Türk Eczacıları Birliği ve 54 Bölge Eczacı Odası olarak İstanbul Taksim’de meydana gelen ve 6 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği terör saldırısını ve terörden medet umanları lanetliyoruz. Terörün bir insanlık suçu olduğu gerçeğinin altını çiziyoruz. Saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralanan yurttaşlarımıza acil şifalar ve tüm milletimize başsağlığı diliyoruz.
Türk Eczacıları Birliği ve 54 Bölge Eczacı Odasının Başkanları ve yöneticileri 43. Dönem II. Bölgelerarası Toplantısı için 10-12 Kasım tarihlerinde Bursa’da bir araya gelmiştir. Bu toplantıda eczacılık mesleğinin gündemindeki konular ele alınmış ve ulaşılan ortak iradenin kamuoyuyla paylaşılmasına karar verilmiştir:
1- Birinci basamak sağlık hizmet danışmanı ve halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak bir süredir kamuoyu nezdinde dile getirdiğimiz ekonomik sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiştir. 14 yıl sonra ilaç fiyat kararnamesinde yapılan değişiklikler kalıcı çözüm olmaktan uzaktır.
2- İlaç yoklukları ne yazık ki önemli bir gündem maddesi olarak devam etmektedir. Bu durum, hastalarımızı ve meslektaşlarımızı her geçen gün daha da artan oranda mağdur etmektedir. Özellikle onkoloji ilaçları, antibiyotikler, antidepresan ilaçları, çocuk ateş düşürücüleri, ağrı kesicileri ve antibiyotikleri, kulak damlaları, tansiyon ilaçları, göz damlaları ve mevsimsel grip ve soğuk algınlığı ilaçlarına erişimde ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Bazı hastalıkların tedavisi sırasında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde hayati önem taşıyan kan ürünlerinden bazıları piyasada hiç bulunmamaktadır.
Hastalarımızın ilaca erişimde yaşadıkları mağduriyetin sorumlusu eczacılar değildir. İlaç yokluklarının önüne geçilebilmesi için tüm paydaşların görüşleri alınarak İlaç Fiyat Kararnamesinde doğru bir sistem kurgulanmalıdır. Yaşanan bu soruna kalıcı ve gerçekçi bir çözüm bulunmazsa, vatandaşlarımızın ilaca erişimi her geçen gün daha da zorlaşacaktır.
3- Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) karşıladığı çok sayıda ilaçta hastalarımızın ödemek zorunda kaldığı ilaç fiyat farkları gün geçtikçe artmaktadır. Eczanelerde hastane muayene ücreti, reçete ücreti gibi kalemleri ödemek durumunda kalan hastalarımız, bir de aldıkları ilaçlara yüksek fiyat farkı ödemektedir. Bazı ilaçlarda, SGK’nın karşıladığı tutarın daha fazlasını hastalarımız cebinden ödemek zorunda kalmaktadır. Hastalarımızın haklı isyanlarını eczacılara yansıtması dolayısıyla meslektaşlarımız da mağdur olmaktadır. Ancak bu mağduriyetin sorumlusu eczacılar değildir.
4- Sağlık Bakanlığı tarafından 12 Ağustos tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ve kamuda görev yapan sağlık çalışanlarının özlük haklarındaki usul ve esasları belirleyen “Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği”nin yarattığı hak kaybı, kamu eczacılarımız nezdinde halen devam etmektedir. Yönetmelikte yapılacağı belirtilen son değişiklik, stratejik personel olarak görev yapan kamudaki meslektaşlarımızın mağduriyetini gidermekten çok uzaktır. Emekli kamu eczacılarımızın uğradığı hak kayıplarının acilen giderilmesi için gereken mevzuat değişikliği ivedilikle yapılmalıdır.
5- Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması için kontrolsüz fakülte açılışlarına son verilmelidir. Alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun eczacılık fakültelerinin yerlerine ilaç Ar-Ge merkezi kurulmalı, mevcut eczacılık fakültelerinin kontenjanları kademeli olarak düşürülmeli ve eczacılık fakültelerine giriş için başarı sıralaması 50 bin ile sınırlı tutulmalıdır.
6- Sunduğumuz sağlık hizmetinin kalite ve etkinliğini artıracak, eczane ekonomilerini salt ilaç fiyatlarına bağlı yapıdan kurtaracak yeni bir modelin geliştirilmesi için eczacıların sunduğu hizmetler karşılığında Meslek Hakkını almalarını sağlayacak çalışmalar, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Eczacıları Birliği arasında ivedilikle başlatılmalıdır.
7- Sağlığa ilişkin tüm ürünlerin sağlık profesyonellerinin danışmanlığı ve takibinde sunulması gerekir. Farmasötik formdaki gıda takviyelerinin Sağlık Bakanlığından ruhsatlandırılarak sadece eczanelerden, eczacı danışmanlığı ve takibinde halka sunulması yönünde gereken düzenlemelerin yapılması toplum sağlığının korunması açısından zorunludur.
Eczacı ve eczanelerin güvenilirliğini kullanarak sağlığı ticarileştiren başta sosyal medya hesapları ve internet satış platformları olmak üzere, her türlü alternatif satış kanalı oluşturma girişimine her daim karşı duracağız.
8- Eczaneler, 80.000’i aşkın çalışanıyla ülkemizde önemli bir istihdam kaynağıdır. Mesleğimizi güçlü temeller üzerinde yükseltmek amacıyla, meslektaşlarımız eczanelerinde ayrıca ikinci ve yardımcı eczacı istihdam etmektedir. Mevzuatımıza göre söz konusu istihdam koşulları meslektaşlarımızın öz sermayesiyle karşılanmaktadır.
Bugün intörn hekimlere sağlanan asgari ücret desteğine benzer katkı ve hibelerin, mesleğe ilk adımlarını atan yardımcı eczacılarımıza sağlanması ve KOSGEB/İŞKUR gibi desteklerle eczane ekonomilerimizin güçlendirilmesi zaruri bir hal almıştır.
9- Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanan protokolde ödeme günleri netleştirilmeli, ödemeler merkezi sisteme bağlanmalı ve reçete başı hizmet bedeli verilmelidir.
Bizler; “Eczacıya Hak Ettiği Değer Verilmelidir” ana mesajıyla çıktığımız bu yolda, hastalarımıza ve mesleğimize duyduğumuz sorumlulukla; ilaç yokluklarına, ilaç fiyat farklarına, kontrolsüz açılan fakültelere, eczanelerdeki ekonomik çıkmaza, kamu eczacılarının hak kayıplarına, eczacıların yok sayılmasına ve eczacılık mesleğinin değersizleştirilmesine hep birlikte “Dur!” diyoruz.
Hastalarımız, mesleğimiz ve en önemlisi daha sağlıklı bir toplum için tüm meslektaşlarımızla birlikte, Birlik’ten gelen gücümüzle 27 Kasım’da Büyük Eczacı Mitingi’nde Ankara’da olacağız. Hakkımız olanı alana kadar da bu mücadelemize devam edeceğimizi saygıyla duyururuz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ VE 54 BÖLGE ECZACI ODASI