Bozkurt’ta “yüzyılların felaketi” yaşanmadan evvel elimizde derde derman “Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı” vardı, köy köy “afet” riski ve alınması gerekli tedbirler “harf harf” yazılı, ekseriyetle “sayfa sayfa” uygulanmadığı da ortada…
Bundan sonra bari elimizden düşürmeyelim tedbir külliyatını.
(Söz konusu raporun afet olduktan sonra ellerden düşmemesi ise ayrı “ironi” ve “ders”…
Felaket olmasa, rapor dolu raflar toz içinde kalmaya mahkum ülkemizde.)
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2019 Temmuz’unda tastamam ederek yayımladığı “Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı” tam “821” sayfa…
“Bartın, Bolu, Çankırı,Düzce, Karabük, Kastamonu, Sinop, Zonguldak” illerinin taşkın karşısında sokak sokak handikapları ve çareleri yazılı, dönemin maliyetleri ile “bütçe” de tek tek hesaplı her önlemin gerektirdiği.
Rapordan payımıza düşeni sahaya yansıtmadığımız ortada…
Üstüne üstlük aksi istikamette yürüdük belki de.
(Bozkurt’ta “ihmal topu”, yetkili ve sorumlular cephesinde elden ele dolaşıyor, o kadar hızlı top çeviriyorlar ki takip etmek bile zor, her yetkili ve sorumlunun tutturmaya çalıştığı bir kabahatli hedefi var…
Tedbir namına ne yaptığını açıklayan ise henüz yok.)
Bozkurt ve afetten etkilenen diğer ilçelerde yeniden şehirleşme namına kimi uygulamalar kamuoyuna açıklanmaya başlandı…
“Binalar, köprüler, taşkın tesisleri” yeniden yapılacak, ilk ihale önümüzdeki hafta, hızlı bir “geri dönüş” hedefleniyor.
En kapsamlı olması yönüyle T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı” ve afet sonrası çeşitli sivil kurumlarca hazırlanan “güncel” raporların birleştirilmesiyle oluşturulacak “bütünleşik” bir yol haritası tam anlamıyla sahaya yansıtılacak mı?…
Sırf günü kurtarmanın çare olmayacağı ve aynı felaketin kapıyı yeniden çalabileceği ortada.
Keza afeti Bozkurt ölçeğinin çok altında yaşayan ancak “alarm” veren ve söz konusu raporda adı geçen ilçelerimizde ne gibi “kapsamlı” tedbirlerin ve yeni “şehirleşmenin” ele alınacağı da diğer bir altı çizilmesi gerekli “aciliyet”…
Felaket yolu öğrendi, ilimizde hangi ilçenin kapısının ne zaman çalacağı belli değil.
Sıcağı sıcağına ne kadar yol alabilirsek almalıyız…
En büyük görev halka düşüyor.
Not: Bugün “26 Ağustos”…
Kurtuluş Savaşı’nı zafere götüren “Büyük Taarruz” 1922’de bugün başladı Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasının ardından bir yıl süren hazırlığın zaferle taçlandırıldığı 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne çıkılan yolun ilk günüdür 26 Ağustos…
Kurtuluşun arifesidir.
26 Ağustos 1925’in de ayrı kıymeti vardır…
Atatürk İnebolu’dadır o gün.
Bir gün önce gece saatlerinde gelmiş ve yeni güne gözlerini İnebolu’da açmıştır.
Belediye’de halka bir araya gelir…
İnebolu yanı sıra Abana, Çatalzeytin ve Tosya’dan da gelen resmi yetkililer ve “İnebolu Ticaret Odası, Türk Ocağı, Esnaf Odası, Kayıkçılar Loncası” üyeleriyle bir bir görüşür, ulusal bağımsızlığın askeri güç yanı sıra “ekonomi” gücünden de geçtiğini tarih önüne serer.
Akşam saatlerinde sivil giyinir ve beyaz Panama şapkası ile şehrin içinde yürür, gece fener alayı yapılır, halk Ata’sını bağrına basar…
Bir gün sonra meşhur “İnebolu Nutku” tarihe düşecektir.
MUSTAFA AFACAN