CHP Milletvekili Hasan Baltacı, TBMM’de Gümrük Kanununda değişiklik yapılmasıyla ilgili oturumda söz alıp, Kastamonu’nun coğrafi işaretli ürünü olan Taşköprü sarımsağının üretimine ithalatta gümrük vergisinin düşürülmesiyle ağır darbe vurulduğunu söyledi.
Baltacı, ayrıca, iktidara mensup vekillerin, gündem dışındaki konuları dile getirmelerine yönelik eleştirisiyle ilgili olarak, “Siz toplumun beklentilerini, toplumun ihtiyaçlarını, toplumun taleplerini gözeten kanun tekliflerini buraya getirmediğiniz sürece, biz de önergeler vererek burada toplumun gerçek sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz. Eğer bir toplum kendi Meclisinde kendi sorunlarını konuşamazsa, çözümü başka mecralarda arar. Kürsüde ülkenin gerçek sorunlarını görüşelim” dedi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Gümrük Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kürsüden yaptığı konuşmada, sarımsak ithalatında gümrük vergisinin düşürülmesiyle Taşköprü sarımsağı üretimine nasıl darbe vurulduğunu anlattı.
Kastamonu’nun coğrafi işaretli ürünü olan Taşköprü sarımsağının üretimine ithalatta gümrük vergisinin düşürülmesiyle ağır darbe vurulduğunu ifade eden CHP Milletvekili Hasan Baltacı, “Son dönemlerde pazarda karşılaştığınız ürünlerde enflasyonun en fazla arttığı ürünlerden birisi Taşköprü sarımsağı olmuştur. Ama Taşköprü sarımsağının fiyatının artmasının en önemli sebebi Kastamonu’da, Taşköprü’de art arda yaşanan dolu felaketleri olmuştur. Şimdi bu dolu felaketinin yaraları sarılmadan hükümet ve iktidar, sarımsağın ithalatında uygulanan gümrük vergisinden bin dolar düşürmüştür. Halbuki bizim yapmamız gereken sarımsak üreticisini korumak, daha fazla destek vermek, çiftçi kayıt sistemini düzelterek çiftçilerin tarım sigortasını genişletmekken, biz sarımsak ithalatında uygulanan gümrük vergisinde indirime giderek Taşköprü sarımsağına ağır darbe vuruyoruz.” dedi.
“MUHALEFET ELBETTEKİ
HALKIN GERÇEKLERİNİ KONUŞACAK”
İktidar partisinden gelen bir eleştiriye katılmamanın mümkün olmadığını ifade eden Baltacı, bu eleştirinin altındaki gerçeği görmek gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Deniliyor ki; ‘Biz burada Gümrük Kanunu’nu konuşuyoruz, biz burada Gümrük Kanunu’nu konuşurken muhalefet milletvekilleri çıkıyor kürsüye kendi gündemlerini konuşuyorlar.’ Evet doğru. Eğer kaliteli bir yasama faaliyeti yürütmek istiyorsak burada, buraya gelen, Meclis’e gelen kanun teklifleri üzerine konuşmamız gerekir. Ama şöyle bir sayı var elimde; 1 Ekim 2019 tarihi itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 27’nci dönemde AKP 163 tane kanun teklifi vermiş, Cumhuriyet Halk Partisi 1530 tane kanun teklifi vermiş, MHP 169 tane vermiş, HDP 82 tane vermiş, İYİ Parti 131 tane vermiş, TİP 2 tane vermiş, Saadet Partisi 1 tane kanun teklifi vermiş. Ama muhalefetin verdiği hiçbir kanun teklifi bu kürsüde konuşulmamış. Eğer muhalefeti yok sayarsanız bu kürsüde, elbette ki, muhalefet, halkın gerçek gündemini konuşacak. Siz toplumun beklentilerini, toplumun ihtiyaçlarını, toplumun taleplerini gözeten kanun tekliflerini buraya getirmediğiniz sürece, biz de önergeler vererek burada toplumun gerçek sorunlarını konuşmaya devam edeceğiz. Bu uyarıyı niye yapıyorum? Eğer bir toplum kendi Meclisinde kendi sorunlarını konuşamazsa, çözümü başka mecralarda arar. Bugün dünya üzerinde bunun örnekleri var; Şili’deki örneği görüyorsunuz, Lübnan’daki örneği görüyorsunuz.”
“İŞÇİLERE KULAK VERİN”
“Bugün Zeytinoğlu bünyesindeki Entil, Hapalki ve Tarkon fabrikalarında çalışan ve dört aydır maaşlarını alamayan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenmiş işçiler basın açıklaması yapmak istedi Eskişehir’de. Basın açıklaması yapmak isteyen o işçilerin üzerine gaz sıkıldı, 3 işçi yaralandı, 29 işçi de gözaltına alındı. Eğer bu Meclis işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin gerçek sorunlarını tartışmazsa toplum kendisine konuşacak başka mecralar bulur, sokaklar gittikçe hareketlenir. Bugün durdurmuş olabilirsiniz. Size sadece şunu söylüyorum: Kulak verin, bu işçilere kulak verin istiyorum. Eğer bugün Eskişehir’deki işçilerin taleplerine kulak vermezseniz, dün Soma’daki işçilerin taleplerine kulak vermeyip yollarını keserseniz, işçilerin ayak seslerini daha çok duyarsınız. Bugün önünü kesmiş olabilirsiniz ama şunu belirtmek istiyorum; İşçi sınıfı kendi hak mücadelesini engelleyenlere her zaman tarihsel olarak cevabını vermiştir, yine de verecektir. Bu gelen, işçilerin ayak sesleridir. Yavaş yavaş, ağır ağır ama kendinden emin bir şekilde Ankara’ya doğru geliyor. Dün Soma’da durdurdunuz, bugün Eskişehir’de durdurdunuz ama Ankara’ya gelişini bu gidişle durduramayacaksınız. Onun için gelin, bu kürsüde bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşalım, kaliteli yasama faaliyetini de bunun üzerine inşa edelim.”