- “Milli Mücadele’nin Yüzüncü Yılı, Kastamonu ve İstiklal Yolu Paneli’nde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Kastamonu olmasaydı Milli mücadele olmazdı” diyerek “Allah Kastamonu’dan, İnebolu’dan dedelerimizden Atalarımızdan razı olsun” dedi.
- Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek ise “İstiklal Yolu yürünmeseydi, İstiklal’i sağlayacak ordu yürüyemezdi. İstiklal Yolu, Milli Mücadele’nin nefes borusudur. Bir dakika nefessiz kalın ölürsünüz. İstiklol yolu bizim ölmemizi önlemiştir” dedi.
“Milli Mücadele’nin Yüzüncü Yılı, Kastamonu ve İstiklal Yolu Paneli” dün Kastamonu Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Türkiye Barolar Birliği, Kastamonu Barosu ve Kastamonu Üniversitesi’nin organizesinde gerçekleştirilen panele Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof.Dr. Metin Feyzioğlu da katıldı.
Programın açılış konuşmalarını Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet Hamdi Topal ve Kastamonu Barosu Başkanı Av.Özgür Demir yaptı.
Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz’ın yöneticiliğini yaptığı panelde Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Özel, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek, Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ercan Çelebi ve Milli Savunma Üniversitesi Alparslan Savunma Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Alb. Hüsnü Özlü konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, panel öncesinde yaptığı konuşmada Milli Mücadele döneminde Kastamonu ve özellikle de İnebolu’nun öneminden bahsetti.
“Kastamonu olmasaydı Milli mücadele olmazdı” diyen Metin Feyzioğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde savaş gemilerine karşı kayıklarla yürütülen bir savaş görülmemiştir. İzmir işgal edildiğinde ilk toplumsal tepkiyi veren Kastamonu; hiç kimsenin tehdidine pabuç bırakmadı. İstanbul basını Milli Mücadele’yi baltalamaya çalışırken Kastamonu’da Açıksöz yokluk içerisinde, parasızlık içerisinde yine çıktı. Allah Kastamonu’dan, İnebolu’dan dedelerimizden Atalarımızdan razı olsun. Büyük Önder Mustafa Kemal’in dediği gibi geldikleri gibi gittiler. İnebolulu mavnacılar sayesinde, Şerife Bacılar sayesinde, Kastamonulular sayesinde, güle güle seve seve şehit olmayı göze alanlar sayesinde gittiler. O halde üstümüzdeki sorumluluklar büyük. Hayatımızda umutsuzluğa yer yok. Umutsuzluğun bastığı yerde inancımız umudumuz olur, yola daha da büyük bir kuvvetle devam ederiz. İhtiyacımız olan en az öğretim kadar eğitimdir. Bu eğitim Milli olmalıdır. Tarihinin yanlışından ders almayan doğrusunu yapamaz tarihinin doğrusundan ders almayan yanlışa sapar” diye konuştu.
Metin Feyzioğlu son olarak, “Birbirimize düşman olarak değil, karşı kampların rakip fertleri olarak değil, sırt sırta mücadele etmiş birbirine sırtını dayamış atalarımızın torunları olarak bakmak için ve Milli mücadelemizin hala devam ettiğini yüreklerimizde hissetmek için dilerim umarım bu toplantı katkıda bulunur” ifadelerini kullandı.
Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu da şöyle konuştu:
“Kastamonu’nun İstiklal Mücadelesi’nde çok önemli bir yeri var. Milli Mücadele ve Kastamonu ile ilgili konuşulabilecek birçok şey var. Hiç işgal görmemesine rağmen hem Çanakkale’de hem de İstiklal harbinde destan yazan bir şehrin emanetçileriyiz. Hem bu emaneti iyi bilmek hem de Cumhuriyet’in hangi şartlarda kurulduğunu bilecek nesillere aktarmak açısından bu tarz paneller çok önemli. Millet olmanın gereği mazide birlik, halde birlik ve atide birliktir. Bir kısmımız geçmişe ağız dolu bir şeyler söylerken bir kısmımız övgüye mazhar hale getiriyoruz; bir kısmımız halde birbirimizle didişiyoruz. Gelecekle ilgili de ortak idealler kurmamız lazım ki birliğimiz beraberliğimiz daim olsun. Bir olursak, diri olursak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir güç yok. Kan kussak kızılcık şerbeti içtik diyen bir milletiz, şerbetliyiz. Soğan ekmek yeriz ama istiklalimizden asla ödün vermeyiz, Cumhuriyet bu şartlarda kuruldu bunu da gelecek nesillere aktarmak boynumuzu yaşatmak boynumuzun borcudur.”
REKTÖR PROF.DR. AHMET HAMDİ TOPAL
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Ahmet Hamdi Topal ise “Milli Mücadelenin 100. Yılına atfen, yüzüncü yıla bir armağan olarak üniversitemiz çarşısına “İstiklâl Yolu Çarşısı” ismini verdik. Üniversitemizde Milli Mücadele Hareketinin 100. yıldönümünde daha önce, 21 Ekim 2019 tarihinde “Milli Mücadelenin Yüzüncü Yılında İstiklâl Yolu ve Yiğit İnebolu Paneli” başlıklı bir program düzenlenmişti. Bu çerçevede, bugün burada Türkiye Barolar Birliği ve Kastamonu Barosu ile birlikte ikinci bir panelde buluşuyor, Milli Mücadelenin ve İstiklâl Yolu’nun havasını hep birlikte teneffüs ediyoruz ve edeceğiz. Milli Mücadelenin 100. yılında, “Kastamonu ve İstiklâl Yolu Paneli”nin başarılı geçmesini, verimli olmasını dilerim. Milli Mücadele Hareketinin 100. yılı kutlu olsun, istiklâlimiz daim olsun. İstiklâl Harbi’nde, vatan müdafaasında vücudunu siper eden kahraman ecdadımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşları ve bütün kahramanlarımızı gazi ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.
Kastamonu Baro Başkanı Av.Özgür Demir de panel öncesi şunları söyledi:
“Kastamonu insanı olarak günümüzde dahi geçilmesi güç İstiklal Yolu’nu kağnıyla kat eden Şerife Bacı’nın bıraktığı Milli mücadele mirasına sahip çıkmaya ve senatolarında asılsız iddiaları kaşıyan haydutlarla sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Tarihleri soykırımla dolu ve güncel uygulamalarında da PKK terörünü destekleyen ülkelerin Türkiye’ye insan hakları dersi vermesi ciddi bir çelişkidir. Bazı lobilerin tarihsel gerçeklere dayanmayan ve ispattan uzak etkileri altında kalan ABD’nin 1915 olayları ile ilgili düştüğü yanlıştan derhal dönmesi ve Ülkemizi tehdit etmekten vazgeçmesi gereklidir. Türkiye düşmanlığını karar organına taşıyan bir ülkeye ait askeri üslerin ülkemizdeki varlığının egemenlik hakkı temelinde yeniden gözden geçirilmesi ve bu konuda uluslararası hukuktaki mütekabiliyet ilkesinin işletilmesi gerektiği kanısındayım.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli mücadeleye ışık tutan “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh, bütün vatandır” felsefesinin günümüzde önemini bir kez daha hissettirdiğini acı tecrübelerle anladık. Din kurumunu alet olarak kullanan adını anmak dahi istemediğim cemaat-terörist başının vatan sathında yapılanmasına engel olunamaması da önemli bir milli mücadele zaafiyeti olarak tarihe geçmiştir.
Aynı zaafiyetlerin yeniden yaşanmaması için vatan sathında yine Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” sözünden çıkılmaması hayati öneme sahiptir. Bilim adamı, gazeteci ve araştırmacıların suikastlerle ülkemizden koparıldığı ve bu itibarla ülkenin yerinde saymasına neden olunduğu ve bu suikastçilerin biraz önce ele aldığım yapılanmalardan güç aldığı da acı bir gerçektir.”
Panelde ise Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Özbek, “Milli Mücadele’de Kastamonu ve İstiklal Yolu” konulu sunumunda, “İstiklal Yolu yürünmeseydi, İstiklal’i sağlayacak ordu yürüyemezdi. İstiklal Yolu, Milli Mücadele’nin nefes borusudur. Bir dakika nefessiz kalın ölürsünüz. İstiklol yolu bizim ölmemizi önlemiştir” dedi.
Konuşmasında İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın dedesi Ali Kemal’e de değinen Hüseyin Özbek, “Ali Kemal, kanıtlı, belgeli işbilikçiliği ile ihanet sembolüne dönüşen bir kişilik. İşgal Istanbul’unda Mihran Efendi’nin çıkardığı Peyam-ı Sabah gazetesi başyazarı. Milli Mücadelenin amansız düşmanı. Adı tiksintiyle anılan, halkın “Artin Kemal” adını taktığı onursuz kalem. Sivas Kongresinin engellenmesi, Mustafa Kemal’in tutuklanması için kumpaslar kuran bir millet düşmanı. Milli Mücadeleyi eşkıya hareketi, Mustafa Kemal’i de eşkıya başı olarak aşağılayan bir dolma kalem. Tarihin tecellisine bakın ki ulusuna ihanetin, işgalciye sadakatin sembolü Ali Kemal’in torunu Boris Johnson, yenilenen seçimle tekrar İngiltere Başbakanı oldu. Günümüzde bazı gafiller çıkıyor ve bizim köyümüzü şereflendirsin diyorlar. Bazıları da onunla gurur duyuyoruz diyor. Bu durum gazilerimizin, şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor” dedi.
SİBEL ÖZEL
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Özel ise 10 Aralık 1919 Kadın Mitingi üzerine bir konuşma gerçekleştirdi.
Sibel Özel konuşmasında Kastamonu’nun Milli Mücadele’de sergilediği dik duruşa dikkat çekerek, “Kastamonu safını Kurtuluş için ölümü göze alan Mustafa Kemal’den yana kullanmıştır. 1. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin bir çok bölümü İngiliz, Fransız, İtalyan, Ermeni ve Yunan’a bırakılırken, Kastamonu Türklere bırakılmıştı. Buna rağmen, padişah ‘savaşmayın teslim olun’ demesine rağmen halk, hainlere değil yiğitlere yönünü çevirdi. Ben 100 önce Kastamonu’nun bu tarihi duruşundan dolayı gurur duyuyorum” dedi.