Seyahat edecek olan turist öncelikle gideceği yerde can ve mal güvenliğinin olmasına dikkat eder.
Tarihi yerleri, gezilecek yerlerin çokluğu, gittiği yerdeki insanların güler yüzlü olması ve samimiyeti, konaklama yerlerinin ve restoranların temizliği ve fiyatların uygunluğu gibi pek çok alternatif tatili ve gelmeyi planlayan turistin önceliğidir.
Kastamonu bu saydıklarımız açısından tam da görülmesi gezilmesi gereken bir yer.
Binlerce yıllık tarihi içerisinde yer alan hanları, konakları, yöresel lezzetleri ile turistler için bir cennet.
Hakettiğimiz yere daha çabuk gelebilmemiz için arz yaratarak talep uyandırmak gerekiyor.
Aslında 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmesi Kastamonu’nun tanıtımı adına güzel bir olay ancak seçimlerin de bu yılda olması gerçekleştirilecek projelerin ikinci plana atılmasına neden oldu bu yüzden kaybedilen zamanın hızla değerlendirilerek turizm için ön görülen çalışmaların bir an önce sonuçlandırılması gerekiyor.
Bu çalışmalar yapılıyordur mutlaka, bizlerin de artık şapkamızı önümüze koyup bazı değerlendirmeleri kendi içsel dünyamızda sorgulayıp hayata geçirmemiz gerekiyor.
Öncelikle sorgulayacağımız olay gelen insanlar ile karşılıklıempati kurabilmek,problemleri ve ihtiyaçlarını anlayarak doğru bir yaklaşımda bulunmak gerekiyor, Kastamonu ile ilgili fikir sahibi olmak, sorulabilecek sorular karşısında doğru ve gerçek bilgileri verebilmek.
Turizm sadece konaklama tesisleri, restoranları ve yöresel ürün satıcılarını ilgilendirmiyor, akaryakıt satıcısından taksiciye, fırıncısından simitçisine, marketinden toptancısına kadar herkesi her kesimi kucaklayan bir sektör ve bu sektörü oluşturan zincirin bir parçası da ne iş yaparsa yapsın o yörede yaşayan insanlar.
Neler yapılabilir sorusuna gelince de;
Önce turizmden başka bir çaremiz olmadığına dair halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Kastamonu tanıtımının seçimlerden önceki ivmeyi yeniden yakalaması gerekiyor.
Özellikle kurulacak olan bürolarda gelen turistlerin düşüncelerinin, olması gerekenlerin, görmek istediklerinin, memnuniyetlerinin ve memnuniyetsizliklerinin sebepleri gibi konuların ciddi bir çalışma ile değerlendirilmesi gerekiyor.
Fiyat politikalarının çok iyi ayarlanması gerekiyor. Maliyetinden çok fiyat kırarak müşteri geleceğini sanmak veya diğer rakiplerinden daha çok müşteri yakalarım düşüncesi ile devamlı fiyatlarla oynamak işletmenin kalitesini düşürmekten öteye bir yere gidemez.
Ön plana çıkarılacak olan turizm alternatifleri üzerinde akademik çalışmalar yapılması gerekiyor.
Restoranların hijyen konusunda sık sık denetlenmesi gerekiyor.
Kaliteli hizmet sunmanın yanında gelen konuk memnuniyetini sağlamak aslında bir sanattır bunu başarabilmek ise ortaya çıkan muazzam bir eser olur.
İnsanın insana hizmet etmesi dünyanın en zor işlerinden birisidir, şeffaf ve güvenilir olabilmek ve müşteri memnuniyetinin devamlılığını sağlamak işletmeyi dolayısı ile yöreyi hakettiği yerlere götürür.
Verilen hizmet gelenleri sürekli memnun ve tatmin ediyorsa hizmet kalitesi yüksek demektir.
Misafir memnuniyetini sağlayacak olan mekanın güzelliğinin yanı sıra çalışan elemanların bilgi ve tecrübesidir.
Aslında turizmin her alanında ileriye yönelik geçmişte sürdürülebilir bir turizm politikalarımız olsaydı bugün Kastamonu çok daha farklı yerlerde olabilirdi.
Gittikçe küçülen turizm pastasından pay almaya çalışan Batı Karadeniz bölgesindeki şehirlerin birbirlerinin bu konuda rakipleri olduğunu bilerek tanıtım ve pazarlamanın daha etkin olarak yapılması gerekiyor.
Değerlerimizi ve varlıklarımızı ön plana çıkararak rekabette olduğumuz şehirler ile farklılıklarımızı ortaya koyarak tam ve profesyonelce bir pazarlama ve tanıtım stratejisi belirlenmelidir.
Kastamonu’nun turizmden başka alternatifi yoktur bunu kabullenmemiz ve ona göre hareket etmemiz gerekiyor, tek çaremiz turizmdir bunu anlayabilmek ve özümsemek işleri daha da kolaylaştıracaktır.
Bülend Çadırcıoğlu