“Madenciliğin sebep olduğu
ekolojik tahribat artış gösteriyor”
- TEMA Vakfı Kastamonu İl Temsilciliği, Hanönü ilçesindeki Gökırmak Nehri’nin yanında bulunan bakır madeninin, bölge ve çevre illerdeki su varlıklarında neden olabileceği kirliliğe dikkat çekti.
- İl Temsilciliği tarafından Valiliğe bilgi edinme başvurusunda bulunulurken, konuyla ilgili yapılan açıklamada nehrin Kızılırmak Deltası’ndan sonra Karadeniz’e dökülmesi sebebiyle doğada yaratılan zararın etkilerinin çok büyük olabileceğine işaret edildi. TEMA Vakfı olarak sürecin takipçisi olunacağının da altı çizildi.
Vakfın il temsilciliğinden yapılan yazılı açıklamada madencilik faaliyetlerinin yarattığı tahribata vurgu yapıldı. Açıklamada, “Ülkemizde madencilik faaliyetleri, doğa ve yaşamı tehdit eden felaketleri doğuracak şekilde yürütülüyor. Son dönemde, madenciliğin toprak, su ve havadaki kirletici etkisine dair örneklerle daha sık karşılaşıyor, madenciliğin sebep olduğu ekolojik tahribatın günden güne artış gösterdiğini görüyoruz. Madenciliğin doğal varlıklarımız ve halk sağlığı üzerinde yarattığı tehditler nedeniyle ülkemizin her yerinde sesler yükseliyor. Madencilik sektörünün denetlenmesi ve yarattığı tahribatlar nedeniyle yaptırımlar uygulanması her geçen gün daha fazla önem taşıyor” ifadeleri kullanıldı.
Vakfın madencilik politikalarına yönelik çalışmalarının da hatırlatıldığı açıklamada şöyle devam edildi: “TEMA Vakfı olarak ülkemizdeki madencilik politikalarını yakından takip ediyor, doğal varlıklarımızın madencilik faaliyetlerinin etkilerinden korunması için çalışmalar yürütüyoruz. 2019 yılından itibaren sürdürdüğümüz maden ruhsatlarının dağılımını gösteren harita çalışmaları sonucunda 24 ilde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının bulunduğunu tespit ettik. Ormanlar, korunan alanlar, içme suyu havzaları, tarım ve mera alanları başta olmak üzere statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madencilik faaliyetlerinin yapılabiliyor olması ekosistemimizin geleceği için büyük bir risk oluşturuyor. Doğamızı, su ve toprak varlığımızı, gıda güvenliğimizi tehdit eden bu durum karşısında madencilik faaliyetlerine kapalı alanların belirlenmesi ve bu alanların kanunlarla koruma altına alınması gerekiyor.”
“Bütün doğal varlıklarımız için büyük bir tehlike”
Temsilcilikten yapılan açıklamada, “Ülkemizin hemen her noktasında, vahşi madencilik projelerine karşı yurttaşların yaşam alanlarını savunmak için çaba sarf ettiğini görüyoruz” denilerek madenciliğe karşı halktan gelen itirazlara da dikkat çekildi.
Kastamonu’nun Hanönü ilçesindeki bakır madenciliği faaliyetlerine ilişkin ise “Gökırmak Nehri’nin yanında yer alan bakır madeni ve madene bağlı tesisler başta su olmak üzere bütün doğal varlıklarımız için büyük bir tehlike arz ediyor. Gökırmak Nehri maden sahasından sonra birçok köy ile temas etmekte ve Kızılırmak’a bağlanmaktadır. Yine Gökırmak Nehri suları Altınkaya ve Derbent barajlarına ulaşmakta sonrasındaysa Bafra Ovası’nı kat edip birçok sulak ve sazlık alanın bulunduğu Kızılırmak Deltası’ndan sonra Karadeniz’e dökülmektedir.
Nehrin geçtiği yerlerde yoğun çeltik tarımı, Derbent ve Kolay barajlarının su toplama alanında ise su ürünleri yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Gökırmak Nehri, ülkemizin en büyük ve bereketli ovalarından biri olan Bafra Ovası’nı sulayan Kızılırmak’ı beslemektedir. Bafra sulak alanları ise ülkemizin manda varlığı açısından önemli bir yerdir. Alan ayrıca başta göçmen kuşlar olmak üzere birçok yaban hayatına ev sahipliği yapmakta ve burada yaşayan insanlar için içme suyu olarak kullanılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Bakır madenciliği faaliyetlerinde çinko, kadmiyum, kurşun gibi birçok ağır metalin ortaya çıktığı hatırlatılarak, “Yaşam alanlarımızın korunması, ekosistemin su hakkı ve gıda güvenliğimizin devamlılığının sağlanabilmesi için Valiliğimize sularda madenden kaynaklı kirlilik olup olmadığına dair bilgi edinme başvurusu yapmış bulunmaktayız. Söz konusu başvuru neticesinde sularımızda herhangi bir kirlilik görmemeyi umut eder, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız” dendi.