DSİ Genel Müdürlüğü’nce, Türkiye’de depremden sonra en büyük ekonomik kayba neden olan taşkın afetlerine karşı ‘Taşkın Erken Uyarı Sistemi’ geliştirildi.
Karadeniz’de 5 ilde taşkın riski bulunan yerleşim yerlerindeki dere yataklarına kurulacak radar sensörlü seviye gözlem istasyonu ile dere yataklarındaki su seviyesi anlık izlenecek ve taşkından yaklaşık 1 saat önce bölge halkı uyarılarak can ve mal kaybı önlenecek.
Yılsonuna kadar Kastamonu, Artvin, Samsun, Sinop, Ordu, Amasya, Tokat, Karabük, Zonguldak ve Bartın’da da sistemin kurulması hedefleniyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nce, Türkiye’de depremden sonra en büyük ekonomik kayba neden olan taşkın afetlerine karşı ‘Taşkın Erken Uyarı Sistemi’ geliştirildi.
Türkiye’de taşkınları meydana getiren yağışlar ile geçmiş taşkınlara ilişkin envanter verilerinin birlikte değerlendirilmeleri sonucunda, taşkınların en çok ilkbahar ve sonbahar aylarında oluşuyor. Karadeniz, Akdeniz ve Batı Anadolu coğrafi bölgeleri taşkına en hassas bölgeler arasında yer alıyor. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nce, taşkınlara ilişkin taşkın koruma çalışmaları hayata geçiriliyor. DSİ Genel Müdürlüğü’nce geliştirilen çalışmalardan birisi de ‘Taşkın Erken Uyarı Sistemi’. Proje kapsamında Karadeniz’de Trabzon, Giresun, Rize, Gümüşhane ve Bayburt’ta taşkın riski bulunan yerleşim yerlerindeki dere yataklarına 125 adet radar sensörlü seviye gözlem istasyonu kurulacak.
Nisan ayında kurulumu tamamlanacak istasyonlar ile dere yataklarındaki su seviyesi anlık izlenecek ve taşkından 1 saat önce bölge halkı uyarılarak can ve mal kaybı önlenecek.
Yılsonuna kadar Artvin, Samsun, Sinop, Ordu, Amasya, Tokat, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Kastamonu’da da sistemin kurulması hedefleniyor.
‘288 TAŞKINDA 436 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ’
DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, DHA’ya yaptığı açıklamada, Türkiye’de depremden sonra en önemli doğal afetin taşkınlar olduğunu belirtti. Son 20 yılda Türkiye’de yaklaşık 288 taşkın neticesinde 436 kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Yıldız, “Eğer gerekli tedbirleri almasak, bu kayıpların daha da artacağı önümüzdeki yıllarda aşikar. Devlet Su İşleri olarak, taşkınlar ile mücadele konusunu hem yapısal hem de yapısal olmayan tedbirler olarak iki aşamada gruplandırıyoruz. Yapısal tedbirleri, taşkınlara karşı geliştirdiğimiz projeler olarak söyleyebiliriz. Bu anlamda geçmiş yıllarda yaptığımız 10 binin üzerinde taşkın koruma tesisini hayata geçirdik. Şu an yatırım programımızda ve faaliyet alanımızda devam eden yaklaşık 1500 taşkın koruma çalışılmamıza ayrı ayrı dereler üzerinde devam ediyoruz. Projesi hazır olan yaklaşık 2 binin üzerinde taşkın koruma projemiz mevcut. Bunları bütçe imkanlarımız çerçevesinde devreye almak için var gücümüz ile çalışacağız” dedi.
‘NİSAN AYINDA HİZMETE ALACAĞIZ’
Yıldız, yapısal olmayan tedbirler kapsamında birçok faaliyetler olduğuna dikkat çekerek, “Ama son dönemde yaşadığımız taşkınların da etkisi ile ve çıkarttığımız tecrübeler neticesinde özellikle taşkın erken uyarı sistemlerini hayata almak için çalışmalarımızı başattık. 2-3 yıl öncesinde başlayan bir süreçti bu. Şu an itibarıyla Doğu Karadeniz Bölgesi’nde erken uyarı sistemlerini kuruyoruz. Bu kapsamda 125 ‘Taşkın Erken Uyarı Sistemi’ni nisan ayı civarında hizmete alacağız. Sonrasında da Orta ve Batı Karadeniz bölgesinde ve diğer sık sık bu afeti yaşadığımız yerlerde de öncelik vereceğiz. ‘Taşkın Erken Uyarı Sistemi’; yerleşim yerlerine zarar verme potansiyeli olan dereler üzerinde, ‘yukarı havza’ dediğimiz yerlerde, birtakım su seviyesi gözlem istasyonları kuracağız. Bunlar, radar sensörlü istasyonlar olacak” diye konuştu.
‘ERKEN TAHLİYELER SAĞLANMAYA ÇALIŞILACAK’
Yıldız, istasyonların su seviyesinin yükselmesini tespit edeceğini belirterek, “Seviyeler belli bir noktaya geldiğinde yakın takibe alacak ve sistem operatörüne bilgi ulaşacak. Operatör tarafından yakın gözlem ile taşkın ile ilgili bir risk oluşma durumu söz konusu olduğu taktirde ilgili kamu kuruluşlarına hazırlıklı olmaları için haber verilecek. Taşkın riski daha üst seviyeye çıktığında yerel birimler, DSİ bölge müdürlükleri, mülki idare amirleri, AFAD gibi kurumlarımız vasıtası ile yerleşim yerleri haberdar edilip, erken tahliyeler sağlanmaya çalışılacak. Hedefimiz; bunları kısa süre içerisinde tüm ülkede hayata geçirip olası taşkınlarda olabilecek zararları asgariye indirmek. Tabii ki taşkınları kökten bütünü ile önlemek hiçbir zaman mümkün değil. Çünkü bir doğa olayı. Bu derenin yukarı havzasındaki topografı yapısı, uzunluğu ile alakalı. O havzaya yağan yağış, ne kadar sürede şehir merkezine ulaşabiliyor. Bunu ne kadar yukarıda ölçebiliyorsak, o kadar yukarıda ölçüp, o kadar önce haber vermek için istasyonlarımızı programlıyoruz. Bunu belli bir süre ile kısıtlamak mümkün değil ama mümkün mertebe fazla bir süre olması için bu planlamaları yapıyoruz” ifadelerini kullandı.