Sanırım yok.
“Nitelikli” kadrosundaki Kastamonu Fen Lisesi 90 öğrenci aldı misal…
91’inci sırada kalan öğrencinin evvel zamanın Anadolu Lisesi statüsündeki akademik liselerden hiç birine girememe ihtimali dahi var.
Fen Lisesi beklerken…
Soluğu herhangi bir meslek lisesinde alabilir.
İlçelerde durum daha vahim…
Merkez ilçedeki akademik liseler “ikametgah” kriterinden dolayı ilçelere tamamen kapalı.
Misal Seydiler’de Fen Lisesi’ni kılpayı kaçıran öğrenci, diğer “nitelikli” liselere gitmek istemezse, ilçedeki liseye gitmek zorunda…
İlçelerdeki eğitim kadromuz yeterli mi?
İlçelerde kadrolu öğretmen sayısı yetiyor mu?…
Sözleşmeli yahut dışarıdan derse giren öğretmen oranı ne?
Merkez ilçeye bağlı köylerin ortaokullarını bitiren ve istediği nitelikli liseyi tutturamayan öğrenciler, ikamet dışındaki kriterleri tuttuğu takdirde alayı Göl Anadolu Lisesi’ne kayıt yaptıracak…
Merkez köylerdeki ortaokul seviyesi ile Göl Anadolu Lisesi birbirine yakın mı peki?
Soru şu…
Abdurrahmanpaşa ve Göl Anadolu liselerinde misal, ilk eğitim-öğretim yılı sonunda kaç öğrenci sınıfta kalacak yahut zevahiri kurtarmak için Bakanlık kararı ile notlarına bakılmadan sınıf geçirilecek?
Sınıfta kalan öğrencilerin hali nice olacak…
Hayattan bir yıl kaybetmek az mı?
Kadim liselerimizim eğitim-öğretim seviyesi bu sistem ile yükselecek mi yoksa düşecek mi?…
Dert edinen var mı?
Açık Lise kayıtlarının patlama olasılığı çok yüksek diğer yandan…
İstemediği liseye kayıt olmak istemeyen öğrenciler soluğu pekala Açık Lise’de alabilir.
Velisinin imzası yetiyor…
Örgün eğitime nokta koymak için.
Sistemin güzel yanı…
Sanayi’de çırak sayısının artacak olması.
Yeni sistem tam bir fecaat…
Gelecek katili resmen.
Dert edinen var mı?…
Bir parti, bir meslek odası, bir sivil toplum örgütü çıkıp “Ne olacak bu çocukların hali?” diye sormaz mı?
Kastamonu burası; sormaz…
Konuşmaz, duymaz, görmez; susar sadece.
Yutkunur…
Ceremeyi çocuklar çeker.
Not: Honsalar Camisi bahçesinde kek-meyve suyu molası…
Unutulmayacak anılardan biri olarak kalacak muhakkak hepsinin zihninde bu güzel anlar.
Gözleri gülüyor…
Zihinleri pırıl pırıl.
Gökdere’ye çıkarken yolun sonunda boş kamu binaları var…
Binaların biri evvel zaman eğitim gönüllüleri tarafından hizmete açıktı misal, çocuklar müdavimdi, hele bilgisayar derslerine, diğer bina okuldu yanlış hatırlamıyorsam.
Yan yana kamu binalarının kapıları kilit şimdi…
Honsalar mahallesi çocuklarına yönelik ek eğitim mekanları olarak keşke hizmete açılsa bu binalar.
Çocuklar geleceğimiz…
Gözlerini hep güldürmek, zihinlerini paslandırmamak boynumuzun borcu.